Ölümün “beyaz” olanı var mıdır?

Bir insan nasıl donar, hiç hayal ettiniz mi?

Ayaklarınızdan yukarı doğru gelen ağır bir yorgunluğun...

Yavaş yavaş bedeninize yayıldığını hissettiniz mi hiç?

“Birkaç dakika uyursam gücümü kazanırım, her şey düzelir!”

Duygusuna hiç kapıldınız mı?

Tam o tatlı uykuya geçerken sevgilinizin, karınızın, çocuklarınızın siluetlerinin önünüzden süratle geçtiğini hayal ettiniz mi?

Eğer bunları hayal edebilirseniz...

Sarıkamış'ta on binlerce Mehmed'in...

Yolun kenarında tüfeğine yaslanarak...

“Şöyle bir çömeleyim hemen kalkarım...” derken...

Terli bedeninin üç dakika içinde nasıl donduğunu anlayabilirsiniz...

O gencecik insanların karanlık ormanlara...

Uçurumlara çığlıklar atarak neden koştuklarını daha iyi anlar...

En acısı da, bu kahramanların şehit kütüklerine kaydedilmeyip...

Savaşın yitikleri olarak adlandırılmalarının acısını içinizde hissedersiniz...

Eğer 93. Alay...

110 yıl önce...

Tam da 26 Aralık gecesi...

Allahuekber Dağları’nın zirvesinde...

Tipiye yakalanıp sabah olmadan yarısı kaybolmuş ise...

Onları yitik olarak isimlendirmek yazıktır...

Onlar bizim için kutsal şehitlerdir...

(*) Hanri Benazus’un, “Sarıkamış Gerçeği” adlı eserinin sunuşunu yazan Prof. Dr. Bingür Sönmez’in kaleminden...)

***

Türk tarihinin...

En kansız...

En kahredici savaşı...

Kars’ı Ruslarıın elinden almak için...

“Beyaz Cehennem”e daldığımız günlerde yaşandı...

Sarıkamış Muharebesi / 26 Aralık 1914- 4 Ocak 1915)

Aradan 110 yıl geçti...

Bir asırdan fazla ama…

Şanlı tarihin unutulmazları arasında…

***

Başkumandan vekili Enver Paşa...

Kars’ı, Ruslar’dan geri almak için...

Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında...

Osmanlı Ordusu’nun...

Yok olmasına neden oldu...

Planını çoktan yapmıştı Enver Paşa...

Büyük bir güçle...

Ruslar’ı hiç beklemedikleri bir yerden...

Allahuekber dağlarından aşarak vurmayı ve...

Kars’ı yeniden vatan topraklarına katmayı aklına koymuştu...

Allahuekber’in...

2-3 bin rakımlı geçitlerinde...

Isı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu...

Mehmetçik’in büyük bölümü ise çölden gelmişti ve...

Üzerlerinde yazlık üniformalar vardı...

O günleri yaşayan...

Kurmay Subay Şerif Bey’in...

“Sarıkamış” kitabındaki anıları...

Okurken bile hepimizi ürperten satırlar olarak tarihe geçti...

Şöyle diyor Şerif Bey:

“Yol kenarında karların içinde çömelmiş asker, kar yığını kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu… Yola devam etsin istedim; benim farkında bile değildi; zavallı çıldırmıştı... O lanetli buzullar içinde sadece bir günde 10 binden fazla askeri karların altında bıraktık ve geçtik...”

Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili...

Dük Aleksandroviç Pietroviç’in anılarından birkaç satır:

"İlk sırada diz çökmüş dokuz kahraman... Mavzerleriyle nişan almışlar ama tetiği çekememişler... İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler; öylesine kaskatı kesilmişler... Ve sağ başta Binbaşı Nihat... Dimdik ayakta, başı açık, gözleri karşıda... Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım... Bizden çok evvel, Allah'larına teslim olmuşlardı...”

***

Cwdfewfdewfewfewfew

Bitiriyoruz...

Şanlı tarihimizin en acı sayfasıdır okuduklarınız...

Yer; Sarıkamış...

60 bini donarak olmak üzere...

78 bin şehit verdik 110 yıl önce...

Sarıkamış’ı kuşatma harekatı...

Aşırı soğuk ve açlık yüzünden...

Hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915'te sona erdi...

Rus birlikleri ise...

Bu “donduran savaş”ta 32 bin askerini kaybetti...

Nokta...

Hamiş 1: Dönemin Başkomutan Vekili Enver Paşa, hezimetin tek sorumlusu olarak gösterildi... Bir maceraperest olduğu ileri sürülen Enver Paşa'nın, Almanlar’ın Avrupa cephesindeki yüklerini hafifletmek uğruna, 90 bin askeri Sarıkamış dağlarına gömdüğü iddia edilmişti...

Hamiş 2: Bu milli faciayı “110 yıl sonra” neden hatırlattım? Bir; geçmişteki acılarımızı bugünün gençlerine öğretelim; bilsinler, toparlansınlar… İki; bu büyük acıyı asla unutmasınlar... Vatan sevgisi yüce bir duygudur… Hele şanlı bayrağımız için bir ömür verilir!”

Sonsöz: “Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey vermez... Yakar, yıkar, öldürür ve yok eder... Antoine De Saint Exupery - Fransız pilot, yazar ve şair...”