O TV dizisinin “yedi kelimelik” uzun adından...
Heyecanla...
Neler yaşanacağı aşağı / yukarı belli oluyordu:
“Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar”
***
Kabul etmek gerekir ki...
Nasıl...
“Şarkılar Bizi Söyler” diye bir tanım varsa...
“TV dizileri de bizi anlatıyor” hayatın içinden...
Bu kesin!
***
Sabahın köründe tramvayda – otobüste bile...
Dillerde o dizi…
Neden?
Çünkü...
Gerçeğin ve geçmişin bize “tokat gibi” etkisini anlatıyor...
Entrika ile yoğrulmuş bir konu ve...
El bebek – gül bebek büyütülmüş...
Avrupa’da eğitim almış...
Paşa çocuğu, yakışıklı bir genç adam...
Aynı zamanda...
Gözünü kırpmadan...
Tek kurşunla paşa babasının canını alan...
Bodrum’da sürgün cezası yiyen bir erkek evlat...
Hepsi doğru...
Tamamı gerçek...
Zaten bu özelliğiyle konuşuluyor ve izleniyor...
Çünkü havalı bir TV dizisi ve heyecan yaratıyor:
“Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar...”
***
Dizinin başrolünde...
Türk Edebiyatı’nın ünlü romancılarından...
“Halikarnas Balıkçısı” olarak anılan ve...
Son nefesini 83 yaşında İzmir’de veren...
Ünlü yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın...
Gençlik yıllarında...
Ve dahi “baba evi”nde geçen heyecan kasırgası yaşamı...
Hepimizi etkilemeye devam edecek...
***
Now TV’nin dizisini takip edenler iyi biliyor...
Bu yaşanmış öykü...
“Baba katlinden, Halikarnas Balıkçısı”na...
Cevat Şakir’in trajik öyküsü olarak tarihte yerini alıyor...
***
Peki...
Dizinin en heyecanlı yanı neresi?
Tartışmasız yarattığı rüzgar...
Çünkü...
Bir evlat gözünü kırpmadan Paşa Babası’nı öldürüyor...
Ve o kişi...
“Halikarnas Balıkçısı” imzasıyla...
Yıllar sonra...
Bodrum’a güzellikler katıyor...
O’nu okuyanlar iyi bilir...
Cevat Şakir’i...
Şimdilerde “baba katili yazar” olarak dillerde dolaştırsalar da...
Gerçekleri öğrenmek faydalıdır...
Oysa...
Cevat Şakir...
1939'da yayınlanan “Ege Kıyılarından”...
1947 tarihli “Merhaba Akdeniz”e ve yine...
1956’da yayınlanan “Aganta Burina Burinata”ya kadar...
Geniş bir yazın dünyasına eser bıraktı...
Peki...
Cevat Şakir neden kendisine...
“Halikarnas Balıkçısı” takma adını yakıştırarak kitap yazdı?
Kim bilir?
Belki de “Cevat Şakir” adından kurtulmak istiyordu!
Üretken bir yazardı…
“Yıllar Yorgun Ben Yorgun…” demedi…
Yarım asra…
12 öykü kitabı… 6 roman… 1 otobiyografi… 9 deneme… 7 çocuk kitabı… 6 İngilizce eser… 2 çeviri…
Sığdırdı…
***
Gelelim, cinayet gecesine...
Cevat Şakir...
İtalya’dan, İstanbul Büyükada’daki baba evine...
Roma’da evlendiği eşi...
İtalyan model Agnesia Kafiera'yla ve bebeği ile gelmişti...
O sırada takvimler 1913’ü gösteriyordu...
***
Independent Türkçe'den Mehmet Mazlum Çelik'in...
2020'de hazırladığı biyografiye göre...
Cevat Şakir'in…
Babasını...
“Korkunç bir plan” ile öldürdüğüne yönelik iddialar mevcut...
Ne kadar doğru bilinmez ama...
Cevat, eczaneden aldığı ilaçla bir gece...
Yalı’da kim varsa uyutmuştu...
Ardından Babası Şakir Paşa'nın odasına gelmiş...
Önce kapıdaki köpeği etkisiz hale getirmiş...
Sonra da paşa babasını tek kurşunla vurarak öldürmüştü...
***
Dehşet veren bir iddia da...
Ünlü tarihçi ve gazeteci Murat Bardakçı’nın...
23 yıl önce (2001) Hürriyet Gazetesi’nin...
“Öteki Dünya” köşesindeki iddia ile öne çıkıyordu...
Yazının başlığı şöyleydi:
“Yakın tarihimizdeki gerçek bir paşa tecavüzü olayı”...
Cinayete gerekçe olarak da...
Paşa babanın…
İtalyan geliniyle girdiği yasak ilişki iddiası gösteriliyordu...
Ve...
Cevat Şakir cinayet iddiasıyla yargılandı ve...
15 yıl kürek cezasına çarptırıldı...
***
Bir de mektup var ortada...
Yine iddiaya göre...
Ünlü çevirmen merhum Azra Erhat'a yazdığı mektupta...
Cevat Şakir cinayet nedenini şöyle anlatıyor:
“Münakaşa etmiştik; babam suikasttan korktuğu için...
Yanında hep tabanca vardı... Tartışma öyle bir raddeye vardı ki...
Üzerime ateş etti... Ben de rastgele oradaki bir tabancayı alarak... Ona doğru, nişan almadan, ateş ettim...”
***
Cevat Şakir, o dönemde...
Damat Ferit Paşa hükümetinin ilan ettiği...
Genel aftan yararlanarak serbest kalmıştı...
Daha sonra (13 Nisan 1925) Resimli Hafta dergisinde yayınlanan...
“Hapiste idama mahkum olanlar, bile bile asılmaya nasıl gider?”
Başlıklı yazısı nedeniyle...
İstanbul İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı...
Bodrum'a sürgün edilmişti...
Üç yıl sonra serbest kaldı ama Bodrum’dan ayrılmadı...
Hem kitap yazdı hem de...
Yurt dışından tohum ve fidan getirerek..
Bodrum'un güzelleşmesi için büyük çaba harcadı...
***
Bitiriyoruz...
Cevat Şakir...
13 Ekim 1973'te hayatına gözlerini yumdu...
Kemik kanserinden dolayı...
İzmir'in Hatay semtinde hayata veda etti...
83 yaşında ölen yazar, vasiyeti üzerine yine Bodrum'a defnedildi...
Ne var ki…
Paşa babası ile arasında geçenler…
O günden bugünlere hep karanlıkta kaldı…
Gerçek aşk hikayesi öyküsü…
Hiç güneş yüzü görmedi…
Nokta...
Sonsöz: “Şarkılar bizi söyler; TV dizileri bizi anlatır.../ Anonim...”