Dolu dolu…
Tam 25 yıl önceydi…
Takvimler 1999 yılını gösteriyordu…
Şubat’ın 16’sı…
Günlerden de Pazartesi’ydi…
PKK’nın elebaşı…
Bebek katili Abdullah Öcalan…
Kenya'nın başkenti Nairobi'de…
İki pilot, dört MİT personeli tarafından…
“60 saniye”de paketledi…
Ne olduğunu bile anlayamadı…
Elleri ve gözleri bağlanmıştı…
Ölüm korkusu tüm bedenini sarmıştı…
Sesi titriyordu…
Herhalde öldürüleceğini sanıyordu…
Tam o sırada…
Karşılıklı konuşma başladı:
Görevli: “Sen şimdi bizim misafirimizsin... Sana bir şeyler sormak istiyorum... Rahat ol… Kendini öyle sıkıntıya sokma… İstediğin bir şey varsa...
Öcalan: “Ben ülkemi severim... Annem de Türk’tü… Eğer bir hizmet gerekirse yaparız... Onun dışında bana bir şey sormayın…”
Görevli: “Sorularımıza cevap verirsen, hizmet yapmış olursun…”
Öcalan: “Türkiye’ye dönünce hizmet edeceğim... Fırsat verirseniz ederim…”
Görevli: “Bak şimdi kayıt yapıyoruz...”
Öcalan: “Kaydedin, yayınlayın... İşkence etseydiniz... İşkence etmediniz... Ama ben gerçekten söylüyorum... Türkiye ve Türk halkını seviyorum… Onlar için iyi hizmet edeceğime inanıyorum... Fırsat verilirse yaparım…”
Görevli: “Fırsat veririz de istediklerin ne?”
Öcalan: “Bir fırsat verilirse, bir hizmet imkanım varsa ki; inanıyorum vardır, hizmet yapabilirim…”
***
Bebek katilinin paketlendiği uçakta sözünü ettiği “fırsat”…
Belli ki…
Çeyrek asır sonra…
Talih Kuşu gibi başına konmuş durumda…
***
Bi’nefes alalım ve “paketlenme” işleminden önce…
Neler olduğunu hatırlayalım:
“Takvimler 04 Şubat 1999”u gösteriyor…
Apo’nun paketlenmesinden 12 gün önce…
Günlerden, Perşembe…
CIA'in Ankara İstasyon Şefi…
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'dan randevu istiyor…
Elinde imzasız ve antetsiz bir kağıt var…
Washington kararını vermiş; “Öcalan’ın yakalanması için artık size yardım edeceğiz” diyor… Atasagun kağıda göz atıyor…
Ve görüyor ki: CIA hiçbir şeyi şansa bırakmamış…
MİT Müsteşarı’nın önündeki kağıtta…
Türkiye'nin operasyonda hangi tip uçak kiralayacağı…
Menzilinin hatta uçakta ne tür kelepçe bulundurulacağı bile yazılıydı…
Mesela…
Öcalan uçağa adım attığı andan itibaren…
Kameraya çekilmesi gerekiyordu…
Yolculukta bir de doktorun olması gerekliydi…
Uçakta bulundurulması gereken ilaçların listesi bile unutulmamıştı…
Peki bu yardımın koşulu neydi?
Kağıdın son satırlarında o da yazılıydı…
Beyaz Saray…
Öcalan'ın yolda kazaya uğramamasını…
Yani infaz edilmemesini ve adil bir mahkemede…
Yargılanmasını istiyordu...
***
Sonrasını hatırlayacaksınız…
Uzun olmayan bir mahkeme süreci…
İdamdan dönüş…
Ve…
İmralı’da çeyrek asra yakın hapishane hayatı…
***
Bugünlere dönelim…
Takvimler 22 Ekim 2024’ü gösterirken…
Beklenmeyen bi’şi oldu…
MHP Lideri Devlet Bahçeli…
PKK lideri Abdullah Öcalan’a…
Örgütü lağvetmesi koşuluyla…
“Umut hakkı” için başvurması ve…
Gazi Meclis’te…
DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşması için çağrı yaptı…
Bahçeli’nin sözleri…
Türkiye'de büyük yankı uyandırdı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Devlet Bahçeli’nin önerisine…
Yedi gün sonra karşılık verdi; hayli dikkatliydi:
“Geniş arka plan ışığında, önyargısız olarak değerlendirilmeli…”
***
Peki, o arada ne oldu?
Türkiye'nin savunma sanayinde…
Dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla…
Ankara Kahramankazan’da yaratılan TUSAŞ Merkezi’ne…
İnanılacak gibi değil ama…
İki PKK teröristi ölümüne baskın yaptı…
Beş çalışanımız hayatını kaybetti…
Teröristler kendilerini bomba ile imha ettiler…
Kanlı baskını PKK üstlendi…
***
Bu arada…
Bahçeli’nin, "Öcalan’a “Umut Hakkı” tanınması ve Öcalan’ın DEM sıralarında çağrı yapması" önerisine…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş…
Bir iddiayı seslendirerek öne çıktı:
“AK Parti, üç defa Öcalan’ı çıkarma teşebbüsünde bulundu… İktidar Partisi, Erdoğan imzasıyla 2003, 2006 ve 2013'te Öcalan’ı etkin pişmanlıktan faydalandırmak istedi… CHP'nin itirazları sonucu bu öneriler kabul edilmedi…”
Kimsecikler…
“Hayır, böyle bi’şi olmadı!” diyemedi…
***
Sıraladıklarımız…
Hep…
Dünde ve bugünlerde kaldı…
Peki…
“Abdullah Öcalan” ile ilgili…
Yarın’larda neler yaşanacak?
***
Önce şuna karar vermek gerekiyor!
Bebek katilinin…
TBMM Çatısı altında konuşması…
“Bir Devlet Projesi” mi?
Yoksa…
Başka satırbaşları da var mı?
“Öcalan, gelsin konuşsun!” önerisi…
Önceden planlanmış mıydı?
PKK neden?
Bu davet çağrısından sonra TÜSAŞ’a baskın yaptı?
Çeyrek asırdır…
İmralı’da cezasını çeken “Bebek katili”ni affederek…
Gerçekten PKK bitirilmiş mi olacak?
Aylar önce gazeteci Murat Yetkin…
Şu sorularla akıllarda kalmıştı:
Öcalan’ın idamının önce durdurulup…
Sonra önlenmesi bir “devlet projesi” değil miydi?
Bu öneriyi ısıtan mevcut hükümet…
Öcalan’ın…
Hiçbir şekilde tahliye edilmemesi için…
İnfaz Yasasına madde eklenerek “Bebek Katili”nin…
Tahliye edilip…
Konuşma yapmasını istemek…
Türkiye’nin hafızasına “nokta koymak” anlamına gelmez mi?”
***
Bitiriyoruz…
İlk silahlı saldırısını 15 Ağustos 1984'te gerçekleştiren…
Bölücü terör örgütü PKK…
Tam 40 yıldır yurt içinde ve dışında kan döküyor…
Can almaya devam ediyor…
15 Ağustos 1984’ten bu yana geçen çatışmalarda…
(Tam 14 bin 600 günde)
Toplam 14 bin 902 resmi görevli ve sivil insanımız şehit oldu…
Daha açık ve net yazarsak…
“40 yılda her gün bir şehit verdik!”
Nokta…
Hamiş: “Silahlar ya gömülecek ya da silah tutanlar gömülecektir… / Devlet Bahçeli – MHP Genel Başkanı…”
Sonsöz: Anlaşılmak gibi bir derdimiz vardı... Ne zaman ki, kendimizi anlatamadığımızı fark ettik… İşte o vakit susmalar dostumuz oldu… / Hz. Mevlana…”