Nedim ATİLLA
Büyük bir ressamın, yazarın ve tiyatrocunun ardından
4 Eylül 2024 Çarşamba

Çağdaş Türk sanatının usta isimlerinden Mehmet Güleryüz’ü dün Paris’te kaybettik. 1989’da üstlendiği Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği kurucu başkanlığını 1992 yılına kadar sürdüren sanatçı, Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine verilen "Devlet Sanatçısı" unvanını kabul etmemişti. Mehmet Güleryüz bir eğitimci olarak da sanatımıza büyük katkılarda bulundu.

Özgeçmişini ancak bu kadar kısaltabildim: Baba tarafındaki aile büyüklerinde kent kültürüyle yetişmiş, seçkin eğitimli kişiler bulunurken bir yandan da Osmanlı geleneksel kültürü ve disiplini hâkimdir. Muhafazakâr olduğu kadar Avrupalı yönü de gelişmiş olan ailenin bir özelliği deüyeleri arasında hattatların oluşudur. Hattat dedesi ile akademili bir ressam olan halası Bedia Güleryüz’ün çalışmalarına aşinalık kazanan Mehmet Güleryüz, bir yandan anne ve babası, bir yandan da klasik müzik icra eden çello ve keman yapımcısı dayısı vasıtayla, sanatçılar arasında büyümüştür. Güleryüz, ilkokul döneminde akademide Bedia Güleryüz’ün hocası olan Hikmet Onat, Feyhaman Duran, İbrahim Çallı, Şeref Akdik’in resimleri ileiçiçe büyümüştür.

1958 yılında şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümüne uygulamalı yetenek sınavını kazanarak kaydını yaptırdı. Dört yıl boyunca gördüğü sanat eğitimini bölümünün birincisi olarak tamamladı. Bu dönemde resim eğitiminin yanı sıra tiyatro çalışmalarına da zaman ayırarak; oyunculuğunu geliştirdi ve profesyonel oyunculuğa 1963 yılında Asaf Çiğiltepe’nin yönetimindeki “Arena Tiyatrosu”nda başladı. Aynı yıl kişisel olan ve çoğunluk çalışmalarını desen oluşturan ilk sergisini de açtı.

Kazandığı devlet bursu ile resim ve Lithografie ihtisası yapmak üzere gittiği Paris’te PontdesArts’da nefis işlere imza attı. 1975 yılında yurda döndü. Akademideki hocalığından sonra 1980’de New York'a gitmek üzere görevinden istifa etti. 1985’te İstanbul’a geri dönerek 2000 yılına kadar kendi adını taşıyan atölyesinde sanat eğitimi dersleri verdi. Bu arada, 1986’da Kalın adlı sanat dergisinin yayımını gerçekleştirdi.

Üretti, üretti, üretti. Yaşamın anlamının üretimde olduğunun bilincindeydi hep.Sanatında, toplumsal sorunlara, insan ilişkilerine ve kültürel değerlere dair derin bir gözlem ve yorum getirdi. Hem klasik hem de modern teknikleri ustaca birleştirerek özgün bir sanat dili oluşturdu...

15 sene önce bir sergisi için şöyle yazmışım: Mehmet Güleryüz, geleneksel Türk sanatının ve kültürünün modern yorumlarıyla hem yerel hem de uluslararası sanat arenasında tanınmıştır.Güleryüz, köklerinin uzandığı Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönem sosyo-kültürel ortamına doğal ve duygusal olarak yakındır. Fakat bu arada içinde büyüyüp olgunlaştığı toplumla da sıkı bağları vardır. Yurtdışında yaşadığı dönemde kendisini, bir arada olduğu Türklerle ve ülkesinin genel siyasi gündemiyle daha da fazla ilgilenmek durumunda hissetmiştir. Mehmet Güleryüz sanat hayatı boyunca resimlerinde, heykellerinde ve performans gösterilerinde toplumsal değişimin izlerini ve sorunlarını yansıtan eserler üretti.  Güleryüz'ün kullandığı teknik, eserindeki konu ile birlikte rahatsızlığını iletmek için kullandığı bir araçtır. Toplum içindeki sınıfsal göstergeler, kadın istismarı, doğa tahribatı, siyaset, kişilik bozuklukları, cinsellik, hayvan hakları gibi konular eserlerine konu olan başlıklar olarak göze çarpmaktadır. Sanatçı, bu konulardaki rahatsızlıklarını farklı dönemlerde yapmış olduğu eserleri ile Türkiye'deki sosyolojik olayları çarpıcı şekilde yansıtmıştır.Güleryüz'ün sanatı, genellikle figüratif ve anlatımsal özellikler taşır. İnsan figürü, toplumsal temalar eserlerinde sıkça yer alır. Canlı renkler ve güçlü biçimsel ifadeler, onun sanatsal dilinin belirleyici unsurlarıdır.Eserlerinde toplumsal eleştiriler, insan ilişkileri ve kültürel değerler gibi temaları işler. Bu yönüyle, Türk toplumunun sosyal ve kültürel dinamiklerini sanatına yansıtır.

Mehmet Güleryüz’ün eserleri, birçok uluslararası sanat galerisinde ve müzede sergilendi. Paris, New York, Berlin gibi sanat merkezlerinde açtığı sergilerle, uluslararası sanat camiasında tanındı.  Güleryüz, çeşitli uluslararası sanat fuarları ve bienallerde yer almış, bu etkinlikler sanatının küresel ölçekte tanınmasını sağlamıştır.Eserleri, önemli müzelerin ve özel koleksiyonların bir parçası olmuştur. Bu müzeler ve koleksiyonlar, sanatçının uluslararası sanat dünyasındaki prestijini pekiştirmiştir.Sanatçının çalışmaları, uluslararası sanat eleştirmenleri tarafından incelenmiş ve sanat dergilerinde makalelere konu olmuştur. Bu tür yayınlar, onun global sanat sahnesindeki yerini pekiştirmiştir. Güleryüz, çeşitli uluslararası sanat ödülleri ve onurlandırmalar almıştır. Bu ödüller, onun sanatının uluslararası alandaki takdirini göstermektedir.

Mehmet Güleryüz'ün eserleri çeşitli önemli koleksiyonlarda ve müzelerde yer alıyor. Bunlar arasında hem ulusal hem de uluslararası koleksiyonlar var. Türkiye'deki Koleksiyonları şöyle bir sıralarsak, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Pera Müzesi, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi önde gelir. Elbette aklınıza gelebilecek tüm önemli kişisel koleksiyonlarda mutlaka bir veya birkaç Mehmet Güleryüz eseri vardır.

New York, Paris, Berlin, Frankfurt gibi önemli kültür şehirlerinde Güleryüz'ün eserleri bulunuyor.Güleryüz'ün eserleri, bu koleksiyonlar sayesinde uluslararası sanat sahnesinde geniş bir izleyici kitlesine ulaşmış ve sanatının evrensel değerini pekiştirmiştir. Saygı ile anacağız kendisini…

Güleryüz’ün grotesk heykel çalışmasıhalen İstanbul Modern’in en çok ilgi çeken koleksiyon eserlerinden birisi olmaya devam ediyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ağlayan fotosu hiç yok! Ama…
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli Çocuklara Mektuplar (5) Yönetmen değil, önce insanım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet, cemaat ve cinayet!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’de en yüce değer, tembelliktir
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Okullar açıldı
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Nefes nefese bir yaz geçti'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva