Metehan UD/EGEDESONSÖZ- İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen operasyon sonucunda liderliğini İnanç Meçul’un yaptığı silahlı suç örgütü çökertilmişti.
Cumhuriyet Savcısı Ahmet Ören tarafından hazırlanan iddianamede ise örgütün eylemleri hakkında detaylara yer verildi.
‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak' ve 'nitelikli yağma' suçlarını işlediği belirtilen örgütün Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Torbalı Şubesi ile Mete Faktoring isimli şirketi paravan olarak kullandığı, derneğe çağırdıkları kişilerden silah ve tehdit yoluyla para aldıkları, çökmeye çalıştıkları kişilerden “şehit ailelerine yardım” adı altında tehdit yoluyla para aldıkları ve bazı darp, yaralama olaylarına karıştıkları iddianameye yansıdı.
Ayrıca zanlıların mallarına çökmeye çalıştığı kişiler hakkında bazı devlet görevlilerinden şahısların kişisel bilgilerini aldıklarını, emniyet içerisinde kendileri ile birlikte çalışan kişiler olduğunu mağdurlara söyleyerek korku saldıkları da iddianameye yansıdı.
ÇAKARLI ARABALAR, TELSİZLER…
Örgütün yönetim şemasının ise iddianamede detaylı olarak verildiği görüldü. Liderliğini İnanç Meçul’un yaptığı örgütün iki numaralı isminin ise Muhammet Özdemir olduğu görülürken diğer şüpheliler Emir Kadir Ağıral, Ersoy Dönmez, Enes Ağıral oldukları ve örgütü eyleme azmettiren kişilerin ise Bekir Helvacı ile Nedim Can Helvacı olduğu iddianamede belirtildi. Meçul’un otomobillerinde çakarlı araç, telsiz kullandığı, Torbalı’dan ayrıldığı anda araçlarına Valilik Protokol kartı ve T.C. ibareli levhaları takarak kendisine devlet adamı izlenimi verdiği iddianamedeki ifadelerde yer aldı.
4 MİLYON 750 BİN TL’YE ÇÖKTÜLER
Bornova’da bir paketleme işletmesi bulunan mağdur iş insanı M.Ö., babası ile İnanç Meçul'ün uzak akrabası ve aynı zamanda olayın şüphelisi Bekir Helvacı ve Nedim Can Helvacı arasında 30 yıl öncesine dayalı bir borç-alacak anlaşmazlığının olduğunu ve olayın İnanç Meçul’e havale edildiğini ifadesinde belirtti. İnanç Meçul tarafından tehdit edildiğini belirten M.Ö., Meçul ve adamlarının kendi işletmesine gelirken araçlarına Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Torbalı Şubesi yazan levha taktıklarını ve araçlarında çakar bulunduğunu aktardı. M.Ö. kendisinden tehdit yolu ile 4 milyon 750 bin TL para alındığını ifadesinde aktardı. M.Ö. ayrıca Ramazan ve Kurban bayramlarında şehit ailelerine yardım adı altında kendisinde tehdit yoluyla para alındığını da ifadesine ekledi.
Örgüt lideri İnanç Meçul ile dernek binasında görüştüklerini anlatan M.Ö., dernekte bulunan kasanın içerisinden kendisinin de göreceği şekilde silah çıkarıldığını gördüğünü, kendisinden tehdit yoluyla para koparıldığını da ifadesinde anlattı.
MAĞDURLARIN GBT KAYITLARINA KADAR BAKMIŞLAR
M.Ö.’nün ifadesinde dikkat çeken bir detay ise bazı emniyet görevlileri ile suç örgütü arasında işbirliği olduğuna dair iddialara dair bilgiler verilmesiydi. M.Ö., İnanç Meçul’ün kendisine ve ailesine ait kimlik bilgileri, gayrimenkuller, otomobiller, işe giriş-çıkış saatleri ile diğer kişisel bilgilerin elinde olduğunu ve Meçul’ün emniyet içerisinden isimlerle çalıştıklarını kendisine söylediğini ve tehdidin büyüklüğü sebebiyle ödemeleri yapmak zorunda kaldığını ifadesinde aktardığı görüldü.
M.Ö.’nün ifadesinde arabasına el koymak istendiğini İnanç Meçül’ün kendisine “senin adına kayıtlı Mercedes marka araç var onunla beraber şirket araçlarından bir tanesini ayarla, 1-2 saate kadar adamlarım gelip arabayı alacak’ dedi. Bende kendisine benim aracımın modelini nereden öğrendiğini sorduğumda, cevaben ‘GBT kayıtlarında bunlar çıkıyor, eşimiz dostumuz var bizim için bunlara ulaşmak sorun değil’ dedi” şeklinde ifade verdiği görüldü. M.Ö. para ödemek istemediğini söylemesi üzerine İnanç Meçul’ün kendisini tehdit ettiğini ifade ederek “bir AVM’de buluştuk. Bana yanında getirmiş olduğu dosya içerisinde benim ve ailemin kimlik bilgileri, ikamet adresleri, işe geliş gidiş güzergahlarımı, gayrimenkullerimi, çekmiş olduğum kredileri, aylık ödemelerimi, kredi kartlarımın toplam limitimi bana söyleyerek, benim hakkımda her şeyden haberdar olduğunu dile getirerek üzerimde baskı kurmaya çalıştı” dedi.
BENİ İSTİHBARAT ŞEFLERİ ARADI, BENİ ŞİKAYET Mİ ETTİN?
İnanç Meçül’ün kendisinden şikayetçi olduğundan şüphelenmeye başladığını ve bazı sorular sorduğunu da aktaran M.Ö., ifadesinde “Kendisiyle ilgili herhangi bir yere müracaatta bulunup bulunmadığımı sordu. Bende bu kanıya nasıl vardığını sorduğumda; ‘beni istihbarat şefleri aradı, sen bir alacak-verecek mevzusuna aracılık ettin mi’ şeklinde sorular sorduklarını bana söyledi. Bende kimseye bir şey söylemediğimi yeniledim. Eğer şikayette bulunacak olursam başıma işler açacağını, kendisinin her yerde adamları olduğunu, bana dünyayı dar edeceğini, beni alsalar bile kalan adamlarını başına musallat edeceğini, kendisinin elinden çekeceğim olduğunu ödemem gereken 3.000.000 TL’yi hazır etmemi ve bu konuyu kapatmamız gerektiğini söyleyerek ofisten ayrıldı” şeklinde konuştu.
OTO TAMİRCİSİ ANLATTI: KENDİSİNİ TERÖRLE MÜCADELE EGE SORUMLUSU OLARAK TANITTI, BANA SİLAH ÇEKTİ
Bornova’da oto tamirhanesi işletmesi bulunan mağdurlardan İ.M. ise İnanç Meçül’ün araçlarının tamirlerini yaptığını ve bu süreçte araçları düzgün tamir etmediği iddiasıyla kendisinin dernekte darp edildiğini ve atılan dayak sebebiyle iki kaburga kemiğinin çatladığını ifadesinde anlattı. İ.M. ifadesinde “İnanç Meçul isimli şahıs bana kendisini Terörle Mücadele Ege Sorumlusu olarak tanıttı. Aracının ön camında Terörle Mücadele ibaresi bulunan bir araç tanıtım kartı bulunmaktaydı. Ayrıca araçta çakar bulunmaktaydı. Araç tamiratını yapmamı istedi. Arabayı sıkıntısız bir şekilde kendisine teslim ettim. Şahsın devlet içerisinde bir görevi olduğunu düşünerek güvenimi kazandı. Bir süre sonra beni aradı, aracında problem olduğunu belirterek bana konumunu gönderdiği ofisine çağırdı. Ben iş çıkışı bu konuma gittim. İnanç’ ın ofisinde Muhammed Özdemir ve Ersöz Ersöz isimli şahıslar bulunmaktaydı. İnanç burada bana ‘‘yaptığın işi düzgün yap, benim arabamda neden aksilik çıktı’’ sert bir üslupta konuştu. Daha sonra ofisinde bulunan çelik kasadan bir tabanca çıkardı. Bu tabancı kurdu ve namlusu beni gösterecek şekilde masasının üzerine koydu. Kendisi bana ‘‘işini düzgün yap, yoksa bu silah patlar’’ şeklinde tehdit etti. Bende kendisinin bana karşı uyguladığı silah teşhiri nedeniyle korktum ve tamam abi diyerek ofisten ayrıldım. Bu aramızda yaşanan olaydan sonra ŞÜPHELİ İNANÇ MEÇUL neredeyse gün aşırı oto tamirhaneme çay-kahve içme bahanesiyle geliyordu. Bu süreç içerisinde İnanç Meçul’ün baskısı doğrultusunda aracının tamirde olduğu bir süreçte İnanç kendi adına tek seferde 3 araç kiraladı. Araç kira bedeli toplam 100.000TL idi. Ben bu ödemenin 50.000TL’ sini havale olarak gönderdim. Diğer kısmını ise müşterimden kiralamam nedeniyle müşterimin kendisine gönderdim” dedi.
İKİ KABURGA KEMİĞİM ÇATLADI, KORKUDAN ŞİKAYET EDEMEDİM
Süreç içinde oto tamir bakımlarını yapmaya devam ettiğini aktaran İ.M., “Yaklaşık olarak ağustos ayı içerisinde Şüpheli İnanç Meçul oto tamirhaneme 35 TC 151 plaka sayılı araç ile geldi. Bu araçta da yukarıda bahsettiğim gibi tanıtım kartı ve çakar bulunmaktaydı. Kendisi bu aracı yeni aldığının rutin bakım işlemlerini yapmak amacıyla getirdi. Ben bu aracın bakımlarını aynı gün içerisinde bitirdim. Bunun karşılığında kendisinden 8.000TL civarında bir ödeme aldım. Ağustos ayı içerisinde İnanç Meçul beni aradı. Kendisi bana TC plakalı aracını göndereceğini, acında rutin bakım, davlumbaz değişimi ve ön düzen değişiminin yapılacağını söyledi. Bende kendisine aracı göndermesini söyledim. Bahse konu aracı Muhammed Özdemir Ve Ersoy Dönmez isimli şahıslar getirdi. Otonun tamirini yaptım ve paramı aldım. Aynı gün akşam saatlerine doğru İnanç Meçul beni arayarak ‘‘çabuk buraya gel’’ şeklinde bağırdı. Torbalı’ daki ofisinin konumunu gönderdi. Bende arabada bir sıkıntı olmuş olabileceğini düşünerek bana gönderdiği konuma gittim. Ofise girdim. Ofiste İnanç Meçul, Ersöz Dönmez ve Muhammed Özdemir isimli şahıslarda bulunmaktaydı. Ben ofise girince İnanç bana bağırarak ‘‘nasıl araba yapıyorsunuz’’ dedi tokat atmaya başladı. Ben şahsı bana vurması sonrasında kendimi korumak amacıyla kapadım. İnanç Meçul bana tokat attı, devamında ise sopayla vurmaya devam etti. İnanç dışında beni darp eden olmadı. Ben şahısın daha önceden silah teşhir ederek beni tehdit etmesi, uyguladığı şiddet ve kendisini Terörle Mücadele Ege Bölge Sorumlusu olarak tanıtması nedeniyle başıma herhangi bir sıkıntı açabilecekleri düşüncesiyle endişelendim ve korktuğum polise müracaat etmedim. İnanç Meçul tarafından bana uygulanan şiddet neticesinde 2 tane kaburgamın çatladığını öğrendim. Ancak darp raporu almadım” şeklinde konuştu.
İ.M. ifadesinde şunları söyledi:
“Bu darp olayından sonrada İnanç Meçul benim oto tamirhaneme çay-kahve içme bahanesiyle gelmeye devam etti. Aramızda günlük rutin konuşmalar yani nasıl, işler nasıl şeklinde konuşmaya devam ettik. Eylül ayı başında yine işyerime geldiği bir esnada kendisiyle rutin olarak yaptığımız konuşmalarda kaynanam adına kayıtlı olan ancak benim tarafımdan kullanılmakta olan Volkswagen CC marka model aracımı satacağımı, kendinin alıp almayacağını sordum. Kendisi de bana aracı almak istediğin söyledi. Ben İnanç Meçul tarafından kullanılan o dönem itibariyle üzerinde 35 BEY plakalı araç takası (Kendimiz tarafından CC marka araç için 650.000TL değer biçilen )+150.000TL olarak anlaştık. Ben Meçul’e aracın satışını gerçekleştirdim. İnanç bana bahse konu aracı yani 35 BEY plakalı aracın satışını yaklaşık 1 ay sonra yapabileceğini söyledi. Bende kabul ettim. Bu süreçte bahse konu aracı ben kullandım. Kasım ayı başında ödemelerim nedeniyle paraya sıkıştım. İnanç bana verdiği ancak resmi olarak üzerime almadığım 35 BEY plaka sayılı aracı kendisine 800.000TL karşılığında sattım. Bu aracın ödemesini 15.01.2024 tarihinde yapabileceğini söyledi. Bende bu durumu kabul ettim. İnanç Meçul ve Muhammed Özdemir ve Ersoy Dönmez isimli şahısların oto tamirhaneme gelip gitmeleri devam etti. 05.12. İnanç Meçul beni aradı. TC plakalı aracının bozulduğunu, kendisinin acil araç ihtiyacı olduğunu, bana hemen araba kirala şeklinde baskı kurarak konuştu. Bende üzerimde uygulamış olduğu baskı nedeniyle kendi adıma bir araç kiraladım ve Ersoy Dönmez’e teslim ettim. Dönmez sonra beni aradı. Bana, ‘İnanç Abi arabayı beğenmedi, arabada sıkıntı var, değiştirecekmişsin’ şeklinde konuştu. İnançla aramızda böyle bir konuşma geçmemesine rağmen, şahsın üzerimdeki baskısı nedeniyle yine bu teklifi kabul etmek zorunda kaldım. Kiralamış olduğum Mercedes marka aracı değiştirdim ve yeni araç olan BMW’ yi Dönmez’e teslim ettim. Son olarak kiraladığım aracı da rent a car şirketine İnanç Meçul ile birlikte teslim ettim. Kiralamış olduğum araçları kendi adıma ait kredi kartı ile ödemelerini yaptım. Bu 3 günlük süre için toplam 25.000TL ödedim. Yukarıda anlattığım hususlar doğrultusunda İnanç Meçul’ e yapmış olduğu araç tamir işlemleri nedeniyle kendisinden 200.000TL alacaklı olmam ve beni bu yönde zarara uğratması, baskı uygulayarak bana araç kiralattığı araçlar için toplam 125.000TL zarara uğratması, ayrıca aramızdaki araç alış-veriş işlemi için 800.000TL benden haksız kazanç elde ederek beni oyalaması, İnanç Meçul’ ün beni silah teşhir ederek korkutması ve baskı altına alması, yine bana şiddet uygulaması nedeniyle İnanç Meçul ve kendisiyle birlikte hareket eden Muhammed Özdemir ile Ersoy Dönmez'den davacı ve şikayetçiyim”
İNANÇ MEÇUL: 100 BİN TL’Yİ KENDİ İSTEĞİ İLE GÖNDERDİ
İddianamede örgüt lideri İnanç Meçul’ün de ifadesi yer aldı. Meçul ifadesinde iş insanı M.Ö.’nün babası ile eniştesi Bekir Helvacı arasında borç para alma konusunda 97-98 yılından bu yana anlaşmazlık olduğunu ve borcun ödenmesi konusunda aracı olduğunu ifadesinde anlattı. Paranın tahsil edilmesi için oğlu M.Ö. ile iletişime geçtiklerini aktaran Meçul, ifadesinde “Borç olarak çektirilen kredi sebebi ile ailenin dağıldığını ve yaşanılan sıkıntıları kendilerine anlattım. Bu konuda eniştemin hakkını arayamadığını ve avukatı tarafından kandırıldığını da anlattım. Bu konuşma sırasında tüm suçun kendisinin olmadığını söyleyince bende yanımda götürdüğüm eski tarihli gazete küpürleri, banka dekontları ve senetlere ait fotokopileri olan evrakları gösterdim. Bu evraklarda babasının tarihte yaptığı dolandırıcılıkla ilgili haberler de vardı. Daha sonra ben kendisine bütün sıkıntıların sebebinin kendisinin olduğunu dile getirerek suçunu kabullenmesini söyledim. Konuşmanın devamında her ne kadar şimdiye kadar yapılan girişimler başarısız olsa da oğlu tarafından kurulan fabrikanın ve diğer mal varlıklarının bu parayla elde edildiğinin ile kanıtlanabileceğini anlattım bu konuyla ilgili yasal bir süreç başladığında tüm mal varlıklarına tedbir konulabileceğini söyledim. Bu konuşmam sonrasında M.Ö. babasının sağlığının yerinde olmadığını her an kaybedebileceklerini bu sebepten aileler arasında bir husumet ve borç ilişkisi olmasını istemediğini söyleyerek bana iyi niyetini göstermek için tarafıma ait IBAN hesabına 100.000 TL para gönderdi. Bunun için benim kendisinden kesinlikle bir talebim olmamıştır. Benim talebim aramızda bir meblağ belirleyip onun üzerinde konuşmaktı ancak kendi isteği ile bu 100.000 TL parayı gönderdi” dedi.
ONU TEHDİT ETMEDİM
M.Ö. ile bir anlaşma yaptıklarını söyleyen Meçul’un ifadesi şöyle:
“kendi aramızda bir rakam belirledik ve 2.500.000 TL rakamında anlaştık. M. bana bu parayı peyder pey ödeyeceğini söyledi. Hatta ben bu paranın 5.000.000 TL olması taraftarıydım ancak M. bana bu parayı ödemesinin mümkün olmadığını söylediği için 2,500,000’de mütabık kaldık daha sonra tarihlerini tam hatırlamamakla birlikte, M’nin ofisinden elden, 75.000 TL, 50.000 TL ve 80.000 TL nakit para aldım bu paraları elden nakit olarak verme teklifi hep M.’den geldiği için bu paralar nakit olarak alındı. Ayrıca M.’nin ofisinden aldığım paraların genelde büyük bir kutu ya da poşetin içerisinde, küçük değerde kağıt paralarla oluşturulan banknotlarla tarafıma verildiğini gördüm ve kendisine bu durumu sorduğumda bana parayı kolay kazanamadığını söyledi. M.Ö. toplamda bana 550.000 TL para ödemesi yaptı…
Bana hitaben ben sana 4.000.000 TL ödedim ya da 5.000.000 TL ödedim beni vuracağını söyledin gibi cümleler kurdu. Şunu belirtmek isterim ki ben hiçbir telefon görüşmesinde, hiçbir telefon kaydında, hiçbir kamera kaydında, M.Ö. ile olan hiçbir görüşmemde onu tehdit ederek zorla bir şey yaptırmaya kalkmadım. Sonra yaptığımız görüşmede neden kendisini vuracağımdan ya da ödemediği 4-5 Milyon paradan bahsettiğini sordum. Kendisi tutarsız cevaplar verdi, ne yaptığını bilmediği söyledi. Bende şahsım hakkında şikâyetçi olduğu bunun için ortam hazırladığını anladım.
Bekir HELVACI ve Nedim Can HELVACI isimli şahıslar benim akrabalarım olurlar, onların yaşamış olduğu haksızlıkla ilgili benim devreye girmem gayet normaldir. Ben haklarını korumak için bu işin içerisine girmiş oldum. Kim olsa bu şekilde davranır.
‘Seni vurdururum, işyerinin üretimini durdururum, buradaki herkesi buradan çıkarırım, Gaziemir, Sanayi, Bornova’ da adamlarının olduğunu, kendisinden talimat beklediğini, parayı hazırlamazsan hepsini buraya çağıracağı şeklide söylemim olmuş olabilir, burada benim kendisine anlatmak istediğim ödemeyi söz vermiş olduğu tarihte yapmaz ise aradan çekileceğim ve Nedim’in kendisine zarar verebileceği uyarısı anlamındadır”
İddianamedeki ifadelerde İnanç Meçul'ün oto tamirhane sahibi M.İ.'yi darp etmediğini söyleyese de diğer şüpheliler Muhammet Özdemir ile Ersoy Dönmez'in darp olayını doğruladıkları görüldü.