Mehmet KARABEL
60 yılın en güzeli!
6 Ağustos 2024 Salı

1950’nin serin Eylül’ü...

Ankaralılar alışıktı bu havanın şiddetli kışın habercisi olacağına...

İstiklal Savaşı madalyasını gururla taşıyan Başbakan Adnan Menderes...

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni atakları için...

Cumhurbaşkanı Celal Bayar’dan randevu istemişti...

Çankaya Köşkü’nde karşılandı Aydınlı genç Başbakan...

Cumhurbaşkanı Bayar... Meclis-i Mebusan üyeliği...

Cumhuriyet döneminde iktisat vekili ve... Atatürk’ün son başbakanı olmasının yanı sıra... Türkiye'nin üçüncü ve... Asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanıydı...

Heyecanlı genç Başbakan’ın adeta kalbini okuyordu:

“Biliyorum; bu güzel ülkenin tanıtıma ihtiyacı var... Haklısın ama bir müjdem var...”

Heyecanlanmıştı genç Başbakan...

Cumhurbaşkanı Bayar...

Pencereden Ankara’ya bakarkan...

Söyleyeceklerini bi’çırpıda sıralayıverdi:

“Dünyanın en zengini (o günlere göre) Hilton Ailesi, İstanbul Boğazı’na bakan, dünyayı kendisine çekecek beş yıldızlı “İstanbul’un Gözbebeği” bir oteli hayata geçirmeye karar verdi…”

Egeli, Aydınlı Başbakan Menderes...

“Hilton sevinci”ni gizlemedi ama...

Dudağının ucuna gelen “prenses” kenti merak ediyordu...

Saygılı bir şekilde...

Cumhurbaşkanı Bayar’a kalbinden geçenleri özetleyiverdi...

İzmir’in eksikli kalmasını istemiyordu…

Türkiye’nin “Prenses Kent”i…

Dünyaya parmak ısırtacak bir oteli çoktan hak ediyordu…

“Haklısın...” dedi, Celal Bayar ve ekledi:

“İzmir’in oteli parmakla gösterilecek kadar güzel olsun; bizzat ilgilensin Adnan Bey...”

Hemen kollar sıvandı…

İzmir’in tam kalbinde…

Güneş’in batışını en iyi görecek bir yer bulunmalıydı…

Bulundu da…

Cumhuriyet Meydanı’nda…

Tam Atatürk Heykeli’nin arkasında…

1930’lu yıllarda İzmir’in panayır yeri olarak hizmet veren köşesi…

Her şeyi ile “tamamen yerli”

Muazzam bir otele ev sahipliği yapacak ve…

İstanbul Hilton’u kıskandıracaktı(!)…

***

İşte, İzmir’in “gerçek” yıldızı…

Fikren…

70 yıl önce böyle doğdu…

***

Bu “İzmir’e hediye”den farksız özel görevin…

Planı, projesi, yapımı, işletmesi…

Maliye Bakanlığı’na bağlı olarak…

1954’te kurulan Emekli Sandığı’na verildi…

Otelin projesi Alman mimar Paul Bonatz’e ısmarlanmıştı bile…

Kağıt üstündeki otel görülmemiş güzellikteydi…

Benzersizdi…

Temelini, 1957 yılında…

Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes birlikte attı…

Adı bile…

Haşmetine çok uygundu:

“Büyük Efes Oteli”

İzmir’in incisi “70 milyon lira”ya mal olacaktı…

O günler için dehşet büyük paraydı…

(O tarihte 1 Dolar’ın karşılığı 5 Lira 75 kuruş olmuştu...)

Otel olduğu için ince işi çoktu…

Araya “1960 İhtilali” girdi…

İzmir’in göğe yükselen yeni yıldızı Büyük Efes’in inşaatı…

Ancak...

1964 Ağustos’unda tamamlandı…

İstanbul Hilton’dan sonra Türkiye'nin ikinci beş yıldızlı oteliydi…

Ve…

“Hilton İzmir”, 1992'de hizmete girinceye kadar…

“Büyük Efes”

Bu kadim kentin tek “beş yıldızlı otel”i olarak anıldı…

***

İnanır mısınız?

1964 Ağustos’undaki görkemli açılışı gerçekleştirmek…

1960 İhtilali”nin getirdiği rüzgarla…

O günlerin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e nasip oldu!

***                           

İzmir’in Büyük Efes Oteli…

Klasik bir konaklama başkenti gibi kabul edilemez…

Çünkü…

Yıllara meydan okuyan bu muhteşem “konaklama” sarayı...

1964 yılından itibaren…

İzmir’in…

“Modern Sosyal Yaşamı”

Hokka gibi üstüne oturtmasına neden olan bir simgeydi!

Bi’anda…

O güzeller güzeli kent…

O dev otel sayesinde…

Yaşam biçiminde esaslı rötuşlar yaptı…

İlk kez “bir otelin havuzu”na gidiliyordu arkadaş grubuyla…

Ve yine ilk kez…

Havuza girenleri…

Suyun altından görebilmek(!)

“Akvaryum Kafe”de oturanları acayip şaşırtıyordu…

Türkiye’nin en önemli isimleriyle…

Fuayede aynı havayı soluyarak kahve içebiliyordunuz…

Avrupa’daki otellerde bile böyle bi’şi yoktu…

“Büyük Efes Oteli”…

Tek başına İzmir’e çağ atlatıyordu…

***

“Büyük Efes”in yarattığı gizemli ruh…

İzmir’i adeta…

“Tanrım beni baştan yarat…” dercesine değiştiriyordu…

***

Türkiye’nin gözde sanatçıları…

Özellikle yaz aylarında…

Daha da önemlisi bir ay boyunca...

Dünyaya seslenen İzmir Fuarı’nda…

Büyük Efes’i…

Kendi sıcak yuvaları gibi değerlendiriyorlardı…

Zeki Müren'den, Gönül Yazar'a…

Ajda Pekkan'dan, Müzeyyen Senar’a…

Sahne yıldızlarının ilk adresi oldu Büyük Efes...

Devlet yöneticileri hep burada ağırlandı…

Yeşilçam’da…

Filmlere mekan oldu…

Havuzbaşı şölenleri dillere destandı…

***

Otelin ilk genel müdürü Fuat Gürün’dü..

Büyük Efes…

O tarihlerde…

İzmir'in ve Ege'nin en büyük binasıydı…

350 odası, 500 yatağı, 22 dairesi vardı…

Yemek salonları…

Balık şeklindeki havuzu…

Ömre bedel bahçesiyle rüya gibiydi…

Lüks ve konforuyla İstanbul Hilton Oteli’ni bile geride bırakmıştı…

Çok özel konuklar için…

Gümüş çatal ve bıçaklarla yemek servisi yapılıyordu…

***

19 yıl önce…

Yenileme çalışmalarının yapılabilmesi için kapatıldı…

Üç yıl sonra şık görüntüsüyle tekrar açıldı ve…

2005'te AK Parti hükümetinin kararıyla özelleştirildi…

Kullanım hakkı 25 yıllığına Swissôtel'e verildi…

Yıllar sonra…

Dev otelin önünden geçenler yepyeni bir isimle karşılaştılar:

“Swissotel Grand Efes İzmir…”

***

An itibarıyla…

Temelinin atılışının (1957) üstünden...

“67 Yıl” geçmiş...

Neredeyse bir ömür!

Ve...

Yine an itibarıyla...

Kapılarını dünyaya açılışının (1964 Ağustos) üstünden...

“60 Yıl” geçmiş...

Darısı 100 yaşına…

***

Derkeeen…

68 yıla sığan birkaç anekdotu dile getirmezsek…

Eksik kalır, anlattıklarımız…

Öyle renkli anılar var ki…

Omuzumuzdaki 50 yıllık meslek heybesinde…

***

Mesela…

* Otelin denize, Gaziosmanpaşa Caddesi’ne ve havuza bakan odaları vardı... En pahalı tarife havuza bakan odalar için uygulanıyordu…

Bir İngiliz hanımefendi, otelin açılışından kısa süre sonra oda kiraladı ve 1970 yılındaki greve kadar aralıksız otelde kaldı…

* 25 Mart 1969’da; Büyük Efes’in dünyaca ünlü baş aşçısı İlyas Ertürk, yardımcısı tarafından öldürüldü…

* Otelin girişinde papağan vardı… Adı, Adem’di… Muzırlık olsun diye Adem’e küfür öğretmişlerdi… Cumhurbaşkanları, bakanlar, diplomatlar, bu küfürlerden hep nasiplerini aldılar… Ancak Adem bir gün kafesinde ölü bulundu… Neden öldüğü hiç öğrenilemedi…

* Zeki Müren, otelin değişmez müdavimiydi… Her yıl Fuar zamanı kral dairelerinden birine yerleşir, konserlerinin bitimine kadar burada kalırdı. 1970 yılında İzmir’de CENTO Başkanlar Konseyi toplantısı yapılması kararlaştırıldı… İran, Pakistan gibi ülkelerden Cumhurbaşkanları gelecekti... Otel idaresi, Zeki Müren’den kral dairesini boşaltmasını istedi... Sanat Güneşi, otelden ayrıldı ama çok kırılmıştı...

Bir yıl Büyük Efes’le küs kaldı…

* Büyük Efes, postanesi, kuyumcusu, ayakkabı dükkanı, giysi satış yerleri, kuru temizleyicisi hatta mücevhercisi olan donanımlı minik bir “şehir” gibiydi… Konaklamalarda bakanlara, milletvekillerine, bürokratlara öncelik sağlanır ve indirim uygulanırdı…

***

Bitiriyoruz…

İnsanlar gibi…

Koca koca oteller de…

Hem yaşarlar hem de yaşama renk katarlar…

Bunu yaparken de…

Kente tüm sıcaklıklarını ve sosyal güzelliklerini aktarırlar…

Ara sıra ameliyata girerler…

Kendilerini toplarlar…

Ardından…

Her defasında gelinlik kız gibi tazelenir ve…

Bir kez daha hayatımıza girerler…

“Büyük Efes Oteli”ne…

Ya da…

Bugünkü dünyanın ezbere bildiği adıyla…

“Swissotel Grand Efes İzmir”e…

Nice 60 yıllara…

Selam olsun, bu kadim kentin gözbebeğine…

Derken…

İçimdeki soruyu seslendirmezsem rahat edemeyeceğim:

“Yıllar öncesinin Büyük Efes’i, daha görkemli, daha sevimli ve daha cana yakın gibiydi… Kim bilir, belki yanılıyorum ama benim delikanlılığımın Büyük Efes’i, sizi çok seven bir insanın kalbi gibi sıcacıktı…”

Nokta…

Sonsöz: “Devler gibi eser vermek için, karıncalar gibi çalışmak gerekir… / Necip Fazıl Kısakürek – Şair, romancı, oyun yazarı ve İslamcı ideolog…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Metin Öney 6 Ağustos 2024 Salı 10:27

Ben de sizinle aynı görüşeyim. Eski Efes muhteşemdi ve aynı zamanda Siyaset okulu gibiydi. Biz diğer parti yöneticilerini hep orda tanıdık ve dostluğumuz hala devam ediyor.

Yorumu oyla      1      0  
İzmirli 6 Ağustos 2024 Salı 09:51

Şahane bir yazı olmuş, kaleminize sağlık. Çok şey öğrendim.

Yorumu oyla      1      0  
nurettin 6 Ağustos 2024 Salı 09:35

Peki.9 Eylül meydanını, Cumhuriyet meydanına taşıyan Hürriyet Bulvarı ne oldu? Çıkmaz sokak. Cumhuriyet fikri beş yıldızlı otel ile iğfal edilmiştir. Hürriyet zaten çıkmaz sokakta boğulmuştur.

Yorumu oyla      1      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Umutsuzluğun doruklarında yaşam meselesi
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Beyhude yakınmalar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Böyle yayın yasağı olmaz!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Yunan’a kahveli mesaj!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çiçeklerin açtığı bugün ‘memleket’ bayramıdır!
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk, esir yunan komutanına ne dedi?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kadı ola davacı…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli çocuklara mektuplar (2)
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Lider olmak
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Dünya Okuryazarlık Günü kutlu olsun!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva