Aziz Başkan diyor ki; 'Adamın 150 tane dairesi var ama 65 yaşında diye bedava otobüse biniyor. Var mı böyle adalet?'
Vaay senmisin diyen... Kelimenin başını, sonunu dinlemeden...
Başlık ve spota bakarak veriyoruz ayarı veriyoruz dumanı sosyal medyadan… AK Parti'nin İzmirli Genel Başkan Yardımcısı'nın '150 dairesi olan kişi otobüse mi biner?' eleştirisini bir kenara bırakarak söylüyorum.
Gazetecilik refleksiyle başlığa çektiğimiz 'adamın 150 dairesi var...' çıkışından önce aynen şunu söylemiş Başkan Kocaoğlu.
'Muhtaç kişileri otobüsle de sırtımızda da taşıyalım'.
Daha ne desin. 60 ya da 65 yaşında olmak toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmak için bir ön şart olamaz, olmamalıdır. Efendim kanun var, nizam var...
- Olabilir. Kutsal kitaptan bir ayet değil ya bu kanun...
Yahut baştan sona eleştirilecek kazara iktidar değişse çöpe atılacak yüzlerce yasa çıkarılmadı mı son yıllarda. Kanundan girersek çıkamayız o yüzden. Bir yere de varamayız.
150 dairesi olan adam otobüse beleş biniyor mudur, bilemem.
Ama toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmanın bence tek bir ön koşulu olmalıdır.
Yaş değil cüzdan, cüzdan... Asgari ücretli bir kişinin, işine gitmek için 3-4 vasıta değiştirdiği bir kentte 'tuzu kuruların' sırf 65 yaşında diye ücretsiz otobüse/metroya/vapura binmesi savunulabilir ve de sürdürülebilir değildir.
Neredeyse milyon kişinin sosyal yardımlarla hayata tutunduğu bir kentte...
On binlerce işsizin iş görüşmelerine gidecek bir 'düüüt' sesinden mahrum kaldığı bir kentte...
birilerinin ekonomik durumuna bakılmaksızın toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmasını nasıl savunabiliriz?
Yaşlıya hürmet vs...
Bilmem farkında mısınız, dünyada ve de ülkemizde yaşam standartları değişti.
65 yaşındakilere 'yaşlı' dediğinizde pekala bunu 'hakaret' sayabilirler.
Kaldı ki devletin kamuda zorunlu emeklilik yaşı 67...
Örnekleri çoğaltabiliriz. Muhtemelen oy gailesiyle çıkarıldığı çok belli olan bu kanunun yanlış olduğunu savunmak bir politikacı için çok kolay değildir. Hem de tipik bir emekli kenti olan İzmir'de... Bu çıkışı nedeniyle Kocaoğlu'nu hararetle eleştirip topa tutan AK Partili dostların heyecanını da yaklaşan genel seçimlere veriyorum.
Malum... Adaylık zor zenaat!
Peki, Başkan'ın hatası nerede?
Diyor ki konuşmasının başlarında...
- Bedavacılar yüzünden ESHOT her yıl 400 trilyon zarar ediyor.
Doğrudur. Ama yüzde yüz haklı değil...
Onun eksiği şurada.
Hükümet 65 yaşındakiler için kanun mu çıkardı? CHP'nin yönettiği en büyük metropolün başkanı olarak bunun yanlışlığını ortaya koymak için öyle bir karar alırsınız ki;
Mesela... Bir rakam, aylık kazanç belirleyip, onun altında kazanan herkesi ücretsiz ya da ekstra indirimli taşırsınız.
Yani toplu ulaşımdan 'ücretsiz' yararlanmayı yaşa değil cüzdana bağlar, dosta ve de düşmana sosyal adalet konusunda 'kapak olacak' bir düzenlemeye imza atarsınız.
Efendim Sayıştay var, zimmet var.
'Toplu ulaşımda devrim' dediğiniz şey var ya... Bence gerçek devrim budur!
Halk yararına yoksul yararına yapılan bu adımları hiçbir mahkeme yargılayamaz. Olur da yargılamaya cür'et ederse İzmir halkı o mahkemeyi öyle bir yargılar ki...
- Efendim ESHOT 100 trilyon daha zarar eder!
Etsin. ESHOT bir kamu şirketi... Bakkal dükkanı değil ya!
Sen 'sosyal adaleti' sağla! İzmirli ESHOT'un zararını apolet yapar, omzunda taşır.
Asgari ücretliye yüzde 75 indirim mesela...
İŞKUR'da kayıtlı işsizlere ücretsiz...
Sosyal yardım alanlara her ay belirli bir rakamlı kentkart.
Aynı konuşmada 'İhtiyaç sahibini otobüsle de sırtımızda da taşıyalım' demiyor musunuz hem.
Yoksul için kenar semtler için '90 dakika tek bilet' uygulamasından bir adım öteye geçmiş olursunuz böylece.
Ne dersiniz? Olmaz mı? Sonuçta devlet artık TC kimlik no denen 11 haneli bir rakamla kimin ne aldığını ne verdiğini bilmiyor mu? İş bulanı sistemden düşür... Çok kazananın kartını merkezden iptal et!
Olur, olur...
İstenirse olur.