Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı 1995’ten bu yana her yıl düzenlenen COP (Conference of the Parties) zirvelerinin 29’uncusu sürüyor.  Geçen pazartesi Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de başlayan COP29 22 Kasım Cuma günü sona eriyor. Bizim medyanın son derece alakasız olduğu bir mevzu bu. Birkaç kıymetli yazarımız dışında ciddi bir analize rastlamadık Türkiye’de ama dünyanın geleceğini düşünenler binlerce yazı kaleme aldılar.

Zirvenin amacı, “2015 Paris Anlaşması çerçevesinde küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak için ülkelerin daha iddialı iklim hedefleri belirlemesini ve uygulamalarını sağlamak” ama başta ABD’nin yeniden seçilen başkanı Trump olmak üzere zengin ülkelerin liderleri sadece seyrediyorlar olup biteni.

***

Bak0

Geride kalan yaz günleri İzmir ve çevresi için unutulmaz sıcakları beraberinde getirdi. Bu durum kısa bir süre önce Valencia’da yüzlerce kişinin ölümün neden olan sel felaketinin de nedeni aslında. Bu duruma kısaca “İklim krizi aşırı hava olaylarının sorumlusu” deniyor. Bakü’de devam eden COP29’da açıklanan bir rapor “İnsan kaynaklı küresel ısınmanın aşırı hava olaylarını ne kadar ciddi şekilde kötüleştirdiğine dair çarpıcı kanıtlar sağladı”.

Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da can alan “İmkânsız sıcak hava dalgaları” üzerine yapılan bilimsel analizler, fosil yakıt emisyonlarının hapsettiği ekstra ısı olmadan gerçekleşme şanslarının neredeyse sıfır olduğunu gösterdi. İklim krizinin artık doğal olmayan afetler olarak kabul edilen olaylardaki rolünü hesaplayan çalışmalar, küresel ısınma nedeniyle 550 farklı sıcak hava dalgası, sel, fırtına, kuraklık ve orman yangınının önemli ölçüde daha şiddetli veya daha sık hale geldiğini gösteriyor.

Bilim insanları, Azerbaycan'daki Cop29 iklim zirvesinde bir araya gelen dünya uluslarını karbon emisyonlarında derin ve hızlı kesintiler yapmaya ve birçok toplumun artık kaçınılmaz hale gelen iklim felaketlerine karşı acilen ihtiyaç duyduğu korumayı finanse etmeye çağırıyorlar.

***

Bak1

Bakü’de gelişmekte olan birçok ülke, fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların kaldırılması konusunda baskı yapıyor. Gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere iklim finansmanı taahhütlerini yerine getirmesi talep ediliyor. “Kayıp ve zarar fonu", iklim krizinden en çok etkilenen ülkelere destek sağlamak için gündemin üst sıralarında yer alıyor. Uluslararası karbon ticareti kurallarının netleştirilmesi ve uygulanması üzerine tartışmalar yapılıyor ama dışarıdaki protestoculara kulak veren yok.

Peki dünyanın her yerinden Azerbaycan’a gelen protestocuların bu tavrı işe yarayacak mı?

Protestoların başarıya ulaşması, yalnızca COP29 sırasında alınacak kararlara değil, aynı zamanda iklim hareketinin uzun vadede oluşturacağı baskıya bağlı. COP zirveleri genellikle hükümetlerin ulusal düzeydeki iklim politikalarını şekillendirdiği yerler olduğu için, protestolar bu politikaları etkileyebilir diye iyimser olmak istiyorum. Aktivistlerin bu çabaları, yalnızca COP29’un değil, küresel kamuoyunun da baskı oluşturmasında önemli bir rol oynuyor.

Çünkü “Uzun Vadeli Hedefler” olarak tanımlanan fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması, Paris Anlaşması taahhütlerinin hızlandırılması, iklim krizinden en çok etkilenen savunmasız gruplar için adalet sağlanması gibi mevzular konusunda “iyimser” olmak kolay değil.