İzmir’’de acayiplikler devam ediyor. Bir yanda her zamanki gibi eski başkanlar arasındaki ’‘kayıkçı kavgası’’ sürerken diğer yandan hem AKP hem CHP hem de MHP cephesinde ilginç gelişmeler yaşanıyor. ’¶
Birkaç satır eski başkanlar arasındaki İzmir klasiğine dönen kavgaya değinelim.
Yüksel Çakmur’’u anlamak mümkün değil tabi ki. İzmir’’de kim ne yapmaya çalışsa birileri engel olur, olmaya yeltenir. Döneminde Çakmur’’a da aynısı yapıldı, Özfatura’’ya da. Bugün Kocaoğlu’’na da yapılıyor.

Bu konuda en şanslısı Merhum Ahmet Piriştina’’ydı. Ne meslek odası ne başka bir kurum. Piriştina herkesle bir şekilde kol kola girmeyi başardı görevde kaldığı dönemde. (Dönemin ANAP İl Başkanı, şimdilerin AKP İl Başkan Yardımcısı Bilal Doğan dışında) Basmane Dünya Ticaret Merkezi’’ne açtığı davalar ve karşı duruşuyla sık sık gündeme gelen Çakmur, İzmir’’in kurtuluş projelerinden biri olarak kabul edilen Yeni Kent Merkezi Planı’’na dava açtı. Hem de Piriştina’’nın uluslar arası yarışma ile hazırladığı İzmir’’i Manhattan yapacak projeye’…
Ardından Basmane’’deki bana göre ’‘utanç çukuru’’ ile gündemde kalmaya devam etti.
Davalarının Buca ile devam edeceğini söylüyor.

Hamdi Türkmen’’in Milliyet Ege’’de yayınlanan dünkü yazısı bu konuda son sözü söyleyecek katar netti. Usta kalem, Çakmur’’a kendi döneminde Konak Meydanı’’na Galeria Alışveriş Merkezi dikip, Kordon’’a da 3 gidiş 3 gelişli otoyol yapmak istediğini hatırlatıp, o dönem bu iki projeye karşı çıkanlara ’‘karafatma’’ benzetmesi yaptığını hatırlatıyor.

Kısa süre önce Aziz Kocaoğlu’’nun benzer bir hatırlatmasını yineliyor bir bakıma’…
Dün kente yönelik projeleri engelleyenlere ’‘karafatma’’ derken bugün senin yaptığın ne?sorusunu da açıkça soruyor. Soru da açık yanıtı da.

Özfatura da hizmetlerine dava açan meslek odalarına ’‘istemezükçü takımı’’ derdi.
Ama o Çakmur gibi ’‘İstemezükçü’’ olmadı. Aksine, doğruları dobraca söyleyen, yönetimleri destekleyen ’‘ağabey’’ rolünü iyi oynadı.

Çakmur’’un solcu, Özfatura’’nın sağcı olduğu dikkate alınırsa, Çakmur-Kocaoğlu ilişkisini ideolojik temelde anlamak mümkün değil.

***
Çakmur’’un Yeni Kent Merkezi’’ne açtığı dava da Çakmur-Özfatura-Kocaoğlu arasındaki ’‘polemik’’ de son derece yersiz ve de gereksiz.

İzmir’’in demokrat ruhunu zedeleyen, terbiye sınırlarını aşan demeçler manşetlerden inmiyor. Suçlamalar herkes için ağır. Bir rantçılık suçlamasıdır kol geziyor. Bu kayıkçı kavgasının İzmir’’e hatta kendilerine bile kazandıracağı hiçbir şey yok bence.
Eski başkanların tozlanmış isimlerini parlatmak dışında tabi ti.

***
Bir yanda bunlar olurken diğer yanda metro, körfez gibi ağır eleştirilere maruz kalan Aziz Kocaoğlu, kentin önünü açmak için yeni bir platformla yola çıktı.
Epey de mesafe kaydetti.

İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu’…
İçinde kimler yok ki’… Ekrem Demirtaş’’ından Ender Yorgancılar’’ına, İzmir’’in dev sanayi tesislerinin CEO’’larına kadar.

100’’e yakın İzmirli’’nin Kocaoğlu önderliğinde kurduğu platform, EGEV’’in papucunu şimdiden dama attı.

Temmuz’’da başlayan ve üçüncüsü yapılan toplantıların gündemi kurulun adından da anlaşılacağı üzere ’‘Ekonomik-Kalkınma’’ idi.

İzmir’’i nasıl kalkındırırız?sorusu etrafında dönen tartışmalar ilk meyvesini verdi.
Kente ilişkin beş ana gündem maddesi belirlendi. Ve Ankara’’dan yani AKP hükümetine bu konuda baskı yapılması, İzmir için lobi yapılması kararlaştırıldı.
Kayıkçı kavgalarıyla oluşan suni gündemin yanında bence kentin gerçek gündemi bu beş maddede gizli’…
1-VOB’’un İzmir’’de kalması ve tahvil sorununun giderilmesi.
2-İstanbul-İzmir otoyol inşaatının İzmir’’den başlaması.
3-Gediz Nehri’’ndeki kirliliğin önlenmesi.
4-Agora ve Kadifekale arasına Mega Müze kazandırılması.
5-Çeşme-Seferihisar-Çeşme aksına yani Yarımada’’ya özel bir teşvik yasası çıkarılması.
Basmane’’deki çukuru kim açtı/niye kapatmadı?Liman-Turan arasına gökdelen olur mu/ olmaz mı, karafatma/istemezükçü gibi kısır tartışmaların, havanda su dövmekten öte gitmeyen suni gündemlerle bu beş maddeyi kıyaslamak bile abesle iştigalden başka bir şey değil.

Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu, bir ayda üçüncü toplantısını yapıp, kentin asıl sorunlarının peşinden koşma kararı alırken, yukarıda saydığımız kısır çatışmalar ’‘gölge etmekten’’ başka bir şey değil ne yazık ki.

Aslında Kocaoğlu’’nun tüm yüklenmelere rağmen vermeye çalıştığı mesaj da açık.
’‘Gölge etmeyin, başka ihsan istemez’…’’

***
Kentin önceliği olarak öne çıkarılan beş maddeye yakından bakarsak,
VOB’’un İzmir’’de kalması’… Kısa sürede IMKB’’nin işlem hacmini yakalayan Vadeli İşlemler Borsası önümüzdeki süreçte İzmir’’in en önemli markası, kente çekim gücü oluşturacak ciddi bir lokomotif olacak.

Hükümetin İstanbul’’u finansın başkenti yapma çabasının da etkisiyle IMKB, borsamızı elimizden almaya çalışıyor. Birileri de ’‘İstanbul’’a gitse ne olur?’” diye düşünüyor.
İstanbul’’a gitse çok şey olur. En azından İzmir yarattığı bir değeri daha İstanbul’’a kaptırmış olur.

İstanbul-İzmir Otoyol İnşaatı’’nın İzmir’’den başlaması’…İhalesi yapılan yolun inşaatı 7 yıl sürecek. İnşaata Bursa’’dan yana tersten başlanırsa İzmir’’in otoyola kavuşması için 7 yıl beklemesi gerekecek. İnşaatın İzmir’’den başlamasıyla kentteki çeşitli sektörlerin /başta inşaat olmak üzere/ canlanacağı açık’… Öte yandan İzmir’’in önce Balıkesir’’e ardından Bursa’’ya birkaç yıl içinde daha kolay ulaşmasının kente kazandıracağı katma değer tartışılmaz.

Öncelikle yol uygarlıktır.
Uygarlık da Bursa’’dan önce İzmir’’e yakışır.
Bu konuyu gündeme getiren İZSİAD Başkanı İlknur Denizli’’yi öngörüsü nedeniyle kutlamak gerekiyor.

Gediz’’deki kirliliğe gelirsek’… Uşak-Kütahya-Manisa’’dan İzmir körfezine dökülen nehir üzerindeki yüzlerce sanayi kuruluşu ve yerleşim yeri tarafından kirletiliyor. Gediz Nehri’’nin kurtarılması sadece İzmir körfezinin temizliği için değil aynı zamanda akış güzergahındaki onlarca ovanın sulanması açısından da önemli.

Agora-Kadifekale arasına Mega Müze kazandırılması’… Sadece Efes Antik Kenti’’nin mahzenlerinde 50 binin üzerinde tarihi eser sergilenecekleri günü bekliyor.
İzmir’’in zengin tarihi değerlerine rağmen arkeolojik buluntuların sergilendiği müzesinin olmaması, turizm kenti İzmir hedefine giden en kestirme yol.

Mega Müze için tespit edilen yer de çok önemli. Agora Kale arası’… İki tarihi değerin kente kazandırılması için Başkan Kocaoğlu’’nun geçen beş yılda yaptıkları ortada. Bu çalışmaların bir müze ile taçlandırılması İzmir’’i gerçek bir tarih-turizm kenti yapmak için atılması gereken ilk adım.

Yarımada (Seferihisar-Urla-Çeşme) arasına özel teşvik çıkarılması’…Başkan Kocaoğlu’’nun uluslar arası yarışma ile yatırıma açtığı bölgeye çıkarılacak özel teşvik paketinin başta termal turizm olmak üzere İzmir’’e canlılık getireceği, kent ekonomisini ayağa kaldıracağı su götürmez bir gerçek. İşte İzmir’’in gerçek gündemi’…

Havanda su dövenlerle, kenti ayağa kaldırmak isteyenlerin karşılaştırmasını siz değerli okuyucularıma ve İzmir kamuoyuna bırakıyorum.
Not. Gördüğünüz gibi siyasete giremedik. O da yarın.