Konaklı kadınlara şiddete karşı hakları anlatıldı Konaklı kadınlara şiddete karşı hakları anlatıldı

EGEDESONSÖZ –  KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan toplu iş sözleşmesinden dolayı olağanüstü genel kurula gidiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile devam eden TİS görüşmeleri sırasında referandum yapılmış ve yapılan oylama sonucunda memurların çoğu teklife karşı çıkmıştı ancak sonuca rağmen şube yönetimi sosyal denge tazminatını 16 bin 750 TL'den 17 bin TL'ye çıkan sözleşmeyi imzalanmıştı.

Sözleşmeye imza atılması şube yönetiminde görüş ayrılığına neden oldu. Aralarında şube yöneticilerinin de olduğu Emek Hareketi olağanüstü genel kurul için dilekçe topladı.
 
Olağanüstü genel kurul 20 Kasım Çarşamba günü İzmir Devlet Opera ve Balesi Elhamra Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.

Olağanüstü genel kurula çağrı yapan Emek Hareketi’nin açıklaması şu şekilde:

TÜM BEL-SEN İZMİR 1 NO’LU ŞUBE OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNA GİDERKEN

İNSANCA YAŞAMAK VE ÇALIŞMAK İÇİN EMEKÇİLERİN EN GENİŞ BİRLİĞİNİ SAĞLAMALI, GÜÇLÜ VE KARARLI BİR SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜK İNŞA ETMELİYİZ!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşları olan Eshot Genel Müdürlüğü ile İZSU Genel Müdürlüğü’nde çalışan kamu emekçileri olarak kazanılmış toplu sözleşme haklarımızın elimizden alınması ve dayatılan iki yıllık tek tip toplu sözleşme uygulamasına karşı yaz ayları boyunca tarihe geçecek bir mücadele ortaya koyduk.

Verdiğimiz mücadele, şüphe yok ki emek mücadelesinde hafızalarda yer edinecek bir mücadele olmuştur. Eylemlerimiz kararlılığı ve kitleselliği ile sadece İzmir’e değil, ülke gündemine de damga vurmuş ve gündemi belirlemiştir.

İlk günden son güne eylemlerimizin en önemli talebi,kazanımsız bir toplu sözleşmenin imzalanmaması ve eşit, özgür bir toplu sözleşme masasının kurulması oldu.

Bu talep; işveren dayatmasıyla alelacele yapılan ancak yüksek oranda katılım ile 3857 emekçinin oy kullandığı toplu sözleşme referandumuna da net bir biçimde yansıdı. Tüm baskı ve tehditlere rağmen % 53’lük bir oran ile emekçiler toplu sözleşmenin imzalanmayarak mücadelenin sürdürülmesi kararını verdi.

Referandumun ardından yaşananlar ve binlerce emekçinin sandıkta ortaya çıkan iradesi yok sayılarak, şube yürütme kurulunun çoğunluğu tarafından emekçilerin haberi olmadan atılan imzalar ise tüm bu mücadele sürecine ve sendikamız tarihine kara bir leke sürmüştür.

Sendikamızın yıllardır işlettiği toplu sözleşmelerin referandum ile emekçilerin onayı ile imzalanmasına yönelik teamül yerle bir edilmiş ve sendikamız tüzüğünde özellikle vurgulanan sendikal demokrasi anlayışı ihlal edilmiş ve açık bir suç işlenmiştir.

Üstelik atılan imzalar, uzaklaştırılan arkadaşlarımızın göreve iadeleri yapılmadan ve soruşturmalar iptal edilmeden atılmıştır. Arkadaşlarımıza yönelik soruşturmalar, bugün hala sürmekte, işverenin tehditleri ise devam etmektedir.

Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması ve toplu sözleşme hakkının korunması için bir sendikanın, dolayısıyla da bir sendika yöneticisinin öncelikle işverene karşı dik durmayı ve mücadeleyi esas alması gerekir. Bu temelde yürütülecek diplomasi, diyalog ve görüşmeler hak alma mücadelesinin bir parçası ve ona hizmet eden bir tutum olarak yerine getirilirse sınıf mücadelesini geliştirir. Diğer türlüsü bizi yandaş sendika haline düşürür.

Olağanüstü Genel Kurul, Sendikamızın Yeniden İnşaası ve Emekçilerin Birliği İçin Bir Fırsattır!

Emekçilerin iradesinin tersine tutum alarak sendikamıza duyulan güveni sarsan şube yürütme kurulunun çoğunluğu, yaptığı hataya karşı özeleştirel bir tutum da geliştirememiş ve temsil yetkisi kalmamış olmasına rağmen olağanüstü genel kurul taleplerini görmezden gelerek karar almaya yanaşmamıştır.

Bu tutuma karşı üye kayıplarını durdurmak ve sendikal örgütlülüğümüze sahip çıkarak sendikamızı yeniden inşa etmek isteyen delegeler ise topladıkları olağanüstü genel kurul talepli dilekçeler ile sendikalarına ve tarihe geçen mücadelelerine sahip çıkmışlar ve tüzük gereği olağanüstü genel kurul kararı alınmasını sağlamışlardır.

Bugün emekçilerin her aşamasında söz ve karar sahibi olduğu bir sendikal örgütlülüğün hayata geçirilmesi, sendikal politika ve kararların iş yerlerinde tartışılarak alındığı, birlikte hayata geçirildiği ve denetlendiği bir mekanizmanın kurulması görevi de öncelikle şube delegelerimize ve olağanüstü genel kurulumuza düşmektedir.

Genel kurulumuz; iş kolumuzda işçiler ve kamu emekçilerinin, yüksek enflasyon karşısında açlık sınırında ücretlerle geçim mücadelesi verdiği, Erdoğan şimşek sömürü programının AKP’li ve CHP’li belediyelerde işçilerin toplu sözleşmelerinde MİKSEN ve SODEMSEN adlı işveren örgütleri aracılığıyla hayata geçirildiği ve işçilerin aldığı mücadele ve grev kararlarının doğrudan sendika genel merkezleri tarafından irade gaspı ile yarı yolda bırakıldığı bir süreçte gerçekleşiyor.

Sözleşmeden doğan ücretlerin ödenmediği, geç ödendiği, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediği belediyelerin sayısı giderek artıyor.

Bugün iş kolumuzdaki sendikal mücadele; işverenle görüşmek ve toplu sözleşme imzalamakla sınırlı bir mücadele olmaktan çıkmış durumdadır. Bu nedenle başta işyerlerindeki bütün emekçilerin ortak talepleri etrafında birleşik mücadelesini savunmalı ve işçi, memur demeden karşımıza dikilen sermaye sınıfı ve belediye işverenlerinin karşısına bizler de tek vücut olarak çıkmalıyız.

Genel Kurulumuzun Ardından Ocak Ayındaki Enflasyon Farkı ve Ek Zam Talebi için Mücadeleye!

Yaz boyu verdiğimiz mücadele; meclis kararıyla yasal sınır dayatmasının ortadan kalkması ve enflasyon farkı için Ocak ayına ilişkin söz verilmesi gibi kimi kazanımlarla da sonuçlanmıştır.

Ancak verilen kitlesel ve birleşik mücadele ile referandumda ortaya konulan irade, bundan çok daha fazlasını kazanabilecek olmasına rağmen bugün açısından sendikamızın içinde bulunduğu koşulları ve bu koşullar doğrultusunda emekçilere yönelen işveren saldırısını belirli bir oranda geri püskürtebilmiş, toplu sözleşmemizin en belirgin talebi olan enflasyon farkının yer almadığı iki yıllık bir sözleşmeye imza atılmıştır.

Genel kurulumuzun ardından en önemli gündem; başta İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinde Ocak ayında mücadelesini vereceğimiz ek zam talebimiz olacak.

Referandum sonucunda iş yerlerinden çıkan iradenin tanınmamış olması başta olmak üzere sendikamızın yaşadığı eksiklik ve sorunlar, ancak ve ancak bu eylemlilikler sonucunda öğrendiğimiz deneyimler ışığında iş yerlerinde yürüteceğimiz tartışmalar ve alacağımız kararlar ile aşılabilir.

Genel kurulumuz; başta iş yeri iradesinin sendikamızda daha çok karşılık bulması için sendikamızı iş yeri temsilciliklerden başlayarak yenileme ve güçlendirmenin yol ve yöntemlerini tartışarak bu doğrultuda kararlar almalıdır.

Belediye başkanı tarafından sözlü olarak taahhüt edilen ancak sözleşmemize eklenmeyen enflasyon farklarını ve ek zam taleplerimizi kazanmayı, ancak iş yerlerinden güçlendirdiğimiz bir sendikal örgütlülük ve bugünden başlayan bir mücadele ile başarabiliriz.

İzmir Büyükşehir belediyesinde çalışan kamu emekçilerinin tamamını sendikamız etrafında kenetlenmeye genel kurulumuzda alınacak kararlar ve çıkacak irade ileşimdiden bu sözleşmede kazanamadığımız enflasyon farklarını ve daha fazlasını kazanacağımız bir mücadeleyi sürdürmeye davet ediyoruz.