Kapatılan İzmir Özel İdaresi'ne yönelik tartışma alevlenerek büyürken dün kaleme aldığım 'Bize her yer Trabzon Sayın Valim' başlıklı yazıdan sonra Serdar Değirmenci aradı.
Yani İzmir İl Genel Meclisi'nin son Başkanı…
Yahut İzmir'in mallarının son bekçisi… Son savunucusu… Son Mohikan'ı…
1984'ten bu yana sistemin içinde…
Kah SODEP kah SHP kah CHP…
İzmir'in köylerini karış karış bilir. Özel idarenin mallarının önemli bölümünde emeği vardır. Bakmayın siz İzmir Valisi'nin onu 'dağıtım komisyonuna bile' almadığına… Kentin valisi dahil komisyonda yer alan müdürlerin haritada yerini gösteremeyeceği tesisleri tek tek sayar, cemazüel evvelini anlatır bir çırpıda...
Bir nevi Özel İdare'nin yaşayan hafızasıdır.
Vecdi Gönül'den bu yana kaç valiyle çalışmış, ne hararetli tartışmalar yaşamış, encümeninden komisyonuna ne hizmetlerin altına imza atmıştır.
Uzun lafın kısası Serdar Değirmenci İzmir'in kapatılan özel idaresinin demirbaşı gibidir.
Kader bu ya… 30 yıldır avucunun içi kadar tanıdığı, bildiği Özel İdare'yi kapatmak, İl Genel Meclisi'nin son başkanı olmak da ona düşmüştür.
Vali Toprak'la 30 Mart öncesi meşhur Sümerbank arazisi üzerinden başlattıkları pin-pon maçını andıran yazışmalarıyla, restleşmeleriyle bugün yaşanan paylaşım krizine dair ipuçlarını seçimden önce veren Değirmenci diyor ki;
- İzmir dışında illerin büyük bölümünde özellikle AKP'nin kazanacağı düşünülen kentlerde bu paylaşım meselesi seçimden önce tamamlandı. İzmir'in mallarının tamamını hazineye devreden Vali ise seçimin sonucunu bekledi. Seçimi Binali Yıldırım'ın kazanacağına inandığından mıdır yoksa 30 Mart'tan önce bu tartışmaların fitilini yakmak istemediğinden midir bilemem.
- Tabi ki yaklaşık bin 700 parça tapudan bir tanesinin bile İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne verilmemesine şaşırdım, üzüldüm de. Ama beni asıl üzen nokta yarım kalan inşaatını tamamlamak için belediyelerin emlak vergilerinden kestiğimiz paylarla biriken Özel İdare Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Fonu'ndan 16 milyon lira kullandığımız Yeni Hizmet Binası'nın da Hazine'ye verilmesi yahut belediyeye verilmemesidir. Belediyenin parasıyla tamamladığımız tesisin de Ankara'ya hazineye verilmesinin hiçbir açıklaması olamaz.
-Trabzon'da belediye ile ilgili tesisler doğrudan belediyeye devredilirken İzmir'in 5-6 ilçesine yayılan asfalt şantiyelerinin bile hazineye devredilmesinin izahını birilerinin yapması lazım. Asfalt şantiyesini hangi gerekçeyle Hazine'ye devrediyorlar? Ya da Hazine asfalt şantiyesini ne yapsın?
- Belediyelere zırnık koklatmayan özellikle CHP'li belediyelere hiçbir şey vermeyen Vali, Özel İdare'nin iş makinelerini Karayollarına nasıl, hangi gerekçeyle devredebiliyor.
- Tabi ki Özel İdare'nin tüm malları Belediyelere verilemez. İçinde 500'den fazla okul var o tapuların… Hastane var, sağlık ocağı var, kilise var, türbe var… Ama belediyeyle ilgili olanlar, yerel hizmette kullanılacak olanlar pekala devredilebilir. Zaten AKP'li belediyelere doğrudan ya da dolaylı (hazine üzerinden) bu devirler tıkır tıkır yapılıyor.
- Başka illerde özellikle AKP'li belediyelerin olduğu yerlerde tıkır tıkır işleyen sistem CHP'lilerin olduğu kentlerde neden işlemiyor.
- Mesela Kaya Termal Otel… Balçova Termal üzerinden biz (özel idare olarak) her ay Kaya Otel'den 250 bin lira kira alıyorduk. Bu parayla da köylere, kırsala hizmet götürüyorduk. Bu tesis satılırsa ne olacak? Para genel bütçeye gidecek İzmir'in altın yumurtlayan tavuğu satılmış olacak?
- Özel İdare'nin malları denildiğinde kimse bu konuda tam olarak bir şey bilmiyor. Vali de komisyondakiler de… Hatta Aziz Kocaoğlu da…
Son Mohikan Değirmenci dertliydi.
Ve sordum ben de…
Aziz Başkan demişken… Özel İdare'nin mallarına ilişkin bir zirve yapıldı İzmir'de. Başkanlar toplandı, 22 imzalı deklarasyon yayınlandı.
Değirmenci ne mi dedi?
- Ben de gazetelerden okudum.
- Peki, dedim. Başka sorum yok.
Mesaj alındı.