7 Haziran genel seçimlerinin en iyi sonucu, kuşkusuz, 'yüzüklerin efendisine' alemin efendisi sen değilsin ve olamazsın şeklinde verilen mesajdır!
Kendini dokunulmaz gören 'zat-ı şahanelerine' dokunulma yolu açılmıştır. Bu yolla birlikte bütün vatan hainlerinin ve hırsızların da ipliği pazara çıkarılacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın!
HDP'nin Güneydoğu'da tulum çıkarması yanı sıra, İzmir ve İstanbul'da elde ettiği destek sayesinde barajı geçmesi, silahlı Kürt ayaklanmasının yasal bir zemine kaydırılması bağlamında, hayırlara vesile olarak yorumlanmalıdır.
Bundan böyle Kürtler; 'biz ezilenleri temsil edecek gücümüz yok' gerekçesine sığınamayacaklar. Dertleri ne ise HDP'ye anlatacaklar. HDP, AKP'ye destek olmama sözünün ve seçim kampanyası boyunca sürdürdüğü söylemlerin arkasında durursa, bu Türkiye'nin kazancı ve sevinci olur.
MHP'nin koalisyon ortağı parti adayı olması, gerçek yüzünü gösterecek tarihi bir fırsattır. Kan bağı olan AKP'ye destek verip vermemesi, MHP'nin şifrelerini deşifre edecektir.
Seçimin kötü sonuçlarına gelince;
AKP'nin, 13 yıllık bir iktidar yıpranmışlığına rağmen halen yüzde 40 gibi bir oy oranını yakalaması çok büyük bir başarıdır. Bu başarı, muhalefet partileri hesabına yazılacak utanılması gereken bir ayıptır aslında!
Erken seçim, azınlık hükümeti ya da koalisyon hükümeti olasılıkları Türkiye'de istikrarsızlığa sebep olabilecek seçeneklerdir. Maalesef, biz koalisyonları başarıyla yönetebilen bir millet değiliz.
Her şeye rağmen, iyisi ve kötüsü ile birlikte, kazasız belasız bir seçim yaşanmış olması ve Kürtlerle barış olasılığının artık güçlü bir zemin kazanması, bu seçimlerin tarihi önemini artıran önemli bir olgudur.
Seçim kampanyaları boyunca barışçı dil kullanan ve seçimden sonra, daha önce açıkladıkları ilkelerinden taviz vermeyeceklerini vurgulayan parti liderleri Türkiye siyaset yaşamının umududur, yarınların ışığıdır.