CHP İzmir’’deİl Başkanlığı için kimler aday olabilecek, CHP Lideri Baykal aday olarak kimi işaret edecek?’¶

Yanıtını arayacağımız ilk sorumuz bu.
Dikkat ettiyseniz soruya ’“Kim aday olabilecek?’” diyerek başlıyoruz.
Eğer soru ’“Kimlerin gönlünden adaylık geçiyor?’” şeklinde olsaydı tek soruyla bugünü kapatırdık.
Büyükşehir ve 28 ilçenin yanı sıra il genel meclisinde iktidar olan bir partinin İzmir İl Başkanı olmak kimin gönlünden geçmez ki... Dahası hangi siyasetçi böylesine önemli bir koltuğa oturmak, bir yıl sonra da milletvekili olarak Ankara’’ya gitmek istemez.
Şahsen parti üyesi olsam ben bile isterim.
Ama sorun aday olabilmekte. Yani aday olabilmek için yeterli delege imzasına sahip olabilmekte. O nedenle kimin il başkanı olacağı biraz da tepedeki hesaplaşmanın İzmir’’deki sonuçlarında gizli.
Delegasyona hangi ekip hakim olursa, il başkanlığı sürecinde o ekibin dediği olur. Bu kuralın istisnaları vardır ve de olacaktır.
Ve de bu kuralı bozabilen tek güç CHP Lideri Deniz Baykal’’dır. Baykal birini işaret ederse önceki kongre sürecinde olduğu gibi Genel Sekreter Önder Sav da işaret edilen il başkanına yönelecek sonuçta işaret edilen kişi koltuğa oturacaktır.
Her zaman Baykal’’ın dediği de olmaz tabi ki. Lider demokrasisi olsa da CHP’’yi AKP’’den ya da diğer siyasi partilerden farklı kılan, bazen Baykal’’ın da işaret ettiği ismin kongre salonunda sandıktan çıkamadığı gerçeğidir.
2005 kongresinde Ekrem Bulgun’’un başına gelenler en taze ve de canlı örneğidir.
Kemal Karataş’’ın 2007’’deki seçimi ise Baykal’’ın işaret edip Genel Sekreter’’in ’‘evet’’ dediği kongre tipidir ve de başka bir aday çıkamadığı için Karataş, Sav’’ın delegasyonuyla il başkanlığı koltuğuna oturmuştur. Ancak sadece oturabilmiş çünkü il başkanlığını Karataş’’tan ziyade dönemin İl Sekreteri Mahmut Özçift yapmıştır.
Karataş da boş zamanlarında kendi belediye başkanlarını eleştirmiş, internetten indirdiği projelerle kentte siyasi kaos yaratmakla meşgul olmuştur.
Kimin aday olabileceğine girmeden önce İzmir örgütünde yapılan önemli bir tartışmayı da yansıtmak gerekiyor. O tartışma da CHP’’nin son 10 yılda taban siyaseti yapanlarca idare edilmiyor oluşu. Yani yukarıdan işaret edilen bu yönüyle adeta atanan il başkanlarının kısa süre sonra boş buldukları il koltuğa talip olan bir profil çizmesi. Yani milletvekili adayı olan bir il başkanı istemiyor örgütün önemli bir bölümü. Gerçek manada atanmış değil, seçilmiş bir il başkanı istiyor?Bu tartışma kentin her mahallesinde yapılıyor aşağı yukarı.
CHP’’de şu an yürürlükte olan sistem önce genel başkan delegeleri seçiyor, ardından delegeler genel başkanı. Yani ’‘al gülüm, ver gülüm’’ formülü isteniyor. Kongrelerde eskisi gibi tabanda güçlü isimlerin çarpışma alanı olmasını isteyen bu grup, ilk seçimde milletvekili olup, kent siyasetiyle bağını koparacak bir il başkanının, onu seçen ekibe vereceği zararı konuşuyor. Ve de Selçuk Ayhan örneğini vererek, Ayhan’’ı seçtiren ekibin 29 Mart 2009 sürecinde bocalamasının altında da Ayhan’’ın vekil olmasının yattığını savunuyor.
Taban siyasetini savunanlara karşın CHP tabanındaki kayganlaşma da gün geçtikçe artıyor. Akşam Önder Sav’’cı olarak yatan ağır toplar sabah Kemal Karataş’’la işbirliği yapabiliyor. Ya da geceyi Eşref Erdemci olarak geçiren yine ünlü siyasetçiler ’‘Dede ocağına’’ dönebiliyor bir gün sonra.
Böylesi kaygan bir zeminde taban siyasetinden vazgeçen önemli bir grup da yukarıdan gelen işaretin kendileri için yeterli olacağını savunuyor. Şimdi gelelim asıl konumuza’… Evet, iki gündür yazdığımız dengeler üzerinden bakıldığında İzmir’’de kimler il başkanlığı için aday olabilir?
Öncelikle bu önemli koltukta halen oturan Rıfat Nalbantoğlu’’ndan başlamak gerekiyor.
Dün de altını çizdiğimiz gibi Nalbantoğlu’’nun ’‘taraf’’ olmaması önemli bir nokta. CHP Lideri Deniz Baykal’’ın emriyle operasyon yapan Nalbantoğlu, operasyon yaptığı ilçelerde Önder Sav’’ı da üzmeyecek bir tavır geliştirerek yönetim kurulu üyeliklerinde Sav ekibini tatmin ediyor.
Diğer taraftan belediye başkanları arasındaki gruplaşmalara da çok fazla girmeyen Nalbantoğlu, Kemal Karataş’’ın hakim olduğu ilçelerde adeta yoğurdu üfleyerek yiyor. Yani doğrudan operasyonel bir tavır geliştiremiyor. Nalbantoğlu yönetiminde iyi bir seçim dönemi geçiren İzmir örgütü, her hangi bir ekibe ya da belediye başkanına doğrudan yakın durmayan Nalbantoğlu’’nu çözmeye çalışıyor. Alışılmış il başkanı profilinin dışında bir model ortaya koyan Nalbantoğlu, yaptığı başarılı toplantılarla icraat yönüyle adından fazlasıyla söz ettirdi.
Kemal Karataş döneminde İl Yönetim Kurulu’’nun bile aylarca toplanamadığını düşünürsek, 5 yıl aradan sonra yapılan İl Danışma Meclisi, Milletvekilleriyle yapılan Foça Zirvesi, Belediye Başkanları ile yapılan Çeşme toplantıları, İlçe başkanlarıyla Gaziemir buluşması derken CHP İzmir’’de varlığını kabul ettirmeyi başardığı söylenebilir.
Nalbantoğlu’’na getirilen ikinci eleştiri de örgütte mesleki bir yapılanma sergilediği’… TKP geçmişinin yanı sıra Mali Müşavirler Odası Eski Şube Başkanı olan Nalbantoğlu, Genel Merkez’’de Genel Sayman Mustafa Özyürek tarafından desteklense de ilçelerde tercih ettiği ’‘Mali müşavir’’ kadrosuyla göze çarpmış durumda.
Örgüt temsilcileri Nalbantoğlu’’nun Mali Müşavir ısrarından vazgeçip, biraz daha duruşu ile ilgili renk vermesi durumunda il başkanlığı için en şanslı aday olduğu görüşünde.
Ancak ’‘Milletvekili adayı olacak il başkanı istemiyoruz’’ diyenler de Nalbantoğlu’’nun hedefini de derhal açıklamasını bekliyor. Yani İzmir’’de bizimle mi kalacaksın, yoksa Ankara’’ya gidip bizi yalnız mı bırakacaksın?Sorusuna yanıt bekleyenler epey fazla.
Ben de ’‘Tarafsız’’ il başkanı Nalbantoğlu’’nun bu süreçte en şanslı isim olacağı kanaatindeyim. Çünkü Nalbantoğlu’’nu sadece tarafsız il başkanı olarak tanımlamak sanırım haksızlık olur. Yaptıklarına bakarak onun aynı zamanda ’‘aklı başında’’ bir il başkanı olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
CHP Lideri Deniz Baykal’’ın son İzmir ziyaretlerinde Nalbantoğlu’’na yönelik övgü dolu sözleri de Ankara’’nın adayının Nalbantoğlu olacağı fikrini kuvvetlendiriyor. Önder Sav’’la da görüşen, iyi geçinen Nalbantoğlu’’nun tarafsızlığı bu süreçte ’‘aranan özellik’’ olarak öne çıkabilir.
Karşısında ise şu ana kadar şekillenmiş bir aday profili yok. Her dönem alternatif adayları bulunan Sav ekibi son süreçte sessizce süreci izliyor.
Sav ekibinin önceliği kontrollerinde olan ilçeleri kazanmak, delege sayısına hakim olmak. Onlar için il başkan adayı sonraki iş. Yani bugünün sorunu değil.
Tabi ki Nalbantoğlu’’na karşı duruş sergileyenler, dahası aday olmak için çaba sarf edenler de yok değil. Başka Eski İl Başkanı Kemal Karataş olmak üzere’…
Geçmiş dönemde Baykal muhalifleriyle kol kola girmesine rağmen son dönemde ’‘doğrudan Baykalcı’’ kimliği ile öne çıkan Karataş, yerel seçim sürecinin mağdurlarından. Konak Belediye Başkanlığı parti içi hesaplaşmada elinden alınan Karataş, yollara düştü.
Düştü düşmesine de Karataş’’ın peşine kimler düştü?Önemli olan bu’…
Manevra kabiliyeti son derece gelişmiş bir siyasetçi olan Karataş’’ın dünkü yoldaşları ile bugünkü yoldaşları arasında ciddi bir fark söz konusu.
Dahası Karataş, dün küfrettikleriyle bugün kol kola’… Dün kol kola girdikleriyle de bugün küfürleşiyor’…
Buca’’da Hüseyin Yüzer, Karşıyaka’’da Ertam Özen’’le işbirliği yaptığı konuşulan Karataş, Eski Vekil Sedat Uzunbay’’dan da randevu talep etmiş durumda. Dün birlikte hareket ettiği Mehmet Ali Susam’’la da bugün limoni bir durumu var bildiğim kadarıyla.
Ancak Bornova’’da Ertürk Çapın, Bayraklı’’da Songül Gök, Çiğli’’de Ayhan Güneş gibi ilçe başkan adaylarıyla temasta.
Ankara’’da da Sav ekibiyle hesaplaşma planları yapan Mehmet Sevigen-Yılmaz Ateş ikilisiyle işbirliği zemini hazırlıyor. Aday olmasına yardımcı oldukları İlçe Belediye Başkanları Hasan Karabağ ve Kamil Okyay Sındır Karataş’’a olan desteklerini gözden geçirme süreci yaşıyor.
Buca’’da ise Karataş açısından işler yolunda. Tatı ile uyum içinde çalışan Karataş, bu ilçede önemli bir güç olan Hüseyin Yüzer’’in yanı sıra Bektaş Gül gibi önemli bir isimle daha dirsek temasında. Farklı ilçelerde işbirliği zemini yoklayan Karataş’’ın aday olabilmesi, delege seçimlerine bağlı. Ancak Karataş’’ın Ankara’’dan işaret alma ihtimali çok ama çok zayıf görünüyor. Kulislerde yaptığım incelemede Sav ekibinin yanı sıra Baykal ekibinin de Karataş’’ın il başkanlığına sıcak bakmadığını ortaya koyuyor.
Nalbantoğlu ve Karataş’’ın dışında da il başkanlığı için hesap yapanlar var elbette. Çeşme’’de mevzide bekleyen Sedat Uzunbay gelişmeleri titizlikle izliyor. Karataş’’ın eski göz ağrısı Dr. Merih Şan, Baratalı’’nın desteklediği Eski Milletvekili Türkan Miçooğulları gibi isimler de doğru bir zemin olması halinde adaylığa soyunabilir. Hatta Sav ekibiyle yakınlığı bulunan İl Sekreteri Hüseyin Mutlu Akpınar’’ın da adı kulislerde yer buluyor. Akpınar’’ın Sav ekibinin sigortası olduğunu bilenler, şu anda pamuk ipliğine bağlı Genel Sekreter-Nalbantoğlu ilişkilerini takip ediyor. Ekibin bu sefer ki yedek adayının Akpınar olabileceği konuşuluyor.
YARIN: Hangi Belediye Başkanı örgütüyle sorun yaşayacak, hangisi örgüt seçimlerine müdahil olacak?
Kocaoğlu’’nun tavır aldığı ilçeler hangisi’…Karşıyaka’’daki son durum nedir?Buca’’da neler yaşanacak?