Geç oldu ama temiz oldu denir ya…
CHP'nin ön seçim kararından söz ediyorum.
Aynen öyle oldu.
Her ne kadar 'fermuar, cırcır gibi' demokrasi açısından sancılı uygulamalar olsa da…
Kılıçdaroğlu'nun 'hakim gözetiminde, tüm üyelerle ön seçim' kararının son derece yerinde olduğunu söylemek zorundayız.
20 Mayıs 2010 kurultayında verdiği sözü 7 Haziran 2015 seçimlerinde yerine getirmiş olsa da CHP Lideri kendisi, partisi için en doğru olanı yapmıştır.
Yerinde olsam hakim gözetiminde yapılacak ön seçime bizzat kendimi de dahil ederim.
Merhum Erdal İnönü'nün 1991'de yaptığı gibi…
İşte o zaman ordusunun önünde yürüyen bir komutana dönüşür Kılıçdaroğlu.
Fermuar meselesine ayrıca değinmek lazım…
Ama hakim gözetiminde ve tüm üyelerle ön seçim CHP'nin tek çıkış yoluydu.
*
Efendim seçimin mağlubiyetini örgüte fatura etmek istiyorlarmış.
Bence bırakalım bu zehirli ön yargılı düşünceleri…
*
CHP'nin ön seçim kararından söz ediyorum.
Aynen öyle oldu.
Her ne kadar 'fermuar, cırcır gibi' demokrasi açısından sancılı uygulamalar olsa da…
Kılıçdaroğlu'nun 'hakim gözetiminde, tüm üyelerle ön seçim' kararının son derece yerinde olduğunu söylemek zorundayız.
20 Mayıs 2010 kurultayında verdiği sözü 7 Haziran 2015 seçimlerinde yerine getirmiş olsa da CHP Lideri kendisi, partisi için en doğru olanı yapmıştır.
Yerinde olsam hakim gözetiminde yapılacak ön seçime bizzat kendimi de dahil ederim.
Merhum Erdal İnönü'nün 1991'de yaptığı gibi…
İşte o zaman ordusunun önünde yürüyen bir komutana dönüşür Kılıçdaroğlu.
Fermuar meselesine ayrıca değinmek lazım…
Ama hakim gözetiminde ve tüm üyelerle ön seçim CHP'nin tek çıkış yoluydu.
*
Efendim seçimin mağlubiyetini örgüte fatura etmek istiyorlarmış.
Bence bırakalım bu zehirli ön yargılı düşünceleri…
*
Şöyle düşünelim.
AK Parti gibi 'kapalı kapılar ardında oylanıp Ankara'da açılacak 'temayül sandıklarından' söz etmiyorum. Hakim gözetiminde, tüm üyelerin katıldığı, geniş katılımlı bir yarıştan söz ediyoruz.
Örgütün kantarına hile karıştırılmasına imkan veren eğilim yoklamasını rafa kaldırarak Kılıçdaroğlu üç şey yapmıştır.
Birincisi bir zamanlar 'hastalıklı' diye tarif ettiği üyenin itibarını iade etmiştir.
İkincisi eğilim yoklamasını filmleme ihtimali olan genel merkez baronlarına geçit vermemiştir.
Üçüncüsü de parti içi rekabeti daha hakkaniyetli bir potada eritme fırsatı yakalamıştır.
Şimdi örgütün kantarına çıkma zamanı…
Herkes çıksın… Kiloları görelim.
İzmir'de 120 binin üzerinde üyenin oy kullanma hakkı var.
Yüzlerce aday sahneye çıkmaya hazırlanıyor.
PM'nin 'ön seçimi kesinleştirecek' kararını bekliyorlar.
Yani bugün yarın düdük resmen çalınmış olacak.
Tabi ki anahtar listeler çarpışacak.
Tabi ki ekipler yarışacak…
Belki alt kimlikler de sonucun belirlenmesinde etkili olacak.
Ama son sözü yine de üye söyleyecek.
Ve üyenin kaleminden çıkan liste üyenin namusuna dönüşecek.
Adaylar kapalı kapılar arkasında belirlenmediğinden kırgınlıklar azalacak. Karşı partiye gitmeler, rakibe el altından çalışmalar olmayacak.
Şu kadarını söyleyebilirim.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, tüm üyelerle ön seçim kararıyla belki 2 vekil fazladan çıkaracak. Sağlıklı ve kenti kucaklayan bir liste çıkar ve fermuar hakkını da kullanmama hakkını kullanırsa yahut en az şekilde kontenjan kullanırsa, belki bir vekil daha fazladan çıkaracak.
İzmir'de MHP'nin yükseldiği, HDP'nin kenar semtlerde CHP'yi tehdit etmeye başladığı süreçte Kılıçdaroğlu, 2011'deki gibi yanlış bir listeyle kentin karşısına çıkarsa, sonuç CHP için hezimet olacaktı. Ön seçim kararıyla önemli ölçüde bu tehlikeyi savuşturmuş oldu.
Kontenjanı da can yakmayacak bir oranda kullanırsa örgütün motivasyonunu arttırabilir.
CHP Genel Merkezi yapacağını yaptı.
Şimdi sıra aday adaylarında…
Ellerinden geldiğince çıkıp şarkılarını söyleyecekler.
Ve Ankara'ya tabanın tanıdığı/sevdiği, cesur ve de özgür bireyler gidecek.
İki dudaktan değil sandıktan çıkmış gerçek İzmir milletvekilleri…
*
MHP'ye gelince…
CHP'nin doğruları yaptığı, HDP'nin gündem belirleyip yükseldiği, iktidar partisinin sallandığı süreçte MHP'nin yanlış yapma lüksü olamaz.
Yerli ve doğru adaylarla, İzmir'e enerji vermek zorunda Bahçeli…
Ön seçim mi yapar, eğilim yoklaması mı yoksa sağlıklı bir anket çalışması mı yapar bilemem…
Ama kentin yapısına/dokusuna uygun adaylarla sahneye çıkmak zorundadır.
Mesela Murat Taşer… Büyükşehir adayı…
Yerel seçimde iki ilçenin kazanılmasında ve de pek çok ilçede MHP'nin 'bir yerel seçim partisine' dönüşmesinde, kilit parti olmasında rolü büyüktür Taşer'in…
Emeğe saygıdan, 'tarladaki izden' söz ediyorsak Müsavat Dervişoğlu hatta.
Sırf 'Genel başkan adayı oldu diye' yeniden kuyuya atmak yerine sahiplenilse teşkilattaki heyecan katsayısı da artar. Tek kelimeyle Bahçeli'yi büyütür Dervişoğlu'na sahip çıkmak!
Ama eski ezberlerle devam edilir ve liste kente enerji vermezse MHP 2-3 vekile talim eder.
Ama doğru adımlarla, doğru bir liste ile bu sayıyı İzmir'de 6'ya kadar çıkarmak işten bile değildir.
Bunun için Bahçeli'nin ilk olarak İzmir'i mevcut güç dengelerinin savaş alanı olmaktan kurtarması gerekiyor. Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu ile Grup Başkan Vekili Vural arasındaki soğuk savaşın tarafı olmaya zorlanan İzmir teşkilatı, bir yandan da bağrından çıkan bir isme tavır almaya zorlanıyor.
MHP'nin kongrelerine de yansıyan bu denge savaşları, bana göre partinin enerjisini düşünüyor.
O nedenle kentte ciddi bir potansiyeli olan MHP'nin enerjisini içeride tüketmek yerine doğru bir stratejiyle dışa dönük siyaset yapma imkanı fazlasıyla var.
Bunu yerel seçimde net bir şekilde gördük.
İki ilçede seçim kazanan başta Bergama olmak üzere bazı kritik ilçeleri kıl payı kaçıran pek çok ilçede de sonucu belirleyen MHP, 2014'te yakaladığı çıtayı 2015'te daha da yukarıya çekebilir.
Benden demesi…
Karar ve tercih tabi ki MHP Genel Başkanı ve MKYK'sınındır.
AK Parti gibi 'kapalı kapılar ardında oylanıp Ankara'da açılacak 'temayül sandıklarından' söz etmiyorum. Hakim gözetiminde, tüm üyelerin katıldığı, geniş katılımlı bir yarıştan söz ediyoruz.
Örgütün kantarına hile karıştırılmasına imkan veren eğilim yoklamasını rafa kaldırarak Kılıçdaroğlu üç şey yapmıştır.
Birincisi bir zamanlar 'hastalıklı' diye tarif ettiği üyenin itibarını iade etmiştir.
İkincisi eğilim yoklamasını filmleme ihtimali olan genel merkez baronlarına geçit vermemiştir.
Üçüncüsü de parti içi rekabeti daha hakkaniyetli bir potada eritme fırsatı yakalamıştır.
Şimdi örgütün kantarına çıkma zamanı…
Herkes çıksın… Kiloları görelim.
İzmir'de 120 binin üzerinde üyenin oy kullanma hakkı var.
Yüzlerce aday sahneye çıkmaya hazırlanıyor.
PM'nin 'ön seçimi kesinleştirecek' kararını bekliyorlar.
Yani bugün yarın düdük resmen çalınmış olacak.
Tabi ki anahtar listeler çarpışacak.
Tabi ki ekipler yarışacak…
Belki alt kimlikler de sonucun belirlenmesinde etkili olacak.
Ama son sözü yine de üye söyleyecek.
Ve üyenin kaleminden çıkan liste üyenin namusuna dönüşecek.
Adaylar kapalı kapılar arkasında belirlenmediğinden kırgınlıklar azalacak. Karşı partiye gitmeler, rakibe el altından çalışmalar olmayacak.
Şu kadarını söyleyebilirim.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, tüm üyelerle ön seçim kararıyla belki 2 vekil fazladan çıkaracak. Sağlıklı ve kenti kucaklayan bir liste çıkar ve fermuar hakkını da kullanmama hakkını kullanırsa yahut en az şekilde kontenjan kullanırsa, belki bir vekil daha fazladan çıkaracak.
İzmir'de MHP'nin yükseldiği, HDP'nin kenar semtlerde CHP'yi tehdit etmeye başladığı süreçte Kılıçdaroğlu, 2011'deki gibi yanlış bir listeyle kentin karşısına çıkarsa, sonuç CHP için hezimet olacaktı. Ön seçim kararıyla önemli ölçüde bu tehlikeyi savuşturmuş oldu.
Kontenjanı da can yakmayacak bir oranda kullanırsa örgütün motivasyonunu arttırabilir.
CHP Genel Merkezi yapacağını yaptı.
Şimdi sıra aday adaylarında…
Ellerinden geldiğince çıkıp şarkılarını söyleyecekler.
Ve Ankara'ya tabanın tanıdığı/sevdiği, cesur ve de özgür bireyler gidecek.
İki dudaktan değil sandıktan çıkmış gerçek İzmir milletvekilleri…
*
MHP'ye gelince…
CHP'nin doğruları yaptığı, HDP'nin gündem belirleyip yükseldiği, iktidar partisinin sallandığı süreçte MHP'nin yanlış yapma lüksü olamaz.
Yerli ve doğru adaylarla, İzmir'e enerji vermek zorunda Bahçeli…
Ön seçim mi yapar, eğilim yoklaması mı yoksa sağlıklı bir anket çalışması mı yapar bilemem…
Ama kentin yapısına/dokusuna uygun adaylarla sahneye çıkmak zorundadır.
Mesela Murat Taşer… Büyükşehir adayı…
Yerel seçimde iki ilçenin kazanılmasında ve de pek çok ilçede MHP'nin 'bir yerel seçim partisine' dönüşmesinde, kilit parti olmasında rolü büyüktür Taşer'in…
Emeğe saygıdan, 'tarladaki izden' söz ediyorsak Müsavat Dervişoğlu hatta.
Sırf 'Genel başkan adayı oldu diye' yeniden kuyuya atmak yerine sahiplenilse teşkilattaki heyecan katsayısı da artar. Tek kelimeyle Bahçeli'yi büyütür Dervişoğlu'na sahip çıkmak!
Ama eski ezberlerle devam edilir ve liste kente enerji vermezse MHP 2-3 vekile talim eder.
Ama doğru adımlarla, doğru bir liste ile bu sayıyı İzmir'de 6'ya kadar çıkarmak işten bile değildir.
Bunun için Bahçeli'nin ilk olarak İzmir'i mevcut güç dengelerinin savaş alanı olmaktan kurtarması gerekiyor. Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu ile Grup Başkan Vekili Vural arasındaki soğuk savaşın tarafı olmaya zorlanan İzmir teşkilatı, bir yandan da bağrından çıkan bir isme tavır almaya zorlanıyor.
MHP'nin kongrelerine de yansıyan bu denge savaşları, bana göre partinin enerjisini düşünüyor.
O nedenle kentte ciddi bir potansiyeli olan MHP'nin enerjisini içeride tüketmek yerine doğru bir stratejiyle dışa dönük siyaset yapma imkanı fazlasıyla var.
Bunu yerel seçimde net bir şekilde gördük.
İki ilçede seçim kazanan başta Bergama olmak üzere bazı kritik ilçeleri kıl payı kaçıran pek çok ilçede de sonucu belirleyen MHP, 2014'te yakaladığı çıtayı 2015'te daha da yukarıya çekebilir.
Benden demesi…
Karar ve tercih tabi ki MHP Genel Başkanı ve MKYK'sınındır.