Zamansız operasyon nedeniyle CHP seçim arifesinde en az üç parça’…
Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile hareket eden Yeni CHP’’liler,
Beklenmedik parti içi darbe sonrasında bir kaç adım geriye çekilen Sav ekibi,
Ve partinin eski genel başkanı Baykal’’la birlikte hareket eden Baykalcılar’…
Bana göre önemli bir grup daha var. O da olayları izleyen, anlamlandırmaya çalışan akl-ı selim partililer.
Uzun lafın kısası, parti gözle görünür bir savaşın ortasında. İktidar değil parti içi iktidar savaşından söz ediyoruz.
Baykal’’ın da dediği gibi kesinlikle ’‘genel başkan’’ sorunu yok.
Ya ne var?
Yine Baykal’’ın dediği gibi Parti Meclisi ve MYK sorunu var.
Yani PM ve MYK’’nın temsili sorgulanıyor. Daha geniş, daha kucaklayıcı bir MYK’’nın olması temenni ediliyor Baykalcılar cephesinden. Baykal’’ın derdi ekibinin PM’’de neredeyse hiç olmaması’…
**
Eski Genel Sekreter Sav, seçime giderken ’‘gürültü çıkaran, olası seçim başarısına gölge düşüren’’ olmamak için birkaç adım geriye çekildi. Yargıtay’’ın kararıyla eşyalarını bile toplayıp, 10 yıllık makamını boşalttı.
Boş durduğunu, havlu attığını sanmıyorum. Önümüzdeki sürece ilişkin strateji geliştiriyor olabilir. PM’’deki ağırlığının farkında ama parti içi darbeyi de kabul etmiş görünüyor. Kimilerine göre savaş baltalarını ’‘şimdilik’’ kaydıyla gömdü. Sırası gelince çıkarabilir.
**
Kılıçdaroğlu önderliğindeki Yeni CHP’’liler de boş durmuyor tabi ki. İkinci adam Gürsel Tekin’’in ağırlıkta olduğu İstanbul’’dan başlamak üzere tepedeki değişimi aşağıya indirmek için kafa yoruluyor bu cephede.
Adını ’‘değişim’’ koydukları parti içi darbe, kamuoyu desteği ile legalleştirilmiş gibi görünse de ciddi bir endişe hakim bu yapıda.
Geçtiğimiz günlerde ’‘gerekirse kurultay da yaparız’’ diyen Yeni CHP’’liler adına son açıklama Genel Sekreter ve Parti Sözcüsü Süheyl Batum’’dan geldi.
Batum, tüzük kurultayının seçimden sonraya bırakıldığını söyledi.
Bugün yapılacak il başkanları toplantısından başka bir karar çıkar mı bilinmez?
Ama hem Sav ekibinin hem de Baykalcıların kurultay talebi ortada dururken, Yeni CHP’’liler bu talepten daha fazla kaçamayabilir.
Sanıyorum yapılan hesaplamalarda kurultay için gerekli imza/oy desteğine ulaşılamadı. Yoksa ’‘yürekli’’ Kılıçdaroğlu ve ekibi başladığı işi bitirir, kurultaya giderek, değişimi tepeden tırnağa etkin kılma yolunu seçebilirdi.
Ya da başka bir hamle peşindeler’… Gürsel Tekin’’in dünkü açıklaması ilginçti. ’‘Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz’’ diyen Tekin, sözlerinin devamında ilginç bir cümle kuruyor. ’“Milletvekili adayı olmayı düşünen örgüt yöneticilerin istifasını isteyebiliriz’”
İşte hamlenin adı. Genel seçim’…
Tepedeki değişimi il, ilçe örgütlerine de indirgemek isteyen Yeni CHP’’liler, son derece demokrat olduklarından, görevden alma değil, ’‘istifa’’ yöntemini tercih edecek yani.
Çünkü Sav ekibinin il, ilçe başkanlarının neredeyse tamamının (İzmir dahil) milletvekili adayı olduğu, olacağı biliniyor. Belki istifaları almak için adaylık sözü/garantisi bile verilebilir bazılarına...
Meseleye objektif bakarsak, son derece de mantıklı bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz bunun. Genel seçimde aday olmayı düşünen il başkanları tarafsız kalamaz, seçime gerektiği ölçüde motive olamaz çünkü. Seçim sürecinde olası rakiplerini saf dışı bırakmak için parti içi kucaklayıcılığını, tarafsızlığını, objektifliğini kaybeder.
AKP bu modeli sıkça uygulamış ve de başarılı da olmuştur. Seçimde aday olacak kadronun aylar öncesinden istifası alınmış, yenilenmiş örgüt/teşkilat yapısıyla seçime gidilmiştir.
Ancak ekipler arası hamle savaşlarının yaşandığı, her adımın, her söylemin planlı, üzerinde düşünülerek yapıldığı bu süreçte Yeni CHP’’lilerin bu hamlesi de doğru okunacaktır.
Parti içi darbeyi bir şekilde örgütün alt kademelerine de uygulamak isteyen Yeni CHP’’liler, bunu sancısız yani kansız yapmak hatta mümkünse ’‘demokrasi’’ şemsiye altında hayata geçirmek istiyor.
Örgütteki Önder Sav hakimiyetini kırmak bu yöntemle tereyağından kıl çekmek kadar kolay olacak, adaylığı düşünen il başkanları istifa edecek, yerlerine Yeni CHP modeline uygun isimler atanacaktır. Yani hem üzüm yenecek hem de bağcı dövülecektir. Buraya kadar her şey normal. Ama ortada küçük bir sorun var.
53 yıllık siyasi deneyim Önder Sav gibi’…
Yeni CHP yönetimi örgüt yöneticilerine, ’‘istifa’’ şıkkını önerdiğinde sanıyorum Sav’’ın da bazı tavsiyeleri olacaktır arkadaşlarına’…
Sanıyorum ’‘O koltukları boşaltın arkadaşlar, bu yönetim sözünde durur, aday yapacağım dediyse yapar’’ demeyecektir.
Öte yandan Yeni CHP'lilerin örgütlerden önce çözmesi gereken denklem Parti Meclisi’… Birkaç imzayı geri çekmiş olsalar da kritik 54 rakamına ulaşmak için yoğun bir faaliyet içinde oldukları biliniyor. Yeni tüzüğe göre PM’’de rahat hareket edebilmek için 3’’te 2 oranında çoğunluk şart. Genel Sekreter Sav’’a sıkı sıkıya bağlı bu yapının çözülmesi zor görünüyor. Ama siyasette neyin ne olacağı belli de olmaz.
**
Baykal ve ekibi, hem Sav’’a hem de Kılıçdaroğlu’’na eşit mesafede. Ancak Deniz Baykal’’ın İzmir’’deki karşılamadan da anlaşılacağı üzere dönüş umudu arttı. Ama seçimden önce değil. Çünkü CHP’’nin seçim öncesi ’‘genel başkan’’ sorunu yok. Dikkat ederseniz ’‘seçim öncesi’’ ifadesini özellikle kullanıyorum. Çünkü seçimden sonra böyle bir sorunu olabilir CHP’’nin’… Ve de kurt politikacı Baykal, olası seçim yenilgisini üzerine alan değil, seçim sonrası haklı çıkan adam olmak istiyor.
Sav ekibinin de genel seçim öncesi ’‘lider sorunu’’ olduğunu sanmıyorum. Ama seçimden sonra onların da harekete geçme ihtimali yüksek.
Baykal ve ekibi diğer iki yapıya da ’‘sıcak’’ mesajlar göndererek yarınlara yatırım yapıyor.
Kılıçdaroğlu liderliğindeki Yeni CHP, bir yandan darbeyi (devrim ibaresini tercih ediyorlar) partinin tüm katmanlarına yaymayı planlarken, bir yandan da genel seçimde başarılı olmanın yolunu arıyor. Çünkü başarısızlığı fatura edebilecekleri kimse kalmadı Sav’’ı da gönderince’…
Sav ekibi ise hazırlıksız yakalandığı tasfiye hareketini tersine çevirmek için yeni hamleler geliştirmeye çalışıyor. Ama bunu yaparken partinin zarar görmemesine de azami gayret gösteriliyor.
Peki ya dördüncü grup’… Yani olayları izleyen, örgütün gövdesindeki ağırlık ne yapıyor?
’“Ne olacak bu CHP’’nin hali?’” sorusunun etrafında kara kara düşünüyorlar tabi ki.
Ve görünen o ki, bu köprünün altından daha çook sular geçeceğe benziyor.