Dün aslında Sayın Selçuk Ayhan’’la bir gün öncesinde yaptığım telefon görüşmesinin içeriğine ve de son iki gün kaleme aldığım yazılara gelen tepkileri içeren bir yazı kaleme alacaktım.’¶
Ancak Sayın Ayhan’’ın 10 maddelik yer yer beni yalancılıkla suçlayan yer yer de ekipsel manevranın dışavurumu hatta itiraf olarak algıladığım ’‘açıklama’’sını e-postamda görünce işler değişti.
Sayın Ayhan’’ın açıklaması ve üzerine düşündüklerimi kaleme almak zorunda kaldım.
Malum, konumuz 27 Şubat’’taki İzmir İl Kongresi’…
Bir yanda CHP Lideri Baykal’’ın 35 yıllık çalışma arkadaşı Kemal Anadol ile Bakırçay Havzası’’na örgüt ziyareti yapıp, imza toplayan, şu ana kadar 300’’ü aşkın imzayı cebine koyan Rıfat Nalbantoğlu, diğer yanda Baykal’’ın ’‘aracı’’ kullanarak mesaj gönderdiği iddia edilen bir Nalbantoğlu’…
Hangisi doğru, hangisine inanalım’…
Ancak Sayın Ayhan’’ın dünkü açıklamasındaki itiraftan sonra, mesajın Nalbantoğlu’’na değil değil de Kocaoğlu’’na gönderildiğini artık biliyoruz.
Yani Kocaoğlu’’nu Nalbantoğlu’’nun arkasından çekme ve tabi ki Sav ekibini İzmir’’de ’‘yalnız’’ bırakma planını da öğrenmiş oluyoruz böylelikle’…
Sav ekibiyle hareket eden bazıları arayıp İzmir’’de yalnız kalmalarının bile, bu saatten sonra bir şeyi değiştirmeyeceğini, Nalbantoğlu’’nu her halükarda il başkanı yapacak desteğin olduğunu, birilerinin suya yazı yazmaya çalıştığını, suyu bulandırmaya çalıştığını söylüyor.
Ve Nalbantoğlu’’na soruyorum’…
’‘Çekil’’ mesajını aldınız mı?Diye.
Yanıt veriyor; ’‘Kongre sürecinde dişe diş kora kor mücadele ettik. Kazandık, kaybettik. Bu noktaya geldik. 28 ilçe başkanı net bir şekilde yanımda. En az 400 imza cebimde. Kozmik ofislerde yapılan planlarla yolumu değiştirmem. Ben siyaset yapıyorum. Üç-beş kişi istedi diye manevra yapmam, benimle yola çıkanları yarı yolda bırakmam’”
Ve ekliyor; ’“Başka bir emirleri var mı?Evlerinde bulaşık varsa ona da geleyim isterlerse’”
Kendisini ilgilendiren mesajı 3 gün sonra Kocaoğlu’’nun önerisiyle ileten Milletvekili Selçuk Ayhan’’a çok kırıldığını ekliyor Nalbantoğlu’…
Ve de Genel Başkan’’ın kendisine yönelik tavrı olmadığını, Ankara’’da kendisinin de görüştüğü isimler olduğunu, TBMM Grup Başkan Vekili Kemal Anadol’’la daha bugün Bakırçay’’da örgüt ziyaretine gittiklerini hatırlatıp, yapılmaya çalışılanın bulanık suda balık avlamak olduğunu iddia ediyor.
’“Bulanık suda balık avlattırmayacağız. ’‘Kongreleri kaybettik, masa başında kazanalım’’ dönemi bitti’’ diyor özetle.
Ve dün Selçuk Ayhan’’ın bu sütunlarda yayınlanan 10 maddelik açıklamasını okuduktan sonra biraz daha kızmış olacak ki,
’“Arkadaş, örgütün yüzde 80’’i yanımda’… Ben şu anda okeye dönüyorum. Sayın Ayhan’’a tavsiyem, sarı ikiliyi bulur bulmaz oyunu açması’” diyor ve ekliyor; ’“Beş yıl sonra İl Danışma Meclisi’’ni topladık. Yayınladığımız sonuç bildirgesine bu süreç yüzünden başlayamadık. Bizler barış içinde, birlik-beraberlik içinde genel seçimin hesabını yaparken, AKP’’yi yerel seçimde olduğu gibi İzmir’’de sandığa gömmenin planlarını kurarken birilerinin başka hesaplar yapmasını, 2014’’leri düşünmesini anlamıyorum, anlamak da istemiyorum. İnanıyorum ki 27 Şubat’’tan sonra tüm bunlar geride kalacak ve de genel seçim için ilçe başkanlarımla birlikte tam saha baskı yapacağız’”
Evet, Rıfat Nalbantoğlu bunları söylüyor.
Hakkında yapılan kulislere, devirme/korkutma/kaçırma planlarına ve kongre sürecinde birlikte mücadele ettiği isimlerden koparılma hamlelerine rağmen kendisine son derece güveniyor.
Genel Başkanı Deniz Baykal’’ı başbakan yapmak dışında bir amacı olmadığını da her fırsatta dile getiriyor.
Daha ne desin?
Ne yapsın?
Yoksa istenen Kemal Karataş gibi önüne gelenle kavga eden, kenti birbirine katan bir il başkanı mı?Diye sormak geliyor içimden’…
Ve Rıfat Nalbantoğlu’’na haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Ne yaptı bu adam diyorum?
Hırsızlık mı yaptı, partinin parasını zimmetine mi geçirdi?
Skandal bir yüz kızartıcı suça mı bulaştı?
Örneğin partili bir kadına sarkıntılık mı etti?Mesaj mı çekti?
El altından AKP’’ye mi çalıştı?
Rantı yüksek belediye arazilerini imara mı açtı?Çöp ihalelerini yandaşlarına mı pasladı?
Partili belediye başkanlarını AKP il başkanından çok eleştirip, birileri gibi İzmir’’in önünü açacak projelere dava mı açtı?
Ne yaptı?Biri bana anlatsın’…
**
Eski il başkanlarını, belediye başkanlarını, milletvekillerini, ilçe başkanlarını defalarca ayrı ayrı toplayıp CHP’’deki dayanışma ruhunu tetikleyerek yanlış mı yaptı?
Büyükşehir’’den metropol sınırlar dışında kalan Dikili’’ye, Ödemiş Bademli’’ye, Konak’’lıya yardım/hizmet yapılmasını sağlayarak hata mı etti?
Hiçbir belediye başkanından hiçbir şey istemeyerek, en yakın arkadaşı bile işsizken kimseye, hiçbir başkana el açmayarak, dik durarak kabahat mi işledi?
**
Evet, Başkan Durak’’ın suyundan gitmemiş hatta Karşıyaka’’da hata bile yapmış olabilir. Genel Sekreter ekibiyle gereğinden çok haşır neşir olmuş da olabilir. Tabi bu bir suç ise’… (Sanki Sav ekibiyle hareket edenler PASOK’’lu, AKP’’li gibi)
Tepesinde sallanan ’‘MYK üyesi kılıcı’’na rağmen dik durmaya çalışmadı mı?
Kocaoğlu ile kavga etmek yerine onun kentte siyasi bir güç haline gelmesine göz yummuş hatta yardım da etmiş olabilir.
Tüm bunlar hata ise Nalbantoğlu’’nu asalım gitsin. (Tabi ki siyaseten)
Baykal’’ın, MYK üyelerinin yaptıklarını ise ’‘hata bile olsa’’ her zaman olduğu gibi sineye çekelim. Halının altına süpürelim’…
Birileri köyün delisi gibi konuşmaya devam etsin.
Birileri zor bela aşı pişirsin’…
Birileri de pişmiş aşa su katsın.
Hatta su katmakla kalmasın, başkalarının pişirdiği aşı, hiç ter dökmeden, çaba göstermeden bir güzel mideye indirmenin planlarını kursun.
Biz de tüm bunları görmeyelim, yazmayalım.
Oh’… Ne ala’…
Başka emriniz?Bulaşık da var mı evde?Bi koşu gelir yıkarız canım n’’olcak’…
Not: Bugün Atina’’dayım’… Cepten aramayın, çok yazıyor, yarın görüşürüz’…