Biliyorum!
Haklısınız…
Okumaya başladığınız yaşanmış “Öğretmen” öyküsü…
Aslında iki gün önce…
Takvimler “24 Kasım Pazar”ı işaret ederken…
Bu köşede olmalıydı…
Ne var ki…
Yarım asırlık bir “zaman tüneli”nden…
Kalplere süzülüp gelen…
Bir ilkokul öğretmeniyle…
Son derece sevimli öğrencisinin bu şahane hikayesi…
Sizi de çok etkimeyecek…
Başlıyoruz; izninizle…
***
Anadolu’nun en güzel köşelerinden birindeyiz…
Mediha Öğretmen…
Hayatını öğrencilerini adayan bir eğitimci…
Öğrencilerini gözlemek O’na keyif verirdi her zaman…
Aklı da hep beşinci sınıftaki öğrencisi Mustafa’daydı…
Sahi, bu çocuk…
Neden bu kadar içine kapanıktı?
Neden?
Aslında Mediha Öğretmen…
Mustafa’nın içine kapanık haline üzülüyordu…
Sırada kaykılmış gibi oturuyordu Mustafa’cık…
Yetmezmiş gibi…
Diğer çocuklarla pek içli-dışlı değildi…
Elbiseleri pek temiz sayılmazdı…
Biraz “tatsız bir çocuktu” Mustafa…
Yazılı sınavlarda aldığı nota bakılırsa…
Dersi derste takip etmediği gibi…
Evde de kitapların kapağını açmıyordu…
Mediha Öğretmen…
Yazılı sınavlarda…
Çaresiz en düşük notları vermeye başladı Mustafa’ya…
***
Sonra ne mi oldu?
Mediha Öğretmen…
Mustafa’nın şifrelerini çözmeye karar verdi…
O’nun hayatını gözden geçirmeye başladığında…
Sürprizlerle karşılaştı…
***
Mesela…
Mustafa’nın birinci sınıf öğretmeni şöyle not bırakmıştı:
“Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk...
Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli…
Onun etrafta olması çok eğlenceli...”
İkinci sınıf öğretmeninin yazdıkları ise şöyleydi:
“Mustafa mükemmel bir öğrenci…
Sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor ne var ki…
Annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için…
Evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor…”
Üçüncü sınıf öğretmeni duygularını şöyle kaleme almıştı:
“Mustafa’nın annesinin ölümü onun için çok zor oldu…
Mustafa elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ama…
Babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa…
Evdeki yaşamı yakında onu hayli etkileyecek...”
Dördüncü sınıf öğretmeninin…
Mustafa için kaleme aldığı notlar ise hayli etkileyiciydi:
“Mustafa içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor… Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor…”
***
Mediha Öğretmen, bunları okuyunca…
Kendinden utandı…
O gün…
Öğrencileri “Öğretmenler Günü” için…
Çam sakızı çoban armağanı hediyeler almıştı…
Herkes mutluydu…
Mustafa’nın hediyesini merak ediyorsunuz di’mi?
Sahne aynen şöyleydi:
Mustafa sıradan bir kağıda sardığı hediyesini…
Mediha Öğretmen’e uzattı…
Mustafa’nın…
Öğretmene hediyesi sınıftaki çocukları güldürdü…
Çünkü…
Açılan paketten ne çıktı dersiniz?
“Taşlarından bazıları düşmüş taklit elmas taşlı bir bilezik ve…
Yarısından az dolulukta bir parfüm…”
Mediha Öğretmen…
Gülmeye başlayan çocukları susturdu…
Ardından…
Mustafa’nın getirdiği bileziği taktı ve…
Parfümü bileklerine sürdü…
Mustafa, o gün arkadaşları eve gittikten sonra…
Öğretmeninin gözlerinin içine bakarak…
Bi’solukta şöyle dedi:
“Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz…”
***
Akşam…
Mediha Öğretmen gözyaşlarını tutamadı…
O günden sonra…
Mustafa’ya özel ilgi göstermeye başladı…
O’nu teşvik ettikçe…
Daha hızlı karşılık veriyordu…
Yılın sonuna kadar…
Mustafa sınıfta ki en zeki en çalışkan çocuklardan biri olmuştu…
***
Bir yıl sonra Mediha Öğretmen…
Kapısının altında Mustafa’dan tek cümlelik bir not buldu:
“Siz dünyanın en iyi öğretmenisiniz…”
***
Altı yıl sonra…
Mustafa’dan bir not daha geldi:
“Liseyi bitirdim hocam… Sınıfta üçüncü oldum… Ve siz hala hayatımdaki en iyi öğretmensiniz…”
***
Aradan yedi yıl daha geçti…
Bu kez Mustafa’dan bi’mektup daha geldi:
“Fakülte diplomamı aldım… Biraz daha ilerlemek istiyorum…
Benim için hala karşılaştığım en iyi ve en favori öğretmensiniz…”
Mektubun altındaki imza şöyleydi:
“Tıp Doktoru Mustafa Yılmaz”…
Bir süre sonra…
Mustafa’dan bir mektup daha geldi Mediha Öğretmen’e…
“Bir kızla tanıştım; evleneceğim… Babam birkaç hafta önce vefat etti… Nikah töreninde damadın annesine ayrılan yerde oturur musunuz öğretmenim?”
***
Bitiriyoruz…
Tam da tahmin ettiğiniz gibi…
Mediha Öğretmen emekli olmuştu…
Öğrencisinin teklifini kabul etti…
Bununla da kalmadı…
O nikah töreninde…
Yıllar önce Mustafa’nın getirdiği taşları düşmüş bileziği taktı…
Dahası…
Mustafa’nın annesinin parfümünü sürdü…
Birbirlerini gözyaşlarıyla kucakladılar…
Ve Dr. Mustafa…
Mediha Öğretmen’in kulağına şöyle fısıldadı:
“Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim...
Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve…
Fark yaratacağıma inandığınız çok teşekkür ederim…”
Merak etmiyor musunuz?
O sırada Mediha Öğretmen ne dedi diye?
İşte…
O yılların eğitimcisi…
Gözlerinde yaşlarla…
Öğrencisinin kulağına şunları fısıldadı:
“Mustafa yavrum… Öğretmenlik mesleğinde bir fark yaratacağımı bana sen öğrettin… Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum…"
Ve…
Öğretmenle öğrencisi bi’kez daha sarıldılar…
Nokta…
Hamiş: Türkiye’de her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanır. Bu, Atatürk Yılı ilan edilen 1981 yılında 12 Eylül Askerî İdaresi tarafından başlatılmış bir uygulamadır…
Sonsöz: “Ne olursa olsun; insan hayatında ilkokul öğretmenini kesinlikle unutamıyor... İnsanların hayatına bu kadar dokunan başka bir meslek yok… / Anonim…”