Türkiye genelinde AK Parti yüzde 50'lik oranla tartışmasız iktidarını üçüncü kez ilan etti. Halk sandıkta 'istikrar sürsün' dedi.
Türkiye'nin büyüyüp büyümeyeceğini zaman gösterecek!
Gelelim CHP'ye…
Seçim sonuçları Yeni CHP'nin iflasından başka bir anlam ifade etmiyor benim için.
Sanıyorum pek çoğunuz için de…
Kılıçdaroğlu'nun 'Yeni' sıfatı takarak büyütmeye çalıştığı CHP, bu haliyle halkta ne yazık ki karşılık bulmadı.
Bırakın karşılık bulmayı İzmir'i bile kaybetme noktasına geldi.
Buca, Bayraklı, Karabağlar, Gaziemir, Kemalpaşa, Ödemiş, Menemen, Bergama, Kiraz, Kınık, Beydağ gibi ilçelerde AKP birinci, diğerlerinde CHP'nin ensesinde.
Ülke genelinde CHP'nin 'dağ fare doğurdu' dedirten oy oranı için pek çok faktör sayabilirim.
Ama en önemlisi değişimin hızı ve yöntemidir. Kaset skandalı sonrası 18 yıllık Baykal iktidarından kurtulan CHP'de parti ne yazık ki Baykal'ın bıraktığı noktanın bile altında kalmıştır. Deniz Baykal'ın bıraktığı süreçte yapılan anketlerde yüzde 27-28'leri gördüğü ifade edilen, Kılıçdaroğlu'nun gelişiyle yüzde 30'u aştığı savunulan CHP neden bu noktaya gerilemiş, Yeni CHP iddiası başlamadan nasıl bitme noktasına gelmiştir?
12 Eylül referandumunda ilk sınavını vererek yüzde 42'lik 'hayır' bloğunun yüzde 35'ine hükmettiği savunulan CHP, nasıl olmuş da bu hale düşmüştür?
*
Günlerce yazdık, söyledik.
Eldeki kuşu tutmadan daldaki kuşa niyetlenmeyeceksin. Evdeki bulguru hazmetmeden Dimyat'a pirince çıkmayacaksın. Vefasızlığın daniskasını yaparak seni o makama taşıyanları ilk fırsatta topyekûn tasfiye etmeyeceksin. Samimi olacaksın, bol keseden atmayacaksın.
Sözünün eri olacak, verdiğin sözde bedeli ne olursa olsun duracak, tutarlılığını ispat edeceksin. Ön seçim yapacağım deyip atama yapmayacak, çarşaf liste yapacağım deyip blok liste yapmayacaksın.
CHP'nin yeni liderinden kaynaklı bu ve benzeri sorunların en büyüğü partinin eksenini kaydığı yönündeki tespitlerdi. Habur'daki rezalet üzerinden siyaset yapan CHP'nin 'Habur'daki PKK'lıların avukatını önce genel başkan yardımcısı sonra da milletvekili yapmasını, Türkiye'yi kuran, Türk Bayrağı'nı kabul edip kanunu çıkaran 87 yaşındaki CHP'nin 3-5 oy için Hakkari'de Türk bayraksız miting yapmasını başta İzmir olmak üzere Ege illeri olmak üzere kamuoyu anlamakta zorlanmıştır. Kürt sorununu 'bedeli ne olursa olsun çözeceğim' diyen Kılıçdaroğlu'nun 'bedel'den neyi kast ettiğini, 'özerklik' derken amacının ne olduğunu bırakın kamuoyunu örgütü bile anlamamıştır.
Sonuç olarak saydığımız/sayacağımız onlarca nedenden ötürü CHP, bu seçimi kaybetmiştir. Baykal'ın gidişinin bile 3-5 puan getirdiği dikkate alınırsa Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye katkısı her açıdan tartışılır.
Sanıyorum önümüzdeki günlerde tartışılmaya da devam edecektir.
Yüzde 30'u alamazsam bırakırım diye demeç veren, canlı yayında 40'ı aşamazsam giderim diyen Kılıçdaroğlu'nun 'Çevir kazı yanmasın' hesabıyla koltuğuna tutunma çabası başta örgütü olmak üzere kamuoyu tarafından da dikkatle izlenmektedir.
Yüzde 30'u alamazsam bırakırım diye demeç veren, canlı yayında 40'ı aşamazsam giderim diyen Kılıçdaroğlu'nun 'Çevir kazı yanmasın' hesabıyla koltuğuna tutunma çabası başta örgütü olmak üzere kamuoyu tarafından da dikkatle izlenmektedir.
Ama tahminim odur ki bu yaz CHP'liler için biraz daha sıcak geçecektir. Kurultayın toplanması 30 günü bulmaz.
CHP tarihinde hiçbir lider (Atatürk dahil) Kılıçdaroğlu kadar rahat çalışma imkanı bulamamıştır. Atatürk'e bile muhalefet edenlerin olduğu CHP'de Kılıçdaroğlu, partiyi iktidara taşıma umuduyla dikensiz bir gül bahçesinde yaşamış, listeleri de parti politikalarını da isteği gibi şekillendirmiştir. Ama sanıyorum buraya kadardır. CHP örgütü bu sonucu sorgulayacak ve Yeni CHP kadrosuna gereken yanıtı verecektir. Yeni CHP'ye karşı 'Yeniden CHP' denilecektir yakında.
*
MHP'ye gelince… Ciddi bir özeleştiri yapması gereken partilerin başında geliyor. Hem kadro hem lider bazında özeleştiri gerektiren MHP'de kentlerdeki ulusalcı CHP'lilerin de katkısıyla aşılmış baraj, teşkilatı tatmin etmekten son derece uzaktır.
Bahçeli'nin de sorgulanacağı bir süreci birlikte yaşayabiliriz.
*
BPP Lideri Yalçın Topçu'yu tebrik ediyorum. Seçim sonuçları açıklanırken istifa etmek, istifa etmeyi bilmek bir erdemdir.
*
İzmir'e gelince; İzmir halkı 2 yıl önce kentin anahtarını teslim ettiği CHP'li başkanlara 'ara karne' vermiştir. Ve ara karne ne yazık ki zayıflarla doludur. Buca, Bayraklı, Karabağlar, Menemen, Ödemiş gibi önemli ilçelerde CHP seçimi kaybetmiş, 2009'un il genel meclisi sonucu olan yüzde 49'un tam 6 puan gerisine düşülmüştür.
AKP'nin 12 Eylül referandumundaki yüzde 37'lik 'evet'i şu veya bu yöntemle hanesine devşirdiği bu seçimde CHP yüzde 63'lük 'hayır' oyundan tam 20 puan geriye düşmüştür. CHP hemen tüm ilçelerde oy kaybına uğrarken AKP hemen tüm ilçelerde oyunu ciddi oranlarda arttırmıştır. MHP ise 2007 genel seçimlerindeki oy oranına yaklaşmış ancak o da oy kaybeden parti olmuştur.
AKP iki bakanla gelip, teşkilat ağırlıklı listeyle çıktığı halkın kantarından zaferle çıkmış, 2014 provasının ilk ayağında rakibi CHP ile arasındaki makası daraltarak iddialı hale gelmiştir.
İzmir halkının Yeni CHP'nin politikalarına olan tepkisini Kılıçdaroğlu'nun son 1 ayda 4 kez kente gelmesi bile dizginleyememiş seçilmiş belediye başkanlarına olan tepkinin de etkisiyle CHP kalesi gördüğü belki de bu nedenle çantada keklik bildiği İzmir halkından 'sarı' kart yiyerek ilk ciddi uyarısını almıştır.
Seçimin İzmir ayağındaki başarısızlıkta;
1-Önseçim yapılmaması, aday listelerindeki inanılmaz hatalar;
2-Yerel yönetimlere olan halk tepkisi…
3-İl örgütünün organizasyondaki başarısızlığı…
4-İlçe belediye başkanlarından yararlanılamaması…
5-Büyükşehir ve ilçelere yönelik operasyonlar…
6-Meydan üstünlüğünün Gündoğdu'da AK Parti'ye kaptırılması…
7-Yeni CHP politikalarının özellikle de Kürt meselesindeki açılım politikalarının ters tepmesi..
8-Adaylar arasındaki gruplaşmalar, parti içi hesaplaşmalar…
Gibi nedenler bana göre etkili olmuştur.
Sonuçta AK Parti, ideolojik çizgiden çıkarıp, projelerle hizmet alanına çektiği CHP'nin kalesindeki burçlardan bazılarında gedikler açmayı başarmıştır.
AK Parti cephesindeki tek sürpriz ise 2. bölgenin liste başı Binali Yıldırım'ın beklenenin aksine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın önderliğindeki 1. bölgenin gerisinde kalmasıdır. Burada Yıldırım'ın tüm İzmir'i sürüklediği/etkilediği söylenebileceği gibi çılgın projelerin büyük bölümünün 1. bölgede kalmasının da etkisi olabilir. Ama Günay'ın da çekim gücünün tahmin edilenin üzerinde olduğu muhakkaktır. Ve de iddialı adaylar teşkilatçı Ali Aşlık, Balkan Göçmenleri'nin desteklediği Rıfat Sait ve de en önemlisi de rakip takımdan transfer kabul edilen İzmir'in yakından tanıdığı bir isim olan İlknur Denizli faktörü rol oynamıştır. Temayül şampiyonu Bilal Doğan'ın çekim gücünü de unutmamak lazım. Denizli'nin itmesi, Bilal Doğan'ın çekmesi, Ali Aşlık'ın emekleri ve Rumeli platformunun desteğiyle AKP İzmir 1. Bölge'de 6 vekil çıkarıp, vekil sayısında da olsa CHP'yi yakalamayı başarmıştır.
Şimdilik bu kadar… Devam edeceğiz.