Sinemayı seviyorsanız…

Aradan 46 yıl geçse de…

O filmi…

Şıppadanak hatırlayacaksınız…

'Aile Şerefi'ydi, o filmin afişteki adı…

Yeşilçam'ın kült eserlerinden birisiydi…

Münir Özkul ve Adile Naşit

Hem ağlatan hem de güldüren o filmin demirbaşlarıydı…

Diğer yıldızların rolleri de şahaneydi ama…

'Selim'i canlandıran…

Güleç, karayağız bir delikanlı…

O filmle bi'anda 'efsane' oluverdi…

Genç kızların bakışları nedeniyle…

Beyoğlu'nda yürüyemez olmuştu…

O kadar güzel…

O kadar sımsıcak gülümsüyordu ki…

Taaaa, o tarihlerde…

Genç kızların vazgeçilmezi olmuştu…

***

Aslında…

Adanalıydı…

Ailenin en küçüğü…

Ama en sevimlisiydi…

Her Anadolu delikanlısı gibi…

O yakışıklı güleç gence de…

Gurbet yolu göründü…

Ağabeyinin İstanbul Fındıkzade'deki…

Tuhafiye dükkanında çırak oluverdi…

İstanbul…

Bu yakışıklı esmer delikanlıyı da büyülemişti…

Bir sabah işe gelirken…

Duvardaki ilan dikkatini çekti…

Gözlerine inanamadı; ilanın yanına kadar sokuldu…

'Rüya mı görüyorum acaba?' diye kolunu çimdikledi…

Hayır, rüya değildi ama…

Anadolu'nun yakışıklı delikanlısı için…

En çok arzu ettiği mesleğe balıklama dalma fırsatı doğmuştu...

Duvarda…

O günlerin efsane dergisi 'Ses'

Sinema yıldızı yarışması açmıştı…

Takvimler…

1973 yılını gösteriyordu…

Ve herkesin ilgisini çekin o karayağız delikanlı…

Yarışmayı kazandı…

Adanalı delikanlı…

Bundan böyle 'şöhret'e yürüyecekti…

***

İlk fimi, 'Ben Doğarken Ölmüşüm'

O'nu göklere çıkardı…

'Öksüzler'de, 'Kenan' karakterine hayat verdi…

Şahane bir senaryo için…

'Hazır ol…' dediler…

Takvimler, 1974'ü gösteriyordu…

Necip Fazıl Kısakürek'in ölümsüz eseri 'Kızım Ayşe' filme çekiliyordu…

Davet ettiler…

Havalara uçtu…

Bu kez…

Yıldız Kenter ve Necla Nazır'la oynayacaktı…

O filmde…

'Ömer' karakterini sadece canlandırmadı…

Resmen yaşadı ve yaşattı!

***

Çok yetenekliydi; bu biiir…

Kamera O'na bayılıyordu; bu da ikiiii…

Yanlış adım atmazsa…

Türk Sineması'nın 'en iyileri'nden biri olacağı kuşkusuzdu…

'Tatlı Kaçık'ta Müjde Ar ile…

Şahane bir çift oldular…

'Gülen Gözler' filminde ayakta alkışlandı…

'Tatlı Kaçık''Kaybolan Yıllar''Hayat Harcadın Beni''Çile Tarlası''Bataklıkta Bir Gül' çok beğenildi…

***

Erotik filmler yüzünden…

Yeşilçam 'tıknefes' olunca…

Çoğu beyaz perde ünlüleri gibi…

Kendini…

Gazino sahnelerinde buldu…

'Yetmez…' dedi…

Yeşilçam kendine çeki- düzen verdiğinde…

Yapımcı olmaya karar verdi…

***

İzmir Fuarı'nda…

Zeki Müren'in kadrosunda sahneyi de fethetti…

Sesi de renkliydi…

Yeşilçam'a…

43 yıl emek verdi…

80'den fazla film ve TV dizisinde oynadı…

20 filmin yapımcılığını üstlendi…

Mesleğinin doruğunda…

Adı…

Sesi sanatçısı Huri Sapan ile…

Alev alev bir aşk hikayesine karıştı…

Evlenmeye karar verdiklerinde…

İkisi de…

Bu 'renkli hayat' için hazırdı ama…

Ne yazık ki…

Evlilik planları gerçekleşemedi…

Sonunda…

'Demek ki, kader bulmuş…' diyerek nişan yüzüklerini attılar…

***

Bu acıklı öykünün kahramanı…

Neredeyse…

İki neslin yakından tanıdığı…

Yeşilçam'ın…

'Gülünce gözlerinin içi gülen aktörü' Mahmut Hekimoğlu'dur…

O kadar badire atlattı ki…

Gün geldi kendine kahretti…

Usta aktöre…

2014 yılında prostat kanseri teşhisi koydular…

2016 yılının 8 Eylül gecesi rahatsızlandı…

Hemen yoğun bakıma kaldırıldı…

İki gün sonra…

Tedavi gördüğü hastanede…

60 yaşında bu dünyadan göçtü, gitti…

Aynen…

Ölümsüz şairimiz Yahya Kemal Beyatlı'nın…

'Sessiz Gemi' şiirindeki gibi…

'Artık demir almak günü gelmişse zamandan… / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan… / Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol… / Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol…'

***

Bitiriyoruz…

Mahmut Hekimoğlu

Yedi yıl önce bugün (10 Eylül 2016) hayata veda etti…

Yaşasaydı…

Şu sırada, 68 yaşında olacaktı…

Hiç tükenmeyen heyecanı…

Mesleğine olan saygısı ve…

Ve…

Sessiz, sakın havası ve tabii ki…

Her daim 'gözlerinin içi gülen' kimliği ile…

Büyük-küçük herkesin gönlünde taht kurmaya devam edecekti…

Hiç kuşkum yok…

Nokta…

Hamiş: Mahmut Hekimoğlu, alkışlarla son yolculuğuna uğurlanırken, sanatçı dostları katılımın az olmasından dolayı sitem etmişlerdi…

Sonsöz: 'Birkaç gün önceydi… (Nasılsın, iyi misin, kendini nasıl hissediyorsun?) dedim... Rahmetli de, (Çok iyiyim, buradan çıkacağım, yapacağım filmler var) dedi… Hayat doluydu, kim ölümü kendisine yakıştırır ki?' Nuri Alço – Sinema Sanatçısı…'