Şartname tüm üyelere gönderiliyor.
Yarım saat sonra değiştirilip 'düzeltme' uyarısıyla yeniden gönderiliyor.
'Yarım saat içinde nasıl ve niçin değiştiriliyor?' derseniz devam edin…
E-posta ile gönderilen şartname bir yönetici tarafından 'titizlikle' inceleniyor.
7 gün içinde (9 Eylül'e kadar) logolu 50 bin bayrağın teslimi öngörülüyor ilk şartnamede…
Ve 'adrese teslim' kuşkusu doğuyor söz konusu yöneticinin kafasında haklı olarak.
Bu kuşkuyu bir başka yönetici arkadaşıyla paylaşıyor.
Yarım saat sonra ikinci bir şartname düşüyor e-postasına…
Düzeltme uyarısı taşıyan ikinci bir şartname…
Düzeltilen bir nokta ya da virgül değil…
Koca bir paragraf düzeltiliyor.
İlkinde 50 bin bayrak 7 gün içinde istenirken yarım saat sonra değiştirilen şartnamede 5 bini 7 gün içinde kalan 45 bini iki ay sonra isteniyor.
İtiraz eden yönetici Necmi Çalışkan…
Belge üzerinden uzun uzun konuştuk bu konuyu…
'Yasal olarak kesinlikle yarım saatte şartname değişmez, komisyonlara gitmesi gerekirdi' diyen Çalışkan iddiasını daha da öteye taşıyor.
Yarım saatte şartnamesi değişen ve 'Çin malı çıktığı' gerekçesiyle tamamen iptal edilen ihaleye ilişkin yöneticisi olduğu odaya çeşitli sorular sormuş Çalışkan…
Bir haftadır yanıt alamamış…
Devam ediyoruz sohbete…
'Biliyor musun bizim yani İzmir Ticaret Odası'nın 52 bin üyemiz var. Bunların 23 binin üyeliği askıda... Yani oda aidatını ödeyememişler, durumları kritik.
Biz ne yapıyoruz biliyor musun o üyelerimize…
Hiç bir şey… Yani hiçbir şey vermiyoruz. İhaleye girecekler mesela… Üyelik belgesi bile vermiyoruz. Çünkü yasal olarak durum böyle…
Ayrıca 1832 üyemizi icraya vermişiz. Aidatlarını ödeyemedikleri gerekçesiyle… Evlerinden, işyerlerinden 'mal' kaldırıyor, aidatımızı bu yöntemle alıyoruz. Diyelim ki icralık ya da borçlu olan bir üyemiz vefat etti. Mirasından alıyoruz aidatımızı…'
İşte İTO'nun bütçesi böyle toplanıyor.
*
Şimdi üyelerinin yarısını 'borçları yüzünden' askıya almış yaklaşık 2 binini icraya veren bir kurumun bütçesinin her kuruşunu takip etmek bizim asli görevimiz.
Ekrem Bey'in Çin malı bayrak konusundan haberi olduğunu sanmıyorum. Ama çok yakınlarında olan birilerinin bu konuyu bildiğinden kuşkulanıyorum. Ve bu meselenin peşini bırakmaya hiç niyetim yok…
Necmi Çalışkan uzun yıllar İTO'da Demirtaş'a en yakın isimlerden biriydi. Halen yönetimde… Ancak 'muhalif üye' damgasıyla…
Demirtaş'ın yanlış yönlendirildiğini düşünüyor hala… Ona toz kondurmaya gönlü razı değil belki de...
*
Çalışkan'ın anlattıkları üzerinden araştırmamı biraz daha genişlettim.
Şartnamesi bile tartışmalı olan ve 'Çin malı' çıktığı gerekçesiyle iptal edilen ihaleyi Denizlili bir firma kazanmış. Ve firma ihalenin iptaline karşı şu ana kadar hiçbir şey yapmamış. Ayrıca 'Denizli' deyince İTO'da herkesin aklına tek bir isim geliyor… Yarım milyonluk bir ihaleyi kazanıp iptal edildiğinden hiçbir şey yapmamak ister istemez bazı kuşkuları da beraberinde getiriyor tabi ki…
Ve geçtiğimiz yıl İTO Meclisi'nde tutanaklara da geçen bir matbaa ihalesini düşündüm sonra…
Altı üstü 9 bin liralık baskı ihalesi... Kürsüye çıkan Demirtaş, 'İhaleyi neden iptal ettiniz?' diye soranlara şöyle diyordu: 'Şartnamede ihaleyi kazanan firmanın matbaasının da olması şartı vardı. Titiz bir araştırma yaptık. Gece çilingirle o şahsın adresindeki dükkanı açtırdık ve matbaasının olmadığını tespit ettik. Odamızı dolandırıyorlardı, engelledik'
Altı üstü 9 bin liralık dergi basımı ihalesi için böylesine titizlenen İTO'nun 500 bin liralık bayrak ihalesinde bir sürü soru işareti yaratmasını doğrusu anlamakta zorlandım.
Demirtaş'a düşen bir an evvel bayrak ihalesi üzerindeki soru işaretlerini kaldırmaktır.
Ve şu sorulara yasal sınırlar içinde tatmin edici yanıtlar vermektir.
1-Bayrak ihalesini kazanan firmanın Türk bayrağını Çin'den getirdiği iddiası doğru mudur?
2-Yarım saat içinde ihale şartnamesinin en can alıcı bölümünün değişmesi ne anlama gelmektedir?
3-Tüm bu soru işaretlerini gidermek için İTO kendi içinde bir soruşturma yapmayı düşünmekte midir?
Yanıt gelirse aynı gün aynı puntolarla yayınlamaya söz veriyorum.