Ne olur bilmem ama neyin olmayacağını söyleyebilirim.
MHP ile HDP'nin birlikte olmadığı tüm senaryoların mümkünü var.
En güçlü ihtimal hala AK Parti-MHP!
Bakmayın siz Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu'nun karşılıklı koalisyon kırıştırmalarına! Bu siyasi fingirdeşmenin evliliğe dönüşme ihtimali kadar MHP'yi kıskandırıp masaya oturtma amacı da olabilir. Bana göre Davutoğlu'nun da AK Partililerin de hatta Saray'ın da aklındaki birinci formül MHP! Birbirine yakın tabanlar nedeniyle AK Parti'nin de işine gelen formül bu...
Ama MHP açısından bu koalisyonun orta vadede bazı sakıncaları olabilir. Erdoğan'ın bloke etmeye çalıştığı milliyetçi tabana bu kadar yakınlaşmasına izin vermek orta vadede MHP için ciddi bir siyasal tehdide dönüşebilir. Yani AK Parti'nin koalisyondan istifade MHP tabanını ele geçirmesi gibi bir ihtimalden söz etmek mümkün olabilir.
Bahçeli'nin AK Parti ile koalisyona kapılarını kapatıp sürece dair sert ve dik çıkışlarının arka planında sanırım biraz bu kaygılar var. Ve bu türden bir ortaklığın orta vadedeki sakıncalarını görecek kadar da siyasal tecrübeden yoksun değil Bahçeli… Ava giderken avlanmak istemeyecektir haliyle…
Ama gerek tabanından gerekse kurmaylarından gördüğü 'iktidarın içinde olalım' baskısını da en az Kılıçdaroğlu kadar hissettiğinden eminim şu sıralar.
Koalisyon için ikinci güçlü formül AK Parti-CHP!
MHP'li formülün kırmızıçizgisi olan çözüm süreci CHP'li formülde hiç sorun değil. Kılıçdaroğlu sürece başından bu yana tam destek veriyor.
Ve üçüncü ihtimal dışarıdan HDP destekli AK Parti hükümeti…
HDP destekli hükümetin tabi ki AK Parti açısından da handikapları var.
Bir sonraki seçimlere dönük milliyetçi oylar üzerindeki olumsuz etkinin yanı sıra HDP'nin bir şekilde yürütmenin içine alınmasıyla Kürt kökenli oyları ilelebet kaybetme ihtimali de yadsınamaz. Çözüm sürecinde olduğu gibi bölge insanı, süreçte kat edilen mesafeden dolayı HDP'yi ödüllendirdi. Tabi ki bunda iktidar partisinin başta Kobani ve Suriye politikası olmak üzere seçim sathında yaptığı bariz stratejik hataların rolü vardı.
Dolmabahçe mutabakatını yırtıp milliyetçi oyların kaymasını önlemek adına 'Kürt sorunu yoktur' noktasına gelinmesi, HDP binalarının, miting alanlarının bombalandığı süreçte devletin olan bitene adeta seyirci kalması HDP'yi bölgede bloklaştıran, Kürt oyların konsolidasyonunda önemli rol oynayan faktörlerin başında geliyordu.
Yeniden koalisyon formüllerine dönecek olursak; başından bu yana aynı noktadayım.
AK Parti tüm formüllerin merkezindeki parti.
Yani AK Partisiz bir hükümet formülü hem mümkün görünmüyor hem de siyaseten doğru görünmüyor.
AK Parti'nin olmadığı koalisyon için en büyük handikap kendi aralarındaki uyumsuzluk değil bürokrasidir. 13 yılda odacıdan müsteşara hatta hakimden savcıya kadar yapılanan AK kadrolar, olası bir koalisyona nefes bile aldırmayacaktır.
Ki başarısız olsunlar, ilk seçimde yeniden partileri iktidar olsun.
AK Partisiz bir koalisyonun bu anlamda ömrü iki yılı geçmez.
- Efendim kadroları değiştirirler…
Devlet memurları kanunu diye bir şey var. Tabi ki bazı kadrolarda değişikliğe giderler. Ama 13 yılda odacıdan müsteşara kadar her alanda kadrolaşmış bir yapıyı değiştirmek tahmininizden daha fazla zaman alacaktır.
- Onlar da 'cemaat' kadrolarına yönelir. Onlarla çalışır.
Bana göre bu şu aşamada doğru değil. Çünkü devlet içinde halen birçoğu pasif de olsa cemaat kadrosunun olduğu biliniyor. Emniyetinden adliyesine kadar her alanda mevzilenen söz konusu kadroların gözünü intikam ateşi bürümüş durumda. İntikam anlayışıyla atılacak her türlü adım AK Parti'nin son 5 yılda yaptığı hataların doğurduğu sonucu doğuracaktır.
O yüzden Kılıçdaroğlu'nun 'rövanşist olmayacağız' sözünü sürecin doğrusu olarak görüyorum.
7 Haziran sandığının en önemli sonucu AK Parti'nin 'tek başına iktidar' dönemine son vermesiydi. Ve de ülkenin önündeki 'başkanlık sistemi, tek adamlık' gibi tehditlerin ortadan kaldırılmasıydı.
Bundan sonrasında herkes seçmenin takdir ettiği şekilde yürümek zorunda…
Yani Türkiye'de artık 'Ben yaptım oldu. Ben yaparım olur' dönemi kapanmıştır.
Birlikte yürüme dönemi başlamıştır.
- Efendim koalisyon tecrübelerimiz kötü… Koalisyon yine kötü olursa…
2015 yılındayız dostlar… 15-20 öncesinin yanlışlarını tekrar etmek zorunda değiliz. Dünyada yükselen değer birlikte yönetim… Yani yönetişim…
21.yüzyılın gereği olarak birlikte yürümeyi, yönetmeyi er ya da geç öğrenmek zorundayız.
Kendi adıma AK Parti ile MHP'nin AK Parti ile CHP'nin hatta Türkiye partisi olma yolunda önemli bir fırsat yakalayan HDP'nin çok sağlıklı bir koalisyon kurabileceğine inanıyorum.
Zaten millet oylarıyla bunu takdir etmiş bir yerde emretmiştir.
Ötesi emre itaatsizliğe kadar gider.
Ve bu süreçte milletin verdiği görevi beğenmeyen, süreci sabote eden kaybeder.