Bayramlar neden vardır ya da neden kutlanır? Hiç düşündünüz mü?
Örneğin 'çocuk bayramı'. Sırf çocuk olmak, bayram sevinci duymak için yeterli midir?
Veya 'gençlik bayramı'. Sadece genç olmak, bayram geliyor diye sevinmeyi gerektirir mi?
Keza 'işçi bayramı'. Dünyada çalışarak geçimini sağlayan, üreten her türden fikir ve emek çalışanı bir işçidir. Öyleyse 'işçi bayramı' diye ne yapmamız lazım? Davul, zurna, halay çekerek kutlayıp mutlu mu hissetmeliyiz?
Bayramları bayram yapan ya da bayram kılan bir değerler bütünü olmalı…
Bu değerler bütünü büyük zaferlerle taçlanmalı. Ancak o zaman toplumun geneli için bir anlam ifade eder diye düşünüyorum.
Çocuk tecavüzlerini, sahipsiz ve işçi çocuk rakamlarını sıfırlayıp, dünyada çocukların en sağlıklı yetiştirildiği ve en sağlam hukuki güvencelere sahip hale getirildiği bir ülke olmanın zaferini elde ettiğimiz gün 'çocuk bayramı' kutlamanın bir anlamı olur…
Gençlerimize dünyanın en iyi eğitim şartlarını ve gelecek imkanlarını hazırlamada, diğer ülkelerin önüne geçme zaferini elde ettiğimiz gün 'gençlik bayramı' kutlamanın bir anlamı olur…
İşçi ve emekçilerimize demokratik hak ve özgürlüklerini ve iş güvenliği konusundaki yasal haklarını vermede, işsiz insan sayımızı minimuma indirmede, küresel ölçekte ilk sıralarda yer alma zaferini elde ettiğimiz gün 'işçi bayramı' kutlamanın bir anlamı olur…
Bunca işsiz insanımız, iş güvencesinden yoksun taşeron işçimiz, iş kazalarında yok yere yaşamını yitiren ya da sakat kalan emekçimiz varken; meydanlara dökülüp sloganlar atarak, bildiriler okuyarak, emeğin değerinden ve emekçilerin kardeşliğinden bahsederek, davul zurna eşliğinde türküler söyleyip halaylar çekerek neyin sevincini paylaşmış ya da hangi zaferin kutlamasını yapmış olacağız?
Emek kardeşliği; 'işçi sınıfı' diye kategorileştirilen uydurma bir çalışma grubunun üyesi olmak değildir. Evinde çocuklarının bakımı ile uğraşan, yazarlık yaparak geçimini sağlayan ya da heykeltıraşlık yapan da işçidir. Hepimiz anadan, babadan bir servete konmadıysak, yaşamak için üretmek ve çalışmak zorundayız. Bu anlamda herkes işçidir. Genelevde çalışanlar dahil!
Bu nedenle, 'işçi' kelimesine özel anlamlar atfedip, layık olduğu ayrıcalıklı anlamı verebilmek için önüne bazı sıfatlar eklememiz gerekir.
Örneğin 'demokrasi savaşçısı işçiler' ya da 'özgürlük neferi işçiler' gibi.
En onurlu ve zor işçilik 'demokrasi ve özgürlükler için mücadele etmek' değil midir?
Benim nazarımda, en büyük emekçi kardeşliği de; demokrasi ve özgürlükleri kazanma savaşında el ele verip, dayanışma içerisinde sürdürülen yılmaz mücadelenin adıdır zaten…
Bu fikre inananlar için; bu işçi bayramında yılın işçileri neden 'Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldım, Ahmet Atakan' olarak ilan edilmesin!
Not: Ayrıca önümüzdeki yıldan itibaren; hala gericiliğin, fukaralığın, işsizliğin, baskıcı faşist yönetimlerin zincirini kıramamışsak, prangalı işçi afişinin gölgesinde kutlama yapmak komikliğine düşmeyelim artık!