KÖY-KOOP İzmir Birliği Başkanı Neptün Soyer, Egedesonsöz Yayın Koordinatörü Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yerelde kalkınma hedefine ulaşmak için 'Başka Bir Tarım Mümkün' diye yola çıktı. Bu yolda en büyük destekçisi, eşi Neptün Soyer…
Neptün Hanım, en az eşi kadar tarıma, hayvancılığa, toprağa önem veriyor. Toprakla uğraştığında, üreticinin yüzü güldüğünde, kendini müthiş huzurlu hissettiğini her fırsatta söylüyor.
KÖY-KOOP İzmir Birliği Başkanlığı görevini yürüten Neptün Soyer, Egedesonsöz Yayın Koordinatörü Muhittin Akbel'in sorularını yanıtladı.
Toprağın korunması gerektiğini belirten Neptün Hanım, ülkemizde üretilen gıdanın yüzde 70'inin küçük aile işletmeleri tarafından sağlandığını hatırlatarak, 'Hani orda bir köy var uzakta, gezmesek de tozmasak da o köy bizim köyümüzdür, diye öğrendiğimiz o köylerin kapatılması büyük hataydı. O köy bizim köyümüz' diyor, kentten köye göçün başlaması için üreticinin desteklenmesi gerektiğini savunuyor.
Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer'in tarıma yönelik çalışmalarını özetleyen Neptün Soyer, 'İkimiz de vizyonlarımızla, tecrübelerimizle, İzmir'e, ülkemize hizmet etmek için çalışıyoruz. Yereldeki tarım politikalarından kooperatif ortaklarımızın en iyi şekilde faydalanması için işbirliğine inanıyor ve özen gösteriyoruz' diyor.
Neptün Hanım'la daha çok şeyler konuştuk. İyisi mi, biz sözü Neptün Soyer'e bırakalım.
BİNLERCE YILLIK KÖY YAŞAMI, 300 YILLIK GEÇMİŞİ OLAN ENDÜSTRİYEL TARIM ANLAYIŞI İLE DEÐİŞTİRİLEMEZ
- Neptün Hanım, sık sık iyi, temiz ve adil gıdaya vurgu yapıyorsunuz. İyi, temiz ve adil gıda kavramlarını biraz açar mısınız?
Binlerce yıllık köy yaşamını, sadece 300 yıllık bir geçmişi olan endüstriyel tarım anlayışı ile değiştirmek istiyorlar. Sağlıklı gıda, gıda güvenliği ve gıda egemenliğimiz için, geleceğimiz için, biyoçeşitliliğimize, geleneksel yerel tohumlara, risk altındaki türlere sahip çıkmalıyız. Teknolojiden de faydalanarak, biyoçeşitliliği, kültürel mirası, geleneksel üretimi ve yerinde üretimi, aile çiftçiliğini korumak ve yaşatmak zorundayız. Bu konularda çalışmalarımız farklı tarım ve gıda grupları ile çalışmalarımız olmakta, bunlardan biri de uluslararası ağ olan slowfood. Slowfood'un en önemli üç ilkesi var; iyi, adil ve temiz gıda. İyi gıda, yerel kültürden gelen ve damağımıza hitap eden aynı zamanda lezzetli ve mevsiminde uygun bir beslenmeyi tanımlar. Temiz gıda, gıdanın çevreyi kirletmeden, kimyasaldan arınmış, insan sağlığı ile uyum içinde üretilmiş olmasını şart koşar; çevreyi ve biyoçeşitliliği koruması gerekir. Adil gıda ise tüketiciyi yormayan fiyatlara sahip gıdalar ve küçük ölçekli üreticiler için adil koşullar ve ödemeler olmasını ister.
GİTMESEK DE, TOZMASAK DA O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR
- Toprağın kıymetini ne kadar biliyoruz Neptün Hanım? Meralara OSB'ler kuruluyor, verimli toprakların üzerine inşaatlar yapılıyor. Yine verimli araziler, bölünüp parçalanarak hobi bahçesine dönüştürülüyor. Bu gidişat sizi eminim çok rahatsız ediyordur.
Evet; sizin de söylediğiniz gibi toprak korunmalı. Maalesef tarım planlamamız yok. Nereye ürün ekilecek, hangi ürünü kadar üreteceğimizi planlamak zorundayız bir an evvel. Köy nedir, köylü kimdir, tarım nerede yapılır? Tarım destekleri, kanunda belirtildiği gibi uygulanmıyor, üretici hak ettiği desteklemeyi alamıyor. Kanunda, gayri safi milli hasılanın yüzde 1'inden az olmamak şartıyla destekleme yapılır deniliyor. Bakın gıdanın yüzde 70'ni küçük aile işletmeleri sağlar. Yani, hani orda bir köy var uzakta, gezmesek de tozmasak da o köy bizim köyümüzdür, diye öğrendiğimiz o köyleri kapatarak en büyük yanlışı yaptılar. O köy bizim köyümüz.
40 DÖNÜM ZEYTİNLİÐE, YILLIK 1900 TL'LİK GÜBRE DESTEÐİ YETER Mİ?
- Türk tarımının en büyük sorunu sizce nedir?
Bitkisel ve hayvansal üretim yapan ortaklarımız adına bakanlığın destekleme primleri için müracaatta bulunuruz ve destek primleri üreticinin hesaplarına yatar. Ancak ne uzuyoruz ne kısalıyoruz, diyeceğim ama şu ara ipin ucu kaçtı. Mesela süt için Mart ayında litrede 1 TL destekleme yapılacak denildi ama daha hissetmedik, görmedik. Bu arada son zamlarla 1 TL'nin değeri ne oldu, siz hesap edin. 40 dönüm zeytinliğiniz varsa, yıllık 1900 TL gübre desteği alabilirsiniz. Sizce bu ekonomik krizde üretilebilir bir durum mu? Tarımın en büyük sorunu, biraz önce belirttiğim gibi, planlamanın olmaması.
TUNÇ'UN YEREL YÖNETİMLERE REHBER OLACAK BİRÇOK PROJESİ VAR
- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, eşiniz Tunç Soyer'in tarım, hayvancılık ve üretim odaklı politikalarında sizin, yani Neptün Soyer'in payı, katkısı nedir, diye sorsam...
Tunç, vizyonu çok geniş bir insan. Yıllardır Türkiye'de örnek alınan, yerel yönetimlere rehber olacak birçok projesi var. Atalık tohum projesi, tohum takas, Can Yücel Tohum Merkezi, karakılçık buğdayı ve yerel çeşitlerin gündeme getirilerek toprakla buluşturulup çoğaltılması, küçükbaş hayvancılığı destekleyen meraları da koruyacak 'Mera İzmir' projesi… Yıllardır kooperatif ürünlerini Halkın Bakkalı'nda satışını sağlaması, çeşitli girişimlerle satışı artırması, mandalina lokumu, reçeli gibi projeler! Mandalinanın kurutulması diyerek çıktığı yolda katma değerli ürünler arasına birçoğunun girmesini sağlamıştır. Tüm bunlar birer örnektir. Mandalina festivalleri ile yeni soluklar getirdi, sadece eğlence olarak değil, ticari ve sosyal amaçla bir araya geldiğimiz müthiş çalışmalar yapılıyor. Tarımı tam anlamı ile yerel yönetimlerin ana konularından biri olduğu farkındalığını, Tunç ortaya koydu. Çünkü gıda güvenliği, gıda egemenliği ve tabii ki halk sağlığı, dedi. İkimiz de vizyonlarımızla, tecrübelerimizle, İzmir'e, ülkemize hizmet etmek için çalışıyoruz. Yereldeki tarım politikalarından kooperatif ortaklarımızın en iyi şekilde faydalanması için işbirliğine inanıyor ve özen gösteriyoruz.
KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK TEŞVİK EDİLMELİ
- Yem maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle üreticilerin, hayvanlarını yeterince besleyememesi, dolayısıyla süt veriminin azalması nedeniyle, hayvanlarını kesime gönderdikleri sıkça konuşuluyor. Köy Koop İzmir Birlik Başkanı olarak sahadaki fotoğrafı anlatır mısınız Neptün Hanım?
İzmir, Türkiye'nin en önemli süt üretim alanlarından biridir. Ancak son iki yılda yaşanan pandemi ve sonrasında yaşanan ekonomik kriz, bizi iyice çaresizliğe sürükledi. Mazot zamları, dışa bağımlı tarım politikası, sürdürülebilir değil. Yanlış hayvancılık politikası uygulanıyor. Kapalı bir sistemde sürekli yemleyerek hayvancılığın mümkün olmadığı görüldü. Küçükbaş hayvancılık konusunda daha çok çalışma yapılmalı ve teşvik edilmeli.
SEFERİHİSAR'DA ÜÇ MEZHABAMIZ VARDI, BİR TANE KALDI
- Seferihisar Belediye Başkanı Sayın İsmail Yetişkin, bir sohbetimizde, süt üretimiyle ilgili ilginç bir örnek verdi ilçesinden... Turgut köyünde eskiden günde üç ton süt toplanırken, bugün ilçe genelinde bile bu kadar sütün üretilmediğini ifade etti. Köy Koop üyesi kooperatiflerde de süt üretiminde azalma oldu mu? Ne gibi önlemler almak lazım?
İzmir, Türkiye'de süt üretiminde ilk üçte yer alıyor. Yarımada, her zaman küçükbaş hayvancılığın olduğu bir bölgedir. Hem süt çoktu hem de sadece Seferihisar'da üç tane mezbaha vardı. Şu an ilçede tek bizim Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak mezbaha işletmemiz var. Mera İzmir projesinde bizim üreticilerimiz de müthiş nefes aldı. Keçi koyun sütü toplanıyor. Şükür üreticinin yüzü gülüyor orda. Sırada diğer havzalar da olacak en kısa zamanda. Başka Bir Tarım Mümkün.
TARIM, KESİNLİKLE BİR HEVES İŞİ OLAMAZ
- Çiftçinin tarım yapma hevesinin kaçtığını konuşuyoruz. Gençlerin köylerine dönüşü, en büyük arzumuz. Köye dönüş başladı mı sizce, ya da böyle bir akımın gerçekleşme ihtimali var mı?
Tarım bir heves işi değildir. O yüzden köy, köylü olmak, önemlidir. Yatırımcı gelir köye yatırım yapar, bir müddet sonra bakar ki kazanamıyor, yatırımı bırakır gider. Fakat köylü olmak, o toprakta doğmak ve doymak böyle bir şey değildir. Ne yazık ki bazı değerlerle oynandı. Önce onlar düzeltilmeli. Mevcut tarımla uğraşanlar, doğru bir planlama çerçevesinde korunmalı. Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda bütün yöntemler, çözümler var. Sıkıştığımız yerde o yöntemlere dönüp bakacağız. Köyler yaşamalı, kalkınmalı. Bu sadece ekonomik bir kalkınma değil, sanatla, sporla, felsefeyle, eğitimle olacak. Yani demem o ki, köy enstitüleri gençlere ne kadar iyi gelir, değil mi?
VENEZUELA'DAN BURAYA NE GELECEK, ALLAH AŞKINA?
- Venezuela'da tarım yapmak için bu ülkeyle anlaşma yapma kararıyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?
Oradan, 10 bin kilometre öteden buraya ne gelecek? Hayırdır, ne oldu? Bu memlekette neyimiz bitti de taaaa oradan buraya ne gelecek Allah aşkına?
- Köy Koop'un internet üzerinden satışları nasıl gidiyor? Hedeflere ulaşıldı mı, beklentiler karşılandı mı Neptün Hanım?
Köy Koop Web sayfamız daha çok mevcut ortaklarımızın ürünlerinin pazarlamasında destek olmak, bilinirlik sağlamak amacıyla hazırlandı. Biz e-ticaret çalışmalarımıza 2011 yılında Seferihisar'da başladık. İlk bu işi kooperatif olarak yapan ve Türkiye birincisi olan bir ekibiz. TÜSİAD ve Bilişim Vakfı tarafından ödüllendirilmiştik. Bu tecrübe bizi pandemide her yer kapandığında ayakta tutan bir yol oldu.
ÜRETMEK, ÇOÐALTMAK, PAYLAŞMAK, BENİ İNANILMAZ DİNLENDİRİYOR
- Bu kadar yoğun çalışma temposunda nasıl dinleniyorsunuz Neptün Hanım? Toprağa dokunmak, sizde nasıl duygular uyandırıyor?
Ben çok şanslı bir insanım. Sevdiğim şehirde, sevdiğim insanlarla istediğim işi yapıyorum. İzmir, 81 il içinde kent ve kırsal bağını en iyi koruyan illerden biri, belki de tek. Kırsal nüfusu hiç azımsanmayacak kadar iyi. Bu konumu sayesinde her an toprakla buluşuyorum. Bu da bana çok iyi geliyor. Üretmek, çoğaltmak ve tabii ki paylaşmak, beni inanılmaz dinlendiriyor.