Konak Belediye Başkanı Nilüfer Mutlu Çınarlı, Egedesonsöz’e 100 gününü anlattı.
31 Mart Seçimleri'nde İzmir'in kalbi Konak'ta Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye başkanlık sürecinde yaşadıklarını gazeteciler Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Ender Aldanmaz, Oktay Güçtekin, Ozan Ekiz ve Büşra Çetinkaya'nın sorularını yanıtladı.
Başkan Mutlu, ilçedeki altyapı ile kentsel dönüşüm çalışmaları, Kordon ve Alsancak bölgesinde yapılacak olan yenilikler, belediyenin mali durumu ve yönetim anlayışı hakkında mesajlar verdi.
KORDON BÖYLE DEVAM ETMELİ
Kordon'da çok ses geliyor bu aralar. Düğün salonu gibi olduk. Vatandaş gitsin, burada oturmasın gibi serzenişler var. Önceki başkanın çalı tipi bitki önerisi vardı. Sizce Kordon bu şekliyle kalmalı mı?
Kordon'da çimlerde oturmayı seven birisiyim. Başkanlığım öncesinde de seçim dönemimde de Kordon çimlerindeydim. Şimdi de gidip oturabilirim. Bunu Kordon Esnaf Derneği Başkanı Sayın Ömür Şanlı'yı da söylemiştim, ben insanların orada oturmasından yanayım. Bu insanlar nerede oturacaklar? Herkesin gidip bir mekanda oturma imkanı olmayabiliyor. Bu İzmir'i İzmir yapan şeylerden biri, insanların orada oturabilmesi. Bunun bir insani hak olduğunu düşünüyorum. Herkes gidip orada mekanlarda o paraları veremez. Orası İzmir'in simgesi gibi bir şey olmuş. İnsanlar orada oturmaya geliyor ama gürültü konusunda gelen şikayetleri tüm bölgelerde dikkate alıyoruz. Kent içinde gürültü ile mücadelemiz sürecek
DUVARLARIN BÖYLE KALMASINDA SAKINCA YOK
Kültürpark'ın bahçe duvarlarının yıkılması da konuşuluyor. Onu nasıl değerlendiriyorsunuz? Duvarlar yıkılmalı diyenler var.
Görüşüm net değil. Eskiden olsa yıkılmalı derdim ama orada bir güvenlik sorunu var. Duvarların böyle kalmasında bir sakıncası yok. Giriş sayısının artırılması iyi oldu.
KOCAOÐLU'NUN YÖNTEMİ İYİ BİR YÖNTEM
Kentsel dönüşüm nasıl olacak?
Kentsel dönüşümü yapacağız. Ben bizden önceki planları değiştirmeyeceğim. Dava süreçleri bitmiş durumda. Planları yeniden sıfırlarsam bir beş yıl daha zaman kaybı olacak. Parselasyon planları yapıyoruz. En yüksek 10 kat var. Ben planları yapmıyorum sadece yürütüyorum. Şu an imar durumu verilebilir hale getiriyoruz. Biz 600 hektarlık alanı komple yapacağız. Seçildikten sonra planlama ve harita müdürlüğünü çağırdık. Şu anda bir tane imar durumu verilebilecek yer yok. Aziz bey insanlardan tapuları alıyordu, kendisi ihaleye çıkıp müteahhide veriyordu. O iyi bir yöntem. Kooperatif olabilir mi, hala olabilir bir yöntem. Biz arkadaşlarımızı İstanbul'a gönderdik. Orada İBB'nin şirketi Kiptaş ile görüştüler. Bizimki gibi ilçelerin dönüşümü kolay değil. İnsanlara sunacağız ya tapuları bize verin ya da müteahhitle anlaşın diye. Gürçeşme ve Beştepeler'de 10 kata kadar çıkıyor. Oralarda müteahhitle anlaşılabilir. Gültepe daha zor. Gürçeşme'yi çok önemsiyoruz. Orada Atatürk Maskı da var. Kente moral olur. Ben dönüştüreceğimize inanıyorum, bir heyecan duyuyorum.
EXPO İÇİN TEPECİK'İ ÖNERMİŞTİK
EXPO Projesi konusunda görüşleriniz neler?
Cemil Başkan'a da söylemiştik. Biz EXPO projesini destekliyoruz çünkü bu tür uluslararası organizasyonların dönüştürücü gücü var. EXPO daha önce İnciraltı'nda da olduğunda biz Tepecik'i önermiştik. Hazır devletten bir para geliyorken dönüştürsün. Yaptığım görüşmede Cemil başkanımız burasının rekreasyon alanı olacağını söyledi. Biz asla orada bina istemiyoruz. Dönüşümün inanılmaz gücü olacak. Orası yeşil bir vadi ve etrafında binalar olacak.
BÜYÜKŞEHİR'DEN ÇOK DESTEK ALIYORUZ
Cemil Tugay değerlendirmesi alalım. Nasıl buluyorsunuz 3 aylık çalışmalarını ve ilçe belediye başkanları ile uyumunu?
Ben beğeniyorum. İlçe belediye başkanları ile çok uyumlu. Sürekli dinliyor ve birlikte yönetmek istiyor. Şu ana kadar 2 kreş ve 1 park tahsisi gerçekleştirdik. İlçeleri desteklemek istiyor. Kendisi de ilçe belediye başkanlığından da geldiği için. Protokol olarak Büyükşehir'e ya da Vali'ye giden herkes Konak'tan geçiyor. Vali'ye giden birinin yolu Karşıyaka'dan Karabağlar'dan geçmeyebilir. Konak aslında büyükşehirle iç içe. Bize olan yardım gibi değil. Çok destek alıyoruz Büyükşehir'den. 100. Yıl Anı Evi'nin tapusu hizmet binasının inşaatı için ben gelmeden önce İzmir Büyükşehir'e verilmiş, bize tahsisini istedik ve geri gelecek. Kuvvetle muhtemel tapusunu verdiğimiz Tepecik'te Pazar yeri ve binasını da bize tahsis edecekler.
Belediye binası ne olacak?
Onu ödüyorlar. Cemil Başkan'dan önce 1 milyon ödenmiş sadece, şimdi 20 milyon daha aldık.
HER ETKİNLİÐİMİZDE CV VERMEK İSTEYEN, SOSYAL DESTEK İSTEYEN OLUYOR
Konak, sınıfsal dengesizliğin çok yoğun yaşandığı bir ilçe… İlçedeki ekonomik kriz gözlemleriniz neler?
Ekonomik krizi çok derin hissediyoruz. Her etkinliğimizde CV vermek isteyen, sosyal destek isteyen oluyor. Her yere ekiple gitmeye özen gösteriyoruz ki hemen iletişim halinde yönlendirelim. Emekliler çok zor durumda ve hiç kıyamadığımız çocuklar. Çocuklar arasında çok fark var, hiçbir ülkede normal olmayacak derecede fark var. Her ülkede fakir çocuk olur ama devlet de elini çektiği için durum ağırlaşıyor. Ben mandolin çalmayı devlet okulunda öğrendim, okulun basketbol takımına girmiştim. Bir sürü olanak sunuyordu devlet okulu. Folklor oynuyorduk, halk eğitim merkezlerine giderdik. Şu anda hiçbir şey sunmuyorlar, paran varsa kursa gidiyorsun yoksa ve belediye de açmadıysa yapamıyorsun.
Çocukların çok talebi oluyor bizden. Sokak şenlikleri yapıyoruz, bize mektup yazıyorlar o şenliklerde. Elime mektupları tutuşturuyorlar, teşekkür ediyorlar. İkram araçlarımız gidiyor, yüz boyuyoruz, patlamış mısır dağıtıyoruz, resim yaptırıyoruz, ip atlıyoruz, basket atıyorlar, voleybol oynuyorlar. Çok eğleniyorlar, aileler ayrı teşekkür ediyor. Bu bile yok, hiçbir şey yok.
ALSANCAKLILARIN DA TALEBİ VAR
Peki Alsancak'ta durum nasıl?
Alsancaklıların da talebi var. Semt merkezi istiyorlar. Çocuk parkı istiyorlar. Ekonomik kriz çoğu şeyi etkiledi. Bizim her şeyiyle çok mutlu olan bir mahallemiz yok. Birdenbire insanlar hiçbir şey yapamaz oldu. Eskiden çalışmayan ama çocuğuna harçlık verip onu gezmeye gönderen anne babanın kendisi çıkamıyor. İzmir'in göbeğindesin, nereye adımını atsan para. O kesimlerden çok kurs talebi var bizde.
Gültepe'de bir kadın yakaladı bizi. 'Bizi gezmeye götür' dedi. Başkan yardımcımız 'Hava çok sıcak sonra götüreyim' dedi. 'Çeşme'ye götür o zaman' dedi. Her yer 45 dakika 1 saat. İnsanlar mesafe bu olsa da gidemiyor. Çocuklar havuz, yüzme istiyor.
KÖR NOKTALARI AYDINLATIYORUZ
Konak bir yandan da asayiş sorunları ile anılan bir hale dönüştü.
Bütün parklarımızı elden geçirdik; kör nokta, karanlık nokta var mı diye. Emniyet Müdürlüğü ile beraber çalışıyoruz. Herhangi bir muhtar bize 'Şu parkta kimse oturamıyor' derse emniyet sürekli orada dolaşıyor. Elektrik teknisyenimiz kör noktaları aydınlatıyor. Hiç gidilemeyen Kütüphane Parkımız vardı, şu an gece herkes parkta. Aydınlattık, piknik masası koyduk, yeni oyuncaklar koyduk. Mahalleli bizi geçen gün pasta börek yapıp çağırdı teşekkür için. İçki içenler, uyuşturucu kullananlar hep o parktaymış. Emniyetten de destek aldık, onlar da devriye geziyor. Bugün itibariyle dokuzuncu metruk binamızı yıktık. Metruk binaları yıkıyoruz, içerisinde uyuşturucu kullanılıyor. Mal sahiplerine tebligat verip onay alıyoruz.
ÇÖPLER YERALTINA ALINACAK
En yoğun çalışma yürüttüğünüz nokta neresi?
En çok enerjimizi çöp toplama alıyor. Moloz, çöp, yol, asfalt. Üçü çok alıyor. Beş tane yan yana konteyner ile çöp toplama sistemini bir sistem gibi görmüyorum. Temizlik Müdürümüz bugün atandı, kendisinden çok umutluyuz. Başka bir atık toplama sistemi kurmak istiyoruz. Dört tane yan yana ağzı açık konteyner, bu toplama değil ki bu en ilkeli. Mithatpaşa'yı yeraltına mı alsak dedik. Mithatpaşa ve İnönü Caddesi pilot olsun, yeraltına alalım. Temizlikte randıman sağlamak için çok yoğun çalışıyoruz.
KISIRLAŞTIRACAÐIZ, SAHİPLENDİRECEÐİZ, UYUTMAYACAÐIZ
Peki sokak hayvanları konusu…
Biz kısırlaştıracağız, sahiplendireceğiz, uyutmayacağız. Hayvan satışlarının yasaklanmasını öneriyoruz. Hayvanların bir ticaret olmaktan çıkarılmasını istiyoruz. Ticaret olduğu sürece alıp sokağa bırakıyorlar. Yoksa gidip sahiplensinler. Dükkandan almasınlar, sahiplensinler. Sahiplenme şenliği de yaptık. Göreve geldiğimiz günden bu yana 66 tane can dostumuzu yeni yuvalarına kavuşturduk.
HARCAMALARI MİNİMUMA İNDİREREK HİZMET ÜRETİYORUZ
Belediyenin kasası ne durumda?
1 milyar TL ile borçla geldik. Sürekli şu stres var; 15'inde maaşı ödüyoruz, 16'sında yeni maaşı toplamaya çalışıyoruz. Psikolojik olarak maaş ödüyorsun, piyasa borcu ödüyorsun ancak yeni bir şey yapamıyorsun. Şahane bir ekibimiz var ve harcamaları minimuma indirerek hizmet üretiyoruz. Çayın taşıyla çayın kuşunu vurarak 3 ayı geçiriyorsunuz.
Ocak ayından beri giderin yüzde 80'i maaşlara gelmiş. Burada yanlışlık gelirin artmaması. Sokaklara zabıtayı saldık ve ruhsatsız işyerlerini saptıyoruz ve onları ruhsata bağlamaya çalışıyoruz.
ULAŞILABİLİR BİR BAŞKAN OLMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUM
Sizce başkan ulaşılabilir olmalı mı?
Belediyecilikte ekibinize inanacaksınız, onlara güveneceksiniz. Ben ulaşılabilir bir başkan olmaya özen gösteriyorum. Halkın arasında olmaktan çok mutluyum. Her şeyi birinci ağızdan duymayı seviyorum. Muhtarlarımız iyi ki varlar, bu konuda bana çok yardımcı oluyorlar.
BİRİSİ ÖNERDİ DİYE TEK ATAMA DAHİ YAPMADIM
Müdürlüklerde değişim oldu. Ekibin önemine inanıyorsunuz sanırım.
Müdürlüklerin çoğunu değiştirdik. Bu değişim kararlarını bu kadar kısa zaman içerisinde nasıl verdiğimi soruyorlar. İnsan kaynakları şirketiyle çalışıyorum. Diyelim ki bir arkadaşı bize önerdiler, biz hemen o arkadaşta karar kılmadık. O arkadaş iyi birisi olabilir ama yönetimsel yeteneği var mı? Mülakata girdi ve oradan aldığı puana göre hakkında karar verildi. Bir atama yapacaksak, 50 yerden referanslar geliyor, görüşmeler yapılıyor. Onlardan birisi alınabilir ama ben iyisini almak için çabalıyorum. Bugüne kadar, birisi önerdi diye tek atama dahi yapmadım. İyi ekip, sizi yukarı götürür.
GÜNDE 20-30 BİN ADIM ATIYORUM
3,5 aylık icraatlarınızı alt alta yazsaydınız, ne başlık atardınız?
Heyecanlıyız, mutluyuz, diye başlık atardım. 6,45'te araçlarımıza biniyoruz, saat 08.00'den 12.00'ye kadar Konak'ı turluyoruz, muhtarlarımızla, yurttaşlarımızla birlikteyiz. Öğleden sonra belediyedeyiz ve saat 16.00'da yeniden sokağa çıkıyoruz, 20.00'ye kadar yine sokaklardayız. Cumartesi ve Pazar günleri de işimizin başındayız genelde. Günde 20 bin, 30 bin adım atıyorum. Varsa bir şikayet, o şikayeti masa başında almak istemiyorum; sokakta insanlarımızdan birinci ağızdan duymak istiyorum. Çok hızlı hareket etmek zorundayız, çok hızlı çözüm bulmak zorundayız. Sosyal medyadan bir şikayet dile getiriliyor, o şikayet en kısa yoldan kayda alınıyor, çözümü için harekete geçiliyor.
İş'te Konak'ı açtık, Psikososyal Destek Merkezimizi hizmete soktuk, Mutluluk Kahvemizi açtık, parklarda yenileme yaptık, 9 tane metruk binayı yıktık.
Parklarda yenileme yapmış olmayı, bir iş yapmış olarak görmüyorum. O park zaten vardı. Sahada olmanın çok faydası var. Mesela plancılarla birlikte gezerken, yapı yapılacak bir yer gördük. Projesini bizden önce yapmışlar, ihaleye çıkılmak üzereymiş. Eğimli bir yerde ve orada çok güzel çam ağaçları var. Neden oraya yapalım ki? Orası ancak o güzelliğiyle park olabilir! Sonuçta orasını park olarak hazırlamaya karar verdik. Küçük dokunuşlarla o güzelim yer yakında park olarak hizmet vermeye başlayacak. Bu anlayışla yapacağımız 13-14 yeni parkımız olacak.
Betonlaşmayı sevmiyorum. Madem mimar olarak geldik, çok güzel şeyler yapmamız lazım. Efsane Alsancak sokakları olacak. Kıbrıs Şehitler Caddesi'ne çıkan sokakların her biri bir başka güzel olacak. Işıklandırma, ağaç dikimi ile muhteşem sokaklar olacak. Tek tip tabelalarımız olacak.