İkinci el araç satışında Türkiye’nin önde gelen merkezlerden biri olan OTOKENT, yenilenebilir enerji yatırımı ile çevre dostu uygulamaları bünyesine katmaya hazırlanırken; elde ettiği elektrik enerjisi ile giderlerini azaltmayı hedefliyor. Projelerinin örnek bir çalışma olduğunu söyleyen OTOKENT Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın, hedeflerinin 2013’de projeyi hayata geçirmek olduğunu söyledi.
Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ - İkinci el araç satışı yapan esnaf ve işletmeleri bir araya getiren OTOKENT, gelecek vizyonunu yenilenebilir enerji ile çizmek için kolları sıvadı. Güneş panelleri kullanarak elektrik enerjisi üretmek için Alman bir firma ile görüştüklerini belirten OTOKENT Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın, yatırımları 2013 yılında hayata geçirmek istediklerini söyledi.
Türkiye'de çok sayıda ikinci el araç satışı yapan işletme olduğunu belirten Akın, yetki belgesi konusunda girişimlerde bulunduklarını fakat bundan henüz bir sonuç alınamadığını söyledi. Yaklaşık 4 yıl önce göreve gelen Akın, yenilenebilir enerjiden araç satışına; sektörün geleceğinden OTOKENT'in planlarına kadar birçok konudaki duygu ve düşüncesini EGEDESONSÖZ okuyucularıyla paylaştı.
Türkiye'de çok sayıda ikinci el araç satışı yapan işletme olduğunu belirten Akın, yetki belgesi konusunda girişimlerde bulunduklarını fakat bundan henüz bir sonuç alınamadığını söyledi. Yaklaşık 4 yıl önce göreve gelen Akın, yenilenebilir enerjiden araç satışına; sektörün geleceğinden OTOKENT'in planlarına kadar birçok konudaki duygu ve düşüncesini EGEDESONSÖZ okuyucularıyla paylaştı.
Dilerseniz görüşmemize basında yer alan güneş enerjisi projenizle başlayalım. OTOKENT olarak, kendinize yeni bir vizyon belirleyerek yenilenebilir enerji alanına girmek için kolları sıvadınız. Biraz bahsedebilir misiniz bu projenizden?
Bu projeyi hazırlarken öncelikli hedefimiz, güneş ışığından elde edilen elektrik enerjisini OTOKENT'de kullanmaktı. Bunun için gerekli ön fizibilite çalışmalarını yaptıktan sonra Almanya'daki bir firmayla görüşmeye başladık. Stuttgart'daki firma, bize bu işin nasıl yapılabileceğine dair bir sunum yaptı. Ondan sonra da görüşmelerimiz devam etti. Biz bu yatırımımızın yaklaşık olarak 500 kilovat olarak projelendirdik. Çünkü bundan daha yüksek üretim miktarları lisans gerektiriyor. Biz lisans alma işine girmek istemediğimiz için santralin büyüklüğünü de bu noktada sınırlı tuttuk.
Peki, bu yatırım için OTOKENT'in fiziki imkanları yeterli mi? Yani bu güneş panellerini nereye konumlandıracaksınız?
Evet, o konuda bir problemimiz bulunmuyor. Çünkü, bu panelleri mevcut bina yapımızın üzerine koyacağız. Yani, elektrik enerjisini çatıdan elde edeceğiz. Hatta bu proje, alanında Türkiye'de de bir ilk olacak. Bu sistemin uygulayabilecek, bizim ayarımızda bir yer yok zaten.
Yatırım maliyeti ile projenin bitiş tarihi ne olacak? Kısa vadede ne gibi bir getirisi olacak bu çalışmanızın?
Bu projemizin yatırım miktarı, tahminen 700-750 bin Euro arasında olacak. Bu tutar, kendisini yaklaşık 10 yıl içinde amorti edebilecek. Gerekli finansmanı bankalarla yapacağımız anlaşmalarla sağlayacağız ancak Avrupa Birliği fonlarından yararlanmak için girişimlerde bulunuyoruz. Daha önce, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA)'na bir başvuruda bulunmuştuk zaten. İZKA'da beğenilmesine karşın; destek noktasında bir sonuç alamadık. Eğer, banka kredisi ve AB fonları olmazsa, 'B' planını devreye sokacağız. O da, bu yatırımı görüştüğümüz firmaya yaptırmak şeklinde olacak. Yani bir anlamda, bu firmaya işletmecilik hakkını vereceğiz. Böylece, gerekli yatırımı onlar yapacak ve bizim kiracımız olacaklar. Bu da diğer bir yol. Bir aksilik olmazsa eğer, 2013 yılında projemizi hayata geçireceğimize inanıyorum.
Bu yatırımın üyelerinize fazladan bir maliyeti olacak mı peki?
Enerji, cari açığın oluşmasındaki en önemli unsurlardan birisi. Çünkü, bütün işletmeler elektrik enerjisini satın almak zorunda. Biz de diyoruz ki, 'Türkiye'nin en büyük problemi olan cari açığın önlenmesine, bu proje ile katkı koyacağız.' Diğer taraftan da, bu yatırım üyelerimize fazladan bir yük getirmeyecek. Kendilerinden fazladan bir para talep edilmeyecek. Dediğim gibi, finansmanı biz banka kredisi ve desteklerle yapmaya çalışıyoruz. Düşünün, sadece yönetim ve çevre aydınlatması için aylık 5-6 bin TL harcıyoruz. Bunun önüne geçeceğiz. Bir de basit hesap yaptık. O da, günlük 100 kilovat enerji üretimi ile 25 yılın sonunda 1.6 milyon TL'lik bir kar elde etmiş olacağız. Bu ciddi bir rakam.
Enerji, cari açığın oluşmasındaki en önemli unsurlardan birisi. Çünkü, bütün işletmeler elektrik enerjisini satın almak zorunda. Biz de diyoruz ki, 'Türkiye'nin en büyük problemi olan cari açığın önlenmesine, bu proje ile katkı koyacağız.' Diğer taraftan da, bu yatırım üyelerimize fazladan bir yük getirmeyecek. Kendilerinden fazladan bir para talep edilmeyecek. Dediğim gibi, finansmanı biz banka kredisi ve desteklerle yapmaya çalışıyoruz. Düşünün, sadece yönetim ve çevre aydınlatması için aylık 5-6 bin TL harcıyoruz. Bunun önüne geçeceğiz. Bir de basit hesap yaptık. O da, günlük 100 kilovat enerji üretimi ile 25 yılın sonunda 1.6 milyon TL'lik bir kar elde etmiş olacağız. Bu ciddi bir rakam.
Türkiye'de böyle projeleri hayata geçirmek kimi zaman ciddi emek ve zaman gerektirmekte. Bu noktada sizin düşünceniz nedir?
Bırakın proje yapmayı her şeyden önce Türkiye'de yöneticilik yapmak çok zor. Öyle akıl almaz şeylerle karşılaşıyorsunuz ki, bunlara anlam veremiyorsunuz. Örneğin bürokrasi. Karşı tarafa bir şeyleri anlatmak çok zamanımızı alıyor. Halbuki en kıymetli şey zamandır. Aradan aylar geçiyor, ilerleme sağlayamıyorsunuz. Biraz önce bahsettiğim İZKA destekleri. Anlattık, beğendiler ama sonuç yok.
Yolda gelirken dikkatimi çekti, OTOKENT'te ciddi bir doluluk oranı var. Daha önce sanıyorum bu kadar değildi?
Şöyle anlatayım. Biz, ekip arkadaşlarımızla birlikte, 21 Haziran 2008'de görevi devraldık. Bu tarihte OTOKENT'te tam 122 yer boştu. Öyle ki, canınız sıkılsa alt ve üst katlarda top oynayabilirdiniz. Durum o kadar vahimdi. Daha sonra 2009 yılında, İçişleri Bakanlığı şehir içi ikinci el araç satışı yapan yerlerin şehir dışına taşınmasına yönelik bir genelge yayınladı. İzmir Valimiz M. Cahit Kıraç ile birlikte bir çalışma yaptık. Böylece doluluk oranımız hızla arttı. Şu anda OTOKENT, yüzde 100 doluluk oranı ile çalışıyor.
Alıcı ve satıcıları buluşturan OTOKENT'te ne tür imkanlar sunuyorsunuz? Buraya gelen vatandaşlar nasıl bir hizmet alabiliyor?
Burada yer alan firmalarımıza zaten her türlü imkanı sağlıyoruz. Temizliğinden güvenliğine kadar her şeyleri bulunuyor. Hatta dahili telefonlar aracılığı ile ücretsiz olarak birbirleriyle bile görüşüyorlar. Birde, bütün resmi kurumları buraya getirdik. Hem alıcı hem satıcı, bütün işlemlerini OTOKENT'in dışına çıkmadan burada bitiriyor. Yani sabah araç almaya gelen bir vatandaş, sağa sola gitmeden hemen aracını satın alabiliyor. Bunu dışında konferans salonumuz da firmalarımıza eğitimler veriyoruz. Birçok avantajlı yanımız bulunuyor.
Geçtiğimiz yıllara bakarsak, bölgedeki satışlar nasıldı? Yükseliş ya da düşüş oldu mu?
Türkiye ekonomisine araç satışlarımızla koyduğumuz katma değer, 2010 yılı itibariyle 170 milyon dolar seviyesinde. Bu rakam 2011'de 230 milyon dolara yükseldi. Bu yıl da benzer bir büyüme öngörüyoruz ancak bu son çeyrek biraz sancılı geçiyor. Geçen senenin rakamlarına göre yılın 5-8'nci ayları arasını çok iyi götürdük. Önümüzdeki günlerde yeniden işler açılacak diye düşünüyoruz. Çünkü şirketler yıl sonunda araçlarını değiştiriyorlar.
İkinci el araç satışıyla ilgili sektörün sıkıntıları nelerdir? Bir de yetki belgesi konusundaki son durum nedir?
Türkiye'de önceden devletimiz, sıfır araç satışlarını ciddiye alıyor; buna karşın ikinci el satışlarını ciddiye almıyordu. Hatta bankalar bile buna göre faiz oranlarını belirliyordu. Ama ne zaman ki, sıfır araç satan bayiler de ikinci araç satmaya başladı, sektör ciddi oranda büyüdü. Buna karşın bazı sorunlar henüz çözülemedi. Neydi bunlar? Yetki Belgesi…Örneğin Türkiye genelinde 2 bin 700 sıfır araç satıcısı; 35 bin civarında da ikinci el araç satıcısı bulunuyor. Biz Sanayi ve Ticaret Bakanımızdan yetki belgesi konusunda bir düzenleme yapılmasını talep ettik ve dedik ki, 'Nasıl sıfır araç satanlara bu belge veriliyor, ikinci el satanlara da verilsin' diye. Böylece hata yapan esnafın yetki belgesini iptal edilebilir. Cebinde 20 bin TL'si olanlar bu işi yapmasın. Çünkü, bir esnafın hatasını herkes çekiyor. Bizde öyle esnaflar var ki, sıfır hatayla çalışıyorlar. Fakat öbür türlü bir esnafın hatasını herkese mal ediliyor. Bunu önlemek için belli kriterlere göre yetki belgesi olsun.
Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?
OTOKENT'e Yeşillik Caddesi'nden bir minübüs bağlantı yolu talep ettik. Hatta bölgedeki muhtarlığın bu yönde bir isteği oldu. Ancak henüz bir cevap alamadık, bekliyoruz. Bildiğiniz üzere daha önce buraya, çevre yolu bağlantımız yoktu. Ulaştırma Bakanımız sayesinde 10 yıldır yapılmayan bu yol açıldı. Hatta bu yol için bölge milletvekilleri bile devreye girmişti. Demek ki, doğru zaman ve üslup çok önemli.