Tarihte geçen Kutsal Kitap, iki ana bölümlü. Bunlar “Eski Ahit” (Tevrat, Zebur) ve “Yeni Ahit” (İncil)’den oluşur. Eski Ahit ‘Yaratılış’ kitabıyla başlar ve tarih boyunca Tanrı’nın insanlıkla yaptığı anlaşmaları 39 kitapta anlatır. İlk 5’i de Musa’ya verilen Tevrat’tır.
Eski Ahit’in ‘Tekvin’ kitabında günahkar şehirlerden de söz edilir. Bunlar MÖ.1900’lerde meydana gelen bir olayda ; Lut gölünün güneydoğusunda sığ sulara gömülerek yok oldukları sanılan şehirlerdi… Bunlar da toplam 5’in içindeki, adını da yanındaki dağdan alan Sodom ve Gomorra adlı şehirlerdi.
Romancı Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi,
bu şehirleri başka yazanlar da olmuştu…
Biri de Portekizli Yazar Jose Saramago’ydu.
Saramago 1922’de doğdu. 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. 2010 yılında öldü. Sansürden terk ettiği Portekiz’e geri getirilerek, külleri Lizbon’da gömüldü.
***
Jose Saramago “Kabil” adlı kaynak aldığımız kitabında bu şehirleri de, ufak ek ve değişikliklerimizle özetle şöyle anlatıyordu ;
‘Mamre’ buraya yakın Kenan diyarındaki kutsal bir yerdi. Hz. İbrahim’in çadırı burada kuruluydu. Kardeşi Habil olayı ile, gezgin durumunda kalan Kabil’de yanına gitmişti…
Gök yüzüne, buralardan çok sayıda şikayetler yapılmıştı : Sodom ve Gomorra’da, doğaya aykırı bir takım yüz kızartıcı suçlar işleniyordu!
Başka kitaplarda yazılanlara göre de ; bu şehirlerdeki Lut kavminin erkekleri şehri ziyarete gelen tüm erkeklere ve herkes de birbirine, kendi akraba ve ailesine tasallut etmekteydi… Doğal hale gelen bı yaşantı bir sapkınlıktı!
Sorunu temize havale etmek gerekiyordu!
Birlikte Sodom’a gidilirken İbrahim, varsa masumlar da suçlularla beraber yok edilmese bari… diye endişe duyuyordu!
İbrahim ile Kabil, birlikte yoldan çadıra geri döndüler. Daha sonra, merakla ne olup bittiğini anlamak için yola çıktılar. Sodom’a varınca da güneş batmıştı, ama ortalık aydınlıktı…
Lut’un evinin önünde toplanan büyük kalabalık, evine sığınmış erkeklerler için ‘dışarı çıkar’ diye bağırıp çağırıyorlardı. Lut bunu kabul etmedi. Onlar da kapıları kırıp içeri girme tehditlerine başladılar...
Ama bir ara ansızın sesler kesildi. ‘Kör oldum, kör oldum’! diye öfkeli ağlamalar ve yakınmalar duyuldu... Bilge kişiler ; önce oraya giden meleklerin rahatsız edilmekten kurtulması için, Sodom’daki tüm erkeklerin gözlerinin kör edildiğini söylediler!
Evin içindeki iki ziyaretçi kendilerini teslim etmeyen Lut’a, ‘evde neyiniz varsa alıp, arkanıza bakmadan gidin’ diye ısrar ettiler… Çünkü ‘biz buraya şehri yok etmek için geldik’ dediler. Bunun üzerine onlar da evden çıkıp gittiler…
Ama dönüp arkasına bakan karısını da tuzdan bir heykele dönüştürdüler! İbrahim’le Kabil de Lut’u takip ederek gittiler… Şafak sökerken, Eski Ahit’te adı Bela ve Ürdün Vadisinin güneyinde köy gibi küçük bir şehir olan Zoar’a vardılar…
O sırada Sodom’un ve Gomorra’nın üstüne kükürt ve ateş yağdı… İkisi de yerle bir oldu. Bütün sakinleri ve bitki örtüsü ile, yöre yok oldu.
***
Ancak ; Vikipedi de özetle yazıldığına göre de ;
Bu şehirlerin halen sığ suların altında kaldıkları sanılıyor…
2000’ler sonrasında yapılan araştırmalarda ;
iki parçalı bir asteroidin, büyük parçasının Lut gölüne, daha küçük parçasının Sodom’un tam üzerine düşerek yarattıkları binlerce derecelik ısıyla, bölgedeki kükürt rezervlerini tutuşturup, şehirleri yok ettikleri tespit ediliyor…
Kaybolan şehirlerle ilgili, cezai yaptırımların
da olduğu anlatımlar, yaklaşığıyla böyle oluyor!
İyi Pazarlar…