Önceki gün İzmir Büyükşehir Belediye

Meclisi toplantısında, İZSU’nun 2025 yılı

bütçe görüşmeleri vardı… Bir kaç gün

önceki toplantıda çizilen renkli görüntüler,

yine yineleniyordu!

CHP Grubu adına Elvin Sönmez Güler, “Esenyurt Kayyım” metnini okudu… Çıkan tartışmalarda MHP Büyükşehir Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser’ de söz aldı. Bahadır Bey, sakin ve rafine bir insandı.

Geçmişte Urla kayyım olayından başlayarak, Esenyurt’tan söz etti… Sonuç olarak İzmir’deki Belediye Başkanlarının yurtseverliklerini övdükten sonra…

Sözün özü… Kayyım meselesi özünde, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, üniter devlet yapısını koruma hamlesidir. Terör örgütünün bahsettiği 25-26 özerk bölge arasında Esenyurt’ta vardır… dedi. Dahasını da anlattı.

Başkan Cemil Tugay : “tek soru soracağım. Sayın Devlet Bahçeli’nin terörist başı Abdullah Öcalan’ı mecliste konuşmaya davet etmesine katılıyor musunuz ?

Bahadır Bey : “Doğru buluyorum. Ben Liderimin sonuna kadar arkasındayım…” diye cevap verdi.

Tek cümlelik… İnce zeka ürünü bir soru. Ki, dünyada 9. Türkiye’de 1.sıraya giren bir haber konusu!

***

Önceki gün İzsu bütçesi görüşülürken de…

AK Parti Meclis üyesi olan, öncelerden beri arkadaşım Hüsnü Boztepe söz aldı. Başkanın arıtma sisteminin kapasitesini artırmaya yönelik yapılan 4.Faz ihalesini durduğunu ve heyecansız olduğunu… dahasıyla da söyledi. Durdurma söylemi, Başkanın tepkisinin nedeni oldu…

Oysa… daha önceleri de yazdığımız gibi ;

Başkanımızın gelişinin daha 6.ayında, 60-70 yıllık birikimde hiç bir sorumluluğu olmadığı halde, deniz kirliliği ve balık ölümleriyle karşılaştı…

Hemen körfezde, özellikle oksijenin artırılması amacıyla Bakanlıkları ortak girişime yönlendirdi… 4.Faz çalışmalarının durdurulmasını değil, aksine çalışmasını başlattı... Nisan ayında devreye sokulmayla birlikte, 5.Faz hedefini de sıraladı...

Yani Hüsnü Beyin, dünü bugün sayan durdurulma ve heyecansızlık söylemi yerini bulmadı… Meclis Üyemiz (Bayraklı’nın Kızı!) İpek Kul’un, Ege’de SonSöz Gazetesinin 27 Ekim 2024 tarihli sayısındaki “En Büyük Proje” başlıklı yazımızın ;

“Cemil Başkan üzerine düşeni zaten yapardı…

Ama, o da kendisi için yüzme sözü verir mi? Bizce vermez… Çünkü gördüğümüz kadarıyla Başkan, popülist enerjiyi değil, gerçek enerjiyi sever!” şeklindeki son iki paragrafını okuması, sanki iddiaya bir ay önceden verilmiş bir cevap gibiydi!

***

Sonra kürsüye AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız çıktı… Hakan Bey, soyadı gibi meclisin yıldızlarındandı. Yine her zamanki gibi kalite saçıyordu…

Ancak, olaya dürbünün küçük merceğinden bakmış olmalı ki… o da dünü, bugün görerek eleştirdi ve Sayıştay denetim bulgularından da söz etti. Suyun diğer kimi kentlere göre daha pahalı olduğundan ve zamlandığından da söz etti.

Ama, belediyelerde cep delik cepken delikti, onu görmedi. Körfezin kirlenmesine önlem alınmamasını da, CHP’li belediyelerin üzerine yükledi. Çokça dahalarını da söyledi…

Gediz Nehrinin ise, 150 yıl önce yatağının değiştirildiğini ve dış körfeze aktığını anlattı. Sonuçta bugüne dönerek, körfezin hepimiz tarafından kirletildiğini vurguladı…

(Helede deneyimli bir arkadaşımızın kirlenmeyi, neredeyse millattan öncesine kadar geriye uzatması, hem yüreğimize su serpti ve hemde yüzümüzü güldürdü ;

Acaba, Smyrna’da yaşayan Homeros…

İlyada ve Odysseia’yı yazarken körfezi de kirletti mi diye düşündürdü!

“Esmer tenli, tatlı iri yeşil gözlü, uzun boyunlu, ölçüleri güzellik kraliçeleri gibi uyumlu ve atletik yapılı…” güzel kurucu ‘İmbatla Gelen Kadın Smyrna’ da, acaba körfezi kirletti mi diye meraklandırdı!)

***

Hakan Yıldız, 80 dakikalık konuşma süresinin 76 dakika 43 saniyelik kısmını kullandı…

3 dakika 17 saniyelik kısmını kullanmadı.

Cemil Başkan Hakan Yıldız’a…

İzmirli’nin hayatına, 3 dakika 17 saniye’lik

bu katkısı için teşekkür etti.

İşte bu ironi de, bir keskin zeka ürünü değil miydi ?

İyi Pazarlar…