Kimileri için erken kimileri için 'yeniden' seçim…
Hesaplar, taktikler büyük satranca uygun yapılıyor.
Seçmenin büyük bir kısır döngü içinde, 4 tercihten birine zorlandığı, siyasi alternatifsizliğin en ağır şekilde hissedildiği kanlı süreçte ülkede ve bölgemizde nelerin değişebileceğini yaşayarak öğreneceğiz.
Ama bize düşen yaşananların ışığında yakın geleceği biraz olsun ayna tutmaktır.
Tabi ki erken seçim ve İzmir denildiğinde aklıma gelen ilk isim Atilla Sertel…
Kendi partilileri tarafından kurulan kumpasa kurban giden ve katekulli ile vekilliği elinden alınan Atilla Sertel'in listelerde yer alma şansı, 'siyasi adalet ve iade-i itibar' açısından da önemli. Sanıyorum CHP bu konuda bu kez hata yapmayacaktır.
Diğer taraftan CHP'nin YSK'ya sorduğu 'ön seçim' meselesi var.
Kasım ayında yapılacak bir seçim için ön seçimin doğru olmayacağını düşünen bir kesim de var partinin her ne olursa olsun bu geleneği bozmaması gerektiğine inanan da. İktidar partisinin büyük kurultayı toplayacağı Eylül ayında CHP'nin de bu sarmaldan kurtulmak için tüzük kurultayına gitme ihtimalinden söz ediyor bir kesim. Üzerinden altı ay bile geçmemiş olan ön seçim sonuçlarının aynen korunması gerektiğine inananları da eklemekte fayda var.
Olası bir seçimde CHP bu konuda ne yapacağına YSK'dan gelecek resmi görüşe göre karar verecek. Ama önseçimin yapılıp yapılmayacağı, yapılırsa kontenjanın hangi kent için ne kadar olacağı gibi konular en başta İzmir'i ilgilendiriyor. Çünkü son seçimde İzmir'e 6 kontenjan kullanan Kılıçdaroğlu, ön seçime girerek kendisini 7. kontenjan durumuna düşürmüştü. Hal böyleyken kentin ve de örgütün tanımadığı vekiller CHP'nin önseçimden yakaladığı enerjiyi düşürmüş, örgütün mobilizasyon katsayısını azaltmıştı. Öte yandan önseçim sandıklarına da etnik/mezhepsel hassasiyetler damga vurunca CHP belirli bir kesime ulaşmamama riskiyle karşı karşıya kalmıştı.
7 Haziran'ın İzmir'inde CHP'nin en büyük şansı listelerindeki bu hataları göremeyen rakip cepheydi.
İzmir seçmeninin önüne 6 ithalle çıkan CHP'ye AK Parti 7 ithalli listesiyle yanıt vermiş, Ağrı'dan Eski CHP'li Savcı Sayan'ı, Tunceli'den Rektör Durmuş Boztuğ'u, Almanya'dan Ozan Ceyhun'u getirmiş, kabineden Orman ve Su Bakanı tercihiyle de '2011'e bakarak' sükûtu hayal yaratmıştı. Ayrıca iş yapacak yerli isimleri yanlış sıraya koyarken ön sıralardaki yerliler de istenilen sinerjiyi yaratmaktan uzak kalmıştı.
MHP Lideri Bahçeli ise Guinnes Rekorlar Kitabı'na aday gösterilecek bir duruşla 1999'dan bu yana aynı ithal adayları liste başı yaparak kendi teşkilatının bile tepkisini çekmiş, yerel seçimde sıçrama yaptığı İzmir'de Türkiye ortalamasının altında kalmıştı.
HDP bile beklentiyi yüksek tutuğu İzmir'de yanlış isimlerle sahaya inmişti.
*
Peki, tüm bu yanlışlar bu kez tekrarlanır mı?
CHP'nin nasıl bir rota izleyeceğini YSK'dan gelen yanıttan sonra göreceğiz. Bahçeli'den de HDP'den de farklı hamleler beklemek zor.
Oktay Vural ve Kenan Tanrıkulu ile yola devam…
Ama aldığım bilgilere göre AK Parti cephesinde büyük bir liste revizyonu hazırlığı var. Konuştuğum pek çok partili Ankara'nın 'tek başına iktidar' yolunda ilk olarak 7 Haziran'ın yanlışlarını saptadığını ve bu kez aynı yanlışların tekrarlanmayacağını söylüyor. Aynı yoldan yürünecekse, aynı yanlışlar yapılacaksa, aynı adaylarla gidilecekse, seçmenin karşısına yeniden çıkmanın anlamı ne zaten.
Memleketin içinde bulunduğu ağır şartlar ne kadar müsaade eder bilinmez ama AK Parti eylemden söyleme kadar her alanda sürpriz yeniliklerle seçmenin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
7 Haziran'da 'temcit pilavı' misali ısıtılan 'Yeni Türkiye, Başkanlık Sistemi' gibi söylemlerden uzak durulması ve listelerdeki Saray etkisinin 7 Haziran'a oranla azaltılması gibi radikal adımlar atabilir Davutoğlu. Tabi ki Eylül'deki büyük kongrede kafası kopmazsa…
Kimi tecrübeli partililer 3 dönem kuralı sona erecek olan Binali Yıldırım'ın yeniden İzmir yolunu tutabileceğini söylerken bazıları da 'HDP seçmenine' 'şerefsiz' diyen Hüseyin Kocabıyık'ın Konya ya da başka bir İç Anadolu kentine kaydırılabileceğini fısıldıyor.
Ozan Ceyhun ve Durmuş Boztuğ hatasının tekrarlanmayacağı konuşulurken MHP seçmenine de mesaj verecek kimi sürpriz adayların öne çıkarılabileceğinin de altı çiziliyor.
Özetle AK Parti yaşadıklarından ders çıkarmışa benziyor.
Ve AK Parti esaslı bir liste değişikliğine giderse CHP'yi de bu yönde zorlayabilir.
Yani Kılıçdaroğlu'nu İzmir'e uyguladığı kontenjan sayısını azaltmak durumunda kalabilir.
Bugünden bakıldığında, olası bir seçimde MHP'nin her iki bölgede de 2. Vekili çıkarma şansı azalmış görünüyor. MHP, kendi seçmenine TBMM başkanlık seçimi ve koalisyon sürecindeki 'olumsuz' duruşunu açıklamakta zorlanacağa benziyor çünkü.
HDP'ye gelince; barajı geçerse yine birer vekil çıkarabilir. Ama ikinci bölgede bu kez zorlanacaktır.
Bugünden bakıldığında CHP ve AK Parti, doğru hamlelerle İzmir'deki vekil sayısını arttırabilir. Kimin kaç vekil arttıracağı süreci yönetme becerisi kadar MHP ve HDP'nin performansına da bağlı.
Tabi ki bir günün bile çok uzun sayıldığı siyasette aylar sonrasına dönük daha sağlıklı yorumlar yapmak ancak bu kadar mümkün.
Ama İzmir'i temsilen Ankara'ya gönderdiğimiz 26 vekilin 15'nin 'ithal' sayılabileceği 7 Haziran'dan ders alınırsa daha yerli ve daha kentli vekillerin çıkması en büyük temennimizdir.
Her ne kadar ağır ülke koşulları siyasette de yerel meseleleri konuşmaya engelse de şu anda 'huzur ve güven' beklediğimiz yarınlarda kentin önceliklerini bilen sorunlarına vakıf vekillerin hatta bakanların İzmir' e koyacağı katkıson derece önemlidir.
Hesaplar, taktikler büyük satranca uygun yapılıyor.
Seçmenin büyük bir kısır döngü içinde, 4 tercihten birine zorlandığı, siyasi alternatifsizliğin en ağır şekilde hissedildiği kanlı süreçte ülkede ve bölgemizde nelerin değişebileceğini yaşayarak öğreneceğiz.
Ama bize düşen yaşananların ışığında yakın geleceği biraz olsun ayna tutmaktır.
Tabi ki erken seçim ve İzmir denildiğinde aklıma gelen ilk isim Atilla Sertel…
Kendi partilileri tarafından kurulan kumpasa kurban giden ve katekulli ile vekilliği elinden alınan Atilla Sertel'in listelerde yer alma şansı, 'siyasi adalet ve iade-i itibar' açısından da önemli. Sanıyorum CHP bu konuda bu kez hata yapmayacaktır.
Diğer taraftan CHP'nin YSK'ya sorduğu 'ön seçim' meselesi var.
Kasım ayında yapılacak bir seçim için ön seçimin doğru olmayacağını düşünen bir kesim de var partinin her ne olursa olsun bu geleneği bozmaması gerektiğine inanan da. İktidar partisinin büyük kurultayı toplayacağı Eylül ayında CHP'nin de bu sarmaldan kurtulmak için tüzük kurultayına gitme ihtimalinden söz ediyor bir kesim. Üzerinden altı ay bile geçmemiş olan ön seçim sonuçlarının aynen korunması gerektiğine inananları da eklemekte fayda var.
Olası bir seçimde CHP bu konuda ne yapacağına YSK'dan gelecek resmi görüşe göre karar verecek. Ama önseçimin yapılıp yapılmayacağı, yapılırsa kontenjanın hangi kent için ne kadar olacağı gibi konular en başta İzmir'i ilgilendiriyor. Çünkü son seçimde İzmir'e 6 kontenjan kullanan Kılıçdaroğlu, ön seçime girerek kendisini 7. kontenjan durumuna düşürmüştü. Hal böyleyken kentin ve de örgütün tanımadığı vekiller CHP'nin önseçimden yakaladığı enerjiyi düşürmüş, örgütün mobilizasyon katsayısını azaltmıştı. Öte yandan önseçim sandıklarına da etnik/mezhepsel hassasiyetler damga vurunca CHP belirli bir kesime ulaşmamama riskiyle karşı karşıya kalmıştı.
7 Haziran'ın İzmir'inde CHP'nin en büyük şansı listelerindeki bu hataları göremeyen rakip cepheydi.
İzmir seçmeninin önüne 6 ithalle çıkan CHP'ye AK Parti 7 ithalli listesiyle yanıt vermiş, Ağrı'dan Eski CHP'li Savcı Sayan'ı, Tunceli'den Rektör Durmuş Boztuğ'u, Almanya'dan Ozan Ceyhun'u getirmiş, kabineden Orman ve Su Bakanı tercihiyle de '2011'e bakarak' sükûtu hayal yaratmıştı. Ayrıca iş yapacak yerli isimleri yanlış sıraya koyarken ön sıralardaki yerliler de istenilen sinerjiyi yaratmaktan uzak kalmıştı.
MHP Lideri Bahçeli ise Guinnes Rekorlar Kitabı'na aday gösterilecek bir duruşla 1999'dan bu yana aynı ithal adayları liste başı yaparak kendi teşkilatının bile tepkisini çekmiş, yerel seçimde sıçrama yaptığı İzmir'de Türkiye ortalamasının altında kalmıştı.
HDP bile beklentiyi yüksek tutuğu İzmir'de yanlış isimlerle sahaya inmişti.
*
Peki, tüm bu yanlışlar bu kez tekrarlanır mı?
CHP'nin nasıl bir rota izleyeceğini YSK'dan gelen yanıttan sonra göreceğiz. Bahçeli'den de HDP'den de farklı hamleler beklemek zor.
Oktay Vural ve Kenan Tanrıkulu ile yola devam…
Ama aldığım bilgilere göre AK Parti cephesinde büyük bir liste revizyonu hazırlığı var. Konuştuğum pek çok partili Ankara'nın 'tek başına iktidar' yolunda ilk olarak 7 Haziran'ın yanlışlarını saptadığını ve bu kez aynı yanlışların tekrarlanmayacağını söylüyor. Aynı yoldan yürünecekse, aynı yanlışlar yapılacaksa, aynı adaylarla gidilecekse, seçmenin karşısına yeniden çıkmanın anlamı ne zaten.
Memleketin içinde bulunduğu ağır şartlar ne kadar müsaade eder bilinmez ama AK Parti eylemden söyleme kadar her alanda sürpriz yeniliklerle seçmenin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
7 Haziran'da 'temcit pilavı' misali ısıtılan 'Yeni Türkiye, Başkanlık Sistemi' gibi söylemlerden uzak durulması ve listelerdeki Saray etkisinin 7 Haziran'a oranla azaltılması gibi radikal adımlar atabilir Davutoğlu. Tabi ki Eylül'deki büyük kongrede kafası kopmazsa…
Kimi tecrübeli partililer 3 dönem kuralı sona erecek olan Binali Yıldırım'ın yeniden İzmir yolunu tutabileceğini söylerken bazıları da 'HDP seçmenine' 'şerefsiz' diyen Hüseyin Kocabıyık'ın Konya ya da başka bir İç Anadolu kentine kaydırılabileceğini fısıldıyor.
Ozan Ceyhun ve Durmuş Boztuğ hatasının tekrarlanmayacağı konuşulurken MHP seçmenine de mesaj verecek kimi sürpriz adayların öne çıkarılabileceğinin de altı çiziliyor.
Özetle AK Parti yaşadıklarından ders çıkarmışa benziyor.
Ve AK Parti esaslı bir liste değişikliğine giderse CHP'yi de bu yönde zorlayabilir.
Yani Kılıçdaroğlu'nu İzmir'e uyguladığı kontenjan sayısını azaltmak durumunda kalabilir.
Bugünden bakıldığında, olası bir seçimde MHP'nin her iki bölgede de 2. Vekili çıkarma şansı azalmış görünüyor. MHP, kendi seçmenine TBMM başkanlık seçimi ve koalisyon sürecindeki 'olumsuz' duruşunu açıklamakta zorlanacağa benziyor çünkü.
HDP'ye gelince; barajı geçerse yine birer vekil çıkarabilir. Ama ikinci bölgede bu kez zorlanacaktır.
Bugünden bakıldığında CHP ve AK Parti, doğru hamlelerle İzmir'deki vekil sayısını arttırabilir. Kimin kaç vekil arttıracağı süreci yönetme becerisi kadar MHP ve HDP'nin performansına da bağlı.
Tabi ki bir günün bile çok uzun sayıldığı siyasette aylar sonrasına dönük daha sağlıklı yorumlar yapmak ancak bu kadar mümkün.
Ama İzmir'i temsilen Ankara'ya gönderdiğimiz 26 vekilin 15'nin 'ithal' sayılabileceği 7 Haziran'dan ders alınırsa daha yerli ve daha kentli vekillerin çıkması en büyük temennimizdir.
Her ne kadar ağır ülke koşulları siyasette de yerel meseleleri konuşmaya engelse de şu anda 'huzur ve güven' beklediğimiz yarınlarda kentin önceliklerini bilen sorunlarına vakıf vekillerin hatta bakanların İzmir' e koyacağı katkıson derece önemlidir.