Bugün CHP, Olağanüstü Kurultay topluyor. Ama bu öncekilerinden çok farklı bir şekilde. Her şeyden önce, bir önceki Kurultay hakkında devam eden soruşturma ve CHP’ye kayyum atama ihtimali, bu Kurultay’ın temel toplanma gerekçesi. Ama diğer taraftan parti içindeki çekişmeler de bu şekilde çözülebileceği de düşünülmektedir.
Yani Özgür Özel, Erdoğan rejiminin sivil darbe hamlesine, karşı bir hamle ortaya koyarken, hem Saray’a hem de parti içinde geçen Kurultay üzerinden muhalefet sürdürenlere karşı bir çözüm olarak bu kararı aldı.
Bu Kurultay’ın diğer önemli bir farkı da, üzerinden yerel seçim geçtikten sonra, eski delegeler ile toplanıyor olması. Bu yabana atılır bir fark değil. Şimdi kısaca buna değinelim.
Kongre ve Kurultaylar, ağırlıklı olarak belediye başkanları ve bazı delege ağalarının ağırlığı ile şekillenir. Belediye olanakları delege yapısını doğrudan etkiler. Profesyonel siyasetin kuralları gereği, kim kimin adamı ve kimler Parti Meclisine girecek, kimler MYK’ya alınacak, ilgi bunlar üzerine yoğunlaşır. Pazarlıklar bunlar üzerinden yürür.
Parti içi demokrasi, daha doğrusu parti içi mücadelede belediye başkanları derebeyleri rolü oynarlar. Buna nepotizm ve pre modern ilişki yapılaşmalarını da eklemeliyiz.
Ancak bu defa, yerel seçimde, yeni yönetim tarafından tasfiye edilmiş ve belli ölçüde oyun dışına itilmiş olan delege sayısı da önemli. Eğer ilçe ve il kongreleri yenilendikten sonra, Kurultay toplansaydı, yeni belediye başkanları ve yeni delege ağaları gündemde olacaktı. Oysa şimdi, eski delegeler ile yeni Kurultay yapılıyor.
Eski belediye başkanlarının önemli bir bölümünün Özel ve Ağbaba hakkında hiç de olumlu duygu ve düşüncelere sahip olmadığı malum. Onun için bir kısmı fırsat olsa, onların tekrar seçilmesini istemez. Ama öyle koşullarda Kurultay’a gidiliyor ki, şimdi Özel’e muhalefet etmek çok riskli.
Çarşaf liste olursa, Veli Ağbaba gibi kişiler için, aynı şeyi söylemek mümkün değil. Özel hazırlayacağı anahtar listede mutlaka Ağbaba’ya yer verir ama delegelerin ne kadarı, onu çizer bilmiyorum. Ağbaba bir örnek. Başkaları da buna maruz kalabilir.
İzmir’deki delege grubunun blok hareket etmesi mümkün değil. Nitekim delege toplantısında bile hem basına yansıyan Whatsapp yazışmaları hem de Özel için imza toplama sürecinde, gerilimler yaşandığı ortada.
CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay arasında tam bir uyumdan söz etmek mümkün değil. Eski delegeler içinde İzmir’in siyasi lideri olarak İl Başkanını takmayanlar olduğu gibi, Büyükşehir Belediye Başkanını da ciddiye almayanlar az değil.
Henüz yeni belediye başkanlarının etkisi ile ilçe, il kongreleri yapılmadığı için, eski delegeler, PM ve MYK’ya girecek adaylar için Özel’den ricacı olacaklardır. Bunların bir kısmı da Özel yerine İmamoğlu ziyaretlerini yaptı bile.
CHP çok uzun zamandır huzurlu bir parti olamamıştır. Bu Kurultay’ın da huzurlu geçmesi beklenemez. Bu defa açıktan mevcut başkana cephe almak şeklinde olmasa bile, liste savaşları yaşanacaktır.
Tabii ki, PM ve MYK’ya kimlerin gireceği konusundaki kararlar, liyakatten çok nepotizm ölçüsü ile oluşacaktır. Eş dost, akraba, bölgecilik ve mezhepçilik, siyasette en büyük hastalık ne yazık ki.
Eski belediye başkanlarının bir kısmının da, daha önceki delege ilişkilerine dayanarak yönetimde görev talep ettiklerini görüyoruz. Bakalım Özel, bu konuda ne yapacak? Muhtemelen toplumdan aldığı rüzgâra da güvenerek, yeni bir temizlik listesi hazırlayacaktır.
Ama çarşaf liste, yukarıda sıralamaya çalıştığım nedenlerle sürprizlere yol açabilir.