İktidar Partisi'nin yeni İzmir yönetiminin 'farklı' olduğunu daha kongre öncesi savunmuştum. Haklılığım yavaş yavaş ortaya çıkıyor. ’¶
İlk belirti, kongreden hemen sonra 2 Temmuz'da gazetelerde yer alan ilanda gizliydi. Sivas'ta 16 yıl önce hunharca yakılan 33 aydını anma ilanıydı Ömür Kabak imzasıyla gazetelerde yayınlan.
Ve katliamı 'insanlık suçu' olarak tarif ediyordu AKP İl Başkanı Kabak.
Kabak ve arkadaşlarının İzmir'in dilini konuştuğuna ilişkin ilk emareden sonra AKP yönetimi akılcı muhalefeti ve gayretiyle İzmir kamuoyunda saygın bir yer edinmeye başladı.
Sivil toplum ve basın ziyaretlerinde Ömür Kabak ve arkadaşlarının farkı hissediliyor, takdir ve saygı görüyorlardı. Farkları kullandıkları dilde gizliydi. İzmir'in dili…
'İzmir'i alacağız, fethedeceğiz, bayrağı dikeceğiz, başbakanımıza kentin anahtarını vereceğiz' yaklaşımının yerini CHP'ye oy vermiş İzmirli'ye saygı almıştı mesela.
Eski yönetimlerin acemiliği özellikle de 2 yıllık Aydın Şengül döneminin baskıcı tavrından eser kalmamıştı.
Eleştiriye açık, şeffaf bir yönetim anlayışı vardı onun yerine.
28 ilçe ve Büyükşehir'de CHP'yi iktidar yapan İzmirli'ye saygıyı öğrenmişler, ilk seçimde yerelde iktidar hedefine kilitlenmişlerdi.
Her ikisinde de 'inançlı ve samimi' bir duruş sergiliyorlar. Kavurucu yaz sıcağında köylü, esnaf ziyaret ediliyor. Küskünler barıştırılmaya, dağınıklık toplanmaya çalışılıyor.
***
Dedik ya İzmir'in dili diye. Sivas katliamına karşı konulan ilanlı tavırdan sonra ikinci ve bana göre daha büyük bir örnek yapılan bir başka davette gizli.
Sıkı durun.
AKP İl Yönetimi dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret'i İzmir'de konser vermeye davet etti.
Hem de bir ay önce Topkapı Sarayı'ndaki konseri sırasında 'aşırı sağcı gruplar tarafından' yapılan talihsiz gösteriden sonra.
Davet fikri İl Başkan Yardımcısı Bülent Delican'a ait. Destek İl Başkanı Ömür Kabak'tan.
Bu fikre karşı çıkanlar olmuşsa da Biret sonuçta resmen İzmir'e davet edilmiş.
Hem de AK Parti İzmir İl Teşkilatı tarafından.
Bilindiği gibi 14 Ağustos AKP'nin kuruluş yıldönümü. AKP İzmir İl Teşkilatı, kuruluş yıldönümünü dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret'in konseriyle kutlamak istemiş.
Düşünce güzel.
İzmir yönetiminin ortaya koyduğu bu ve benzeri girişimler, AKP'ye karşı İzmir'deki bakış açısının ciddi anlamda sorgulanmasını sağlar.
İzmirlinin 'yaşam tarzıma müdahale ederler' korkusuyla oy vermekten korktuğu AKP'ye karşı…
Sivas Katliamı'nı 'insanlık suçu' olarak tarif edip gazetelere ilan veren, Vakit Gazetesi'nin hedef gösterip, Alperen Ocakları tarafından tekbirlerle protesto edilen, hedef gösterilen cumhuruyet sanatçısı Biret, AKP İzmir İl Teşkilatı tarafından kente konser vermek üzere davet ediliyor. Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır.
Bu konuyu konuşurken Gönül Abla (Soyoğul)'un yorumu ilginçti. Demek ki bunlar İzmir'in kendine benzettiği AKP'liler.
Dediğim gibi İzmir'in AKP'ye ve AKP'lilere bakışını Ömür Kabak ve arkadaşları değiştirecek.
Ve CHP'nin tüm ilçelerde ciddi hatalar yaptığı düşünülürse bu değişim AKP hanesine hem de ilk genel seçimde artı yazacaktır.
Hem de epey artı…
Aranızdan 'takiyye bunlar' diyenler mutlaka olacaktır. Ve de ilk etapta böyle düşünmekte de haklısınız.
Ama hem Kabak'ı hem de Biret davetinin sahibi Delican'ı iyi tanırım. Aynı yönetimde il başkan yardımcısı olarak görev yapan Bilal Doğan'ı da…
Saydığım bu isimler düşündüğü gibi yaşayan, içi dışı bir politikacılardır. Yeri geldiğinde kendi partilerini de eleştirmekten geri durmazlar.
Yani çuvaldızı başkasına batırırken arada bir kendilerini de iğnelerler.
Yeniden İdil Biret davetine dönersek….
AKP'den gelen nazik davet, Biret tarafından aynı nezaketle geri çevrilmiş.
Türkiye'nin adını dünyaya taşıyan, sayısız ödüllerle dünya sanat tarihine adını yaşarken altın harflerle kazıyan İdil Biret, yaşadığı Topkapı protestosundan çok etkilenmiş.
Eylül'e kadar tüm etkinliklerini iptal etmiş.
Uzun lafın kısası sonunda İdil Biret'i de küstürmeyi başarmışız. Ama nazik davete teşekkür edip, sanata ve sanatçıya karşı duyarlılığın altını çizmiş Biret yanıtında.
AKP İzmir İl Yönetimi'ne teşekkür etmiş.
Delican'la konuştum.
Opera'ya, tiyatroya giden, sivil toplumla barışık, dahası İzmir'le barışık bir yönetim anlayışı ortaya koymaya devam edeceklerini söylüyor.
Kabak da eylem ve söylemleriyle bu anlayışı destekliyor.
Bu yönetim, bu anlayışla İzmir'de çok iş yapar. Benden söylemesi…
Talihsizlikleri 8. yılına giren iktidarın her alanda hissedilen başarısızlığı. Esnaf bitmiş, köylü batmış, emekli, maaş zammı bankamatikten alamamış, zam yağmuru sele dönmüş, üretim durmuş, işsizlik artmış…
Tüm bu olumsuzlara rağmen İzmir'in yeni yönetiminin çabaları takdire şayan…