Bağımsızlık savaşımızın önderi, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Büyük Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 86. yılında, anısı önünde saygıyla eğilelim.
Sonsuzluğa uğurladığımız günün yıldönümünde sevgiyle, özlemle, gönül borcuyla anarken, aynı zamanda tarihe ve insanlığa mal olmuş, eylemleri ve söylemleriyle dünyada saygınlık kazanmış, tüm yönleriyle örnek alınan bir önderi yetiştirmenin övüncünü ve coşkusunu da yaşamalıyız.
Atatürk, insanlığın sevgisini kazanan, tarihte ender karşılaşılan bir dahi, üstün bir kişilik, yenilmez bir komutan, büyük bir devrimci ve devlet adamıdır.
10 Kasım'larda, Atatürk'ü anarken önce onun şu sözlerini anımsamalıyız: 'Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.'
Bu sözle, sonsuza kadar yaşaması öngörülen Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde, Atatürk ilke ve devrimleri bulunmaktadır. Büyük Atatürk, ümmetten ulus, kuldan birey, bağnaz bir toplumdan çağdaş bir dünya devleti yaratırken üstün bir devlet adamlığı sergilemiştir.
Atatürk, karşı düşünceleri dinleyen, yoğun dikkat gösteren, soğukkanlı kararlar verebilen önderdir. O'nun kararları tarihin akışını değiştirmiştir.
O'nun en önemli niteliklerinden biri de karşısındaki düşman da olsa, insana saygıyı ilke edinmiş olmasıdır.
Bu konuda başvurulabilecek en önemli kaynak, Atatürk'ün gerçekleri kendisine özgü bir üslupla anlattığı Nutuk'tur. Nutuk, Cumhuriyet tarihini tüm yönleriyle ve ilk ağızdan Türk Halkına ulaştıran tarihsel bir belgedir.
Atatürk, Nutuk'un sonunda, '...Bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğumu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine, güvenle bırakıyorum' diyerek, 'Gençliğe Hitabesi'ni' okumuştur.
O, başka uluslara da yol gösteren savaşımı, reformları, başarıları, bilgisi, sevgisi, hoşgörüsü, barışçılığı, demokrat kişiliği ve öngörüleri ile insanlığın yetiştirdiği unutulmaz kişilikler arasındaki yerini almıştır.
Günümüz dünyanın her zamankinden daha çok barışa gereksinim duyduğu bir dönemden geçiyor ve burada da Atatürk'ün düşünceleri yolumuzu aydınlatıyor. Dünyada kalıcı barışın, huzurun ve güvenin sağlanabilmesi, ülkelerin bilinçli, duyarlı ve sorumlu yaklaşımlarını, başlatılan iyi niyetli girişimlerin desteklenmesini ve anlayış birliği içinde sürdürülmesini zorunlu kılıyor.
Ülkemiz Büyük Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkesini temel ve vazgeçilmez ilke olarak benimseyip, savunarak barışçı tutumuyla, dünyada büyük saygınlık kazanmıştır.
Sorunlarla dolu bir coğrafyada yer alan Türkiye, barış ve huzurun korunması, demokrasinin yerleşip, kökleşmesi için çabalarını bugün de sürdürüyor. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana, uluslararası alandaki anlaşmazlıkların karşılıklı saygı ve hoşgörü çerçevesinde, diyalogla çözümlenmesinden yana olan Türkiye, bölgede barış ve istikrarın sağlanması için tüm insanlığı işbirliği ve dayanışmaya çağırıyor.
Uluslararası Rotary 2440. Bölge'de geçmiş dönemde guvernörlük yapmış bir kişi olarak bu dönemin temasına uygun olarak bir kitap yayımladım: YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ Bir barış savaşçısı olarak Büyük Atatürk.
Kitabın tüm geliri Atatürk Barış Bursu'na aktarılıyor. Kitaptan edinmek isterseniz, Rotary 2440. Bölge Federasyonu ile iletişime geçmeniz yeterli.