Bornova-Naldöken’de yıllardır hava kirliliği sebebiyle gündemde olan çimento fabrikalarının akıbetinin ne olacağı belirsizliğini koruyor.

Vatandaşlar tepkili, kefen giyip sokaklara döküldü. Ama yine sözünü geçiremedi. İşletme çalışmalarını yıllardır ara vermeden sürdürmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz sene İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 1/25 binlik imar değişikliği ile sanayi alanından ‘kentsel yerleşik alan’ olarak belirlenmesinin ardından bakanlık koridorlarında hareketlilik başladı.

Uzun yıllardır bölgede faaliyet yürüten BATIÇİM fabrikasının alanın statüsünün değişmesi ve oluşan imar rantı sebebiyle işletme faaliyetlerini Söke’de bulunan Batısöke fabrikasına taşıma noktasında kulis çalışmaları yürüttüğünü öğrendim.

Fabrikanın halen 20-30 yıllık kullanım hakkı mevcut. Firma ömrünü tüketmediği ölçüde pek de alanda çıkma niyetinde olmayabilir. Belediye imar planları üzerinden pas atmış. Bunu gole çevirmek artık bakanlığın elinde…

Peki bu nasıl olur?

Şirket-belediye-bakanlık konsensüsü ile yapılacak olan 1/5 bin’lik, 1/1 bin’lik planlar ile bu alan kentin ihtiyacı olan sosyal konut ihtiyacını karşılayabilir. İşletme ise kendi hakkı olan bölgede lüks konutlar inşa ederek çok istediği “azami kar”ını alıp bölgeden çekilebilir. Ya da varsa daha makul öneri bu gündeme getirilebilir.

Gaziemir’deki radyasyonlu fabrikanın temizliği konusunda yıllar sonra ciddi adımlar atılması önemli bir gelişme… Aynı duyarlılığı çimento fabrikası konusunda da siyasetçiler, belediye başkanları göstermek zorunda…

Bu fabrika artık şehrin içinde… Bölgedeki yerleşimlerde başta KOAH olmak üzere solunum yollarına bağlı olarak hastalıklarda büyük artış var. Rüzgar kopsa deyim yerindeyse Kordon’daki rakı-balık sofrasına çimento külü düşüyor.

Naldöken’de vatandaşlarla yaptığım görüşmede ise bir vatandaş şunları söylüyor: “Gece dışarıya çamaşır asıyorum, sabah aldığımda üstlerinde bembeyaz toz var”

Bu fabrikalar bölgeden kalkarsa ne olur diye hayal edelim?

-Hasta sayımız azalır, insanımız ölmez.

-Daha sağlıklı bir hava soluma şansımız olur.

-İzmir’in dağlarında çiçeklerin, meyvelerin üzerine çimento tozu konmaz.

-Kentin ihtiyacı olan sosyal konutlar ile barınma sorunu için bir nebze olsun adım atılır.

-Büyük hayallerle İzmir’e gelen ancak kentin girişinde çimento fabrikaları ile karşılaşan vatandaşların hayal kırıklığı “bir nebze” engellenebilir.