Yeni mezun hekimlerimiz Avrupa yollarında…

Çözüm bulunamıyor, beyin göçü durdurulamıyor.

Sağlık bakanlığımız ise bununla ilgili bir 'çözüm' bulmuş.

Geçtiğimiz günlerde İzmir'de sığınmacılara hizmet verecek iki ayrı sağlık merkezinin kurulacağını duyurmamızın ardından bir okurumuz bize ulaştı. İzmir'de bulunan Yeşilyurt Hastanesi'nden bir profesörden randevu aldığını ancak profesör yerine yabancı uyruklu bir doktorun tedavisine girdiğini, dil sorunu sebebiyle kendisiyle anlaşamadığını ve tedavi olamadığını söyledi.

Normal şartlarda yabancı uyruklu doktorlara dil vb yeterliliklerin sağlanması durumunda özel hastanelerde ve tıp merkezlerinde çalışma izni veriliyor. Ancak yaşanan olayın bir devlet hastanesinde yaşanmasını sordurmak istedim.

Konuyu Birlik Sağlık-Sen Başkanı sayın Ahmet Doğruyol'a sordum. Doğruyol, son dönemde tıp eğitimi almış yabancı uyrukluların Türk vatandaşlığına geçirildiğini ve bu yöntemle devlet hastanelerinde hizmet verilmeye başlandığını söyledi.

Eski bakan Fahrettin Koca, geçtiğimiz yıl, Suriyeli sağlık çalışanlarının sözleşme ile istihdam edildiğini ve maaşlarının fonlar tarafından ödendiğini açıkladığını hatırlatmak isterim.

Sığınmacı sağlık çalışanlarının vatandaş yapılarak devlet hastanelerinde istihdamı sağlanıyorsa bu oldukça sakıncalı bir durum… Çünkü insan kendisine şifa verecek iyi bir hekim bulmak ister. Devlet hastaneleri isteneni veremezse bu kez şansını özelde denersin. Tabi paran varsa…

Aralarında pek tabi iyi hekimler olabilir. Ancak bu memlekette kimse dil ve kültürel sebeplerden dolayı yabancı uyruklu bir doktordan randevu almaz. Hastaneye gidersiniz, profesörün işi çıkmış, bir bakmışsınız karşınızda Afgan doktor var. Şok yaşarsınız. Ki okurumuzun da yaşadığı olay tam da bu…

Türkiye son dönemde tıp fakültelerinden mezun olan gençlerini yurt dışına kaptırıyor. Dil kursları hiç olmadığı kadar müşteri topluyor. İzmir Tabip Odası, iyi niyet mektubu almaya çalışan gençlerin uğrak noktası durumda… Vize merkezi gibi çalışıyor. Onlara daha iyi koşullar sunmak, onların meslek haysiyetlerine ve onurlarına sahip çıkmak ve onları geri döndürmek yerine yabancı uyruklu doktorları vatandaş yapıp kalıcı bir şekilde hizmet vermelerini sağlamak kaybı durdurmaz, daha da arttırır. Şu an yaşadığımız doktor göçü olsa olsa fragman olur.

Gidenlerin yerini Suriyeli, Afgan hatta Nijeryalı alıyor.

Türkiye hak etmediği bir gerileme yaşıyor.

'Beni Türk hekimlerine emanet edin' diyen Atatürk'ün kurduğu ülkede ahval budur.