Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu.

Yıllarca CHP içerisinde çapaladı. İlçe başkanlığından, il başkanlığına ve belediye başkanlığına uzanan bir siyasi kariyerine Türkiye rekorunu sıkıştırdı.

Yüzde 80'lik oyla başkan seçildi ve 3,5 yıllık sürede dur durak bilmeden kentin sorunlarına eğildi.

Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Muhittin Akbel ve Ender Aldanmaz'dan oluşan Egedesonsöz ekibi olarak Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin'le buluştuk.

Narlıdere'nin kurulduğu yer olan Yukarıköy, ilk durağımızdı. 250 yıl önce, bugünkü Narlı mahallesi içinde bulunan Yukarıköy'deki yenilenmeye tanık olduk. Bu bölgede tarihi değere sahip 80 ev restore edilmiş. O kadar güzel olmuş ki, gözlerimize inanamadık. 60 milyon liraya yapılamayacak restorasyonu, 25 milyon liraya yaptırmayı başarmış Ali Başkan...

Yukarıköy'den başlayan mahalle ziyaretlerinde gördük ki, Belediye Başkanı Ali Engin, ilçe halkı tarafından çok seviliyor. Yüzde 80 oyla başkan seçilmesi boşuna değilmiş meğer. Kahvede oturanlar oyunlarını bırakmışlar, başkana 'hoşgeldiniz' demek için ayağa kalkmışlar, ceketlerinin düğmelerini ilikliyorlar. Kadınlar, o naif üsluplarıyla Ali Bey'e dertlerini, taleplerini anlatıyorlar. Ali Engin, herkesi dinliyor.

3 kilometrelik, şehrin bir başından öteki ucuna kadar giden bisiklet ve yürüyüş yolunda yürüyoruz. Beşinci anaokulunu açtıklarını, toplam 400 çocuğun faydalandığını, aldıkları ücretin yemek dahil 1100 lira olduğunu söylüyor Başkan... Yine Yukarıköy'de bulunan mandalina bahçesini satın aldıklarını, mayıs ayına kadar orasını da göz kamaştıran bir park haline getireceklerini ifade ediyor. Metronun ilçeye gelmesiyle birlikte esnafın lokmasının büyüyeceğini belirten Başkan Engin, 240 motor yat kapasiteli Narlıdere Port projesinin, sadece Narlıdere'nin değil İzmir'in en özel projelerinden biri olacağını sözlerine ekledi.

1,5 KİLOMETRE ÖTEDE, BİR DOÐA HARİKASI
Biz sözü daha fazla uzatmayalım, sözü Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin'e bırakalım:

'Çok güzel işler yaptık. Mesela Narlıdere Belediyesi Çocuk Senfoni Orkestrası var. 2019'da kuruldu bu orkestra. 70 çocuğumuz, sanata yolculuklarını sürdürüyor. 27 Ekim'deAhmed Adnan Saygun'da konser verecekler. Yukarıköy Sokak Sağlıklaştırma Kentsel Tasarım Uygulama Projesi kapsamında, tarihi bölge, aslına uygun haline getiriliyor. 2020 Eylül'ün de Valiliğin de katkılarıyla başlatılan restorasyon çalışmaları, tescilli 60 olmak üzere ekleriyle birlikte 122 binada devam ediyor. Restorasyon çalışması tamamlandığında Yukarıköy, turizme de hizmet verecek. Bisiklet ve yürüyüş yollarımız, ilçe halkının hayatına renk kattı. Çatalkaya Dağı'nın eteklerinde, Ali Onbaşı Deresi'nin çevresinde İzmir'in en modern sosyal donatı alanı olan Park Orman Tesisleri'ni açtık. İnsanlar burada açık büfe kahvaltı yapabiliyor, alakart restorandan faydalanabiliyor. Bahar aylarında yazlık sinema bile var burada. Şehrin 1,5 kilometre uzağında bir doğa harikası burası. Çim konserleri bile yaptık. Eskiden işgal altında olan yerleri ilçeye kazandırdık. Kameralarla güvenliği sağladık.'

SOKAK SAÐLIKLAŞTIRMA ÇALIŞMALARINDA BÜYÜK BAŞARI
Güngören Caddesi, Barış Sokak ve çevresinde yapılan sağlıklaştırma çalışmalarıyla bu bölge yaya kullanımına açılmış, yeni bir çarşı oluşturulmuş. Başkan Ali Engin ile birlikte ara sokaklardan geçerken, oraların da birer sanat eseri haline geldiğini görüyoruz. Orada 1935'de yapılmış bir Atatürk büstü var. Yolu genişletmek gerekince, büstün yerini değiştirme zorunluluğu doğmuş. Sonuçta o değerli Atatürk büstü, doğal mermeriyle birlikte yolun kenarına tekrar monte edilmiş. Sahil Evleri'ndeki denize nazır Mandalin Kafe'de çay molası verdiğimizde, burasının mezbelelik bir yerken, yaptıkları projeyle Narlıderelilerin buluşma noktası haline geldiğini anlatıyor Ali Başkan. Sokak Sağlıklaştırma çalışmalarında, Ali Başkan'ın mimar olan eşi İlke Hanım'ın çok büyük katkıları olduğunu öğreniyoruz. İlke Hanım ayrıca, SlowFood Hareketi'nin lideri durumunda. Üretici kadın kooperatifinden de söz eden Başkan Ali Engin, 'Şantiyeyi askeriyenin arka kısmına taşıyoruz ve 30 bin metrekarelik bir büyük park daha yapıyoruz. Pir Sultan Abdal Parkı'nı Büyükşehir'in katkılarıyla yapacağız. Bir yıl içinde bitirmeyi amaçlıyoruz. İnsanların beni sevdiklerini biliyorum. Çünkü onları dinliyorum ve yerine getiremeyeceğim sözü vermiyoruz. Şehir'le ilgilenmezsen, tozunu toprağını almazsan, orada yaşayamazsın, orayı yaşatamazsın. İlgilenmek, sorunları çözmek, ihtiyaçları gidermek lazım. '

HİÇBİR YERDE FOTOÐRAFI, HATTA ADI YOK; ÇÜNKÜ…
Narlıdere'yi gezerken, hiçbir yerde Belediye Başkanı Ali Engin'in resmini, hatta ismini bile göremeyince sorduk: 'Ali Bey, bilboardlarda bile yaptığınız projelerde adınız yok, fotoğrafınız yok. Neden?' Aldığımız yanıt şöyleydi:

'Belediye başkanlığı, siyaset yeri değildir. İş yeridir, hizmet yeridir. Vatandaşa, demokrasiye saygının gereği bunu yapıyorum. Belediye başkanlığı, vatandaşın bizi oylarıyla getirip oturttuğu, büyük bir onurdur. Kişileri öne çıkarmak yerine hizmetleri, projeleri, öne çıkarmak lazım. Kurumun ve yapılan projelerin öne çıkarılması bence daha etik bir şey. Sonuçta bir kamu görevi yapıyoruz. Belediyenin kurumsal kimliğini geliştirmek, başkanların görevidir. Beş yıl olur, 10 yıl olur, 15 yıl olur. Siz gidersiniz ama yaptıklarınız yüz yıllarca kalır. Belediye başkanı anılmak istiyorsa bugün ve gelecekte, hizmetleriyle anılmalı. Yaptıklarımızla anılmalıyız. Vatandaşlar, hayata geçirilen projeleri bilse yeter. Kimin yaptığı önemli değil. Belediyenin, belediye başkanının yaptığını bilirler zaten. Onun gözünün içine sokarak, bunu ben yaptım, demek doğru değil. Otobana giriş kavşağının olduğu yerde koca bir bina var ve o binanın cephesine Pir Sultan Abdal Parkı'nın tamamlandığındaki halini gösteren bir resim koyduk. Orada bile ismim yok. Hiçbir yerde bulamazsınız. Çünkü Ali Engin adının, kurumun önüne geçmesini istemiyorum. Vatandaşa projeni anlat, bilgilendir, parkı tanık, projeyi tanıt; kendini tanıtmana gerek yok. Mesela makam masamı kaldırdım. Bunu popülizm olsun diye yapmadım. Sen makamında oturacaksın, vatandaş gelecek, senden bir metre aşağıda oturacak! Hepimiz eşitiz ve belediye başkanının odası da çalışma ofisidir. Misafirlerimizle aynı göz hizasında oturmaktan büyük keyif alıyorum, büyük mutluluk duyuyorum. '

YÜZDE 90 OY ALIRIZ
Belediyenin altındaki mağazanın tahliyesinden sonra 1500 metrekarelik alan kazandıklarını, belediyenin birçok birimini zemin kata taşıyacaklarını belirten Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, 'Yakında bir zamanda belediye binası yetmez hale gelecek. O yerin kazanılmasıyla, 20 yıllık ihtiyacı karşılamış olduk. Mayısa kadar zemin kata yerleşmiş oluruz' dedi. Kapısının her zaman herkese açık olduğunun altını çizen Bakan Ali Engin, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde Narlıdere'den Millet İttifakı adayının yüzde 90 oy alacağı iddiasında bulunuyor, 'Yerelde AK Parti ile MHP yüzde 15 almıştı. Şimdi Cumhur ittifakının oyu yüzde 10'a düştü Narlıdere' diyor ve ilçesini anlatmaya devam ediyor:

'Seçim öncesiydi. Belediyenin arkasında Huzur mahallesi var. Gittik oraya, kömürlükte toplantı yaptık. Başkanım, burasını dükkan olarak kullanabilir miyiz, dediler. Neden, dedim. Mahallemizde market yok, pazar yeri yok, manav yok, hiçbir şey yok, yanıtını aldım. Seçildik, bir arsa bulduk. İnşaatını Migros'a yaptırdık. Bir kısmını Narlıdere kadın kooperatifine verdik. Migros geldi, mahallenin en büyük ihtiyacı karşılanmış oldu. Halk bizi davul zurnayla karşıladı. Arsa başkasının, para Migros'un, hizmet vatandaşa… Yapmak istersen, çare çok. Yaptığımız işleri bugün yapmaya kalksanız, 200 milyon, hatta 250 milyon liraya yapamazsınız. Biz 50-60 milyon liraya mal ettik. Kendi ekiplerimiz yapıyor büyük kısmını. Pir Sultan Abdal Parkı mesela 55 milyon liraya mal olacak. İller Bankası'ndan gelen paramızın yüzde 40'ını, 50'sini kesiyorlar. Buna rağmen projelerimizde aksama yok.'

HER SİYASETÇİNİN, ÜLKEYE, TOPLUMA HİZMET ETMEK GİBİ İDEALİ OLMALI
İl Başkanlığı görevinde de bulunan Ali Engin'e, tanıtım afişlerine fotoğrafını koydurmaması, adını bile yazdırmaması nedeniyle soruyoruz, 'Ali Engin, belediye başkanlığında neden politik değil?' diye. Başkan Engin, şunları söylüyor:

'İl başkanlığı siyasi bir görev, icracı bir görev değil. Her siyasetçinin ülkeye, topluma hizmet etmek gibi bir ideali olmalı. Bunun için yapılır siyaset. Bana da böyle bir fırsat doğdu; siyaset yerine, hizmet etme imkanı doğdu. Şehrin güzelleşmesi, zenginlemesi, kalkınması, şehirleşmesi, konforlu hale getirilmesi gibi çalışmalar yaptık. Şehircilik adı üstünde. Yollar, meydanlar, anaokulları, belediye hizmet alanları, vatandaşların ihtiyaçlarını yerine getirmek gibi. Burada ideoloji yoktur. Politik bakmak, geçmişteki kötü alışkanlıklardan geliyor bence. İktidara geldin Cumhurbaşkanı oldun, bakan oldun, ülkenin ekonomisini, tarımını, kültürünü, adaletini, sağlığını düzeltirsin.Genel siyasette bile ideolojik bakış azaldı. Siyasette ideolojik bakmanın tıkandığını, altılı masanın da bu sebepten oluştuğunu görüyoruz. Eskiden beş partinin değil, iki partinin bir araya gelme şansı yoktu. Kaynakları doğru kullanma, şehrin önceliklerini doğru belirleme, kararlarda katılımı sağlama, çok önemli. Çarşı esnafıyla bir sene toplantı yaptık mesela, sokak sağlıklaştırma çalışmalarında. Hiç kimseden tık çıkmadı. Bağırtı çağırtı olduysa, başta oldu, o da iletişimsizlikten… İşler ilerledikçe herkes biliyordu ne olacağını. Toplum yararına siyasetten yaranayım. Biz belediye başkanları kamu görevini yapıyoruz. Kullandığımız kaynaklar kamu kaynağıdır. Vatandaşlardan topluyoruz vergileri ve hizmet ediyoruz. Vergiler ne kadar yerinde kullanılırsa, gelecekte de o kadar az vergi ödersin, belediyeyi daha az borçlandırırsın.'

PANDEMİDE BOŞ DURMADIK, YATIRIM YAPTIK
Göreve başladığının daha beşinci günü bir mimar arkadaşını çağırıp projelere daldıklarını anlatan Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, 'Pandemide çok projeyi hayata geçirdiğinize göre, krizi öngörmüş müydünüz?' sorusuna, şu yanıtı verdi ve şu değerlendirmelerde bulundu:

'Krizi öngördüğüm söylenemez. Ancak şunu bilirim ki, ilk kez seçilmek, her zaman avantajdır. Seçmen sana kredi açar. Çok yüksek oyla seçmiş seni. Yeni gelmişsin, enerjiksin. Eğer hızla, vatandaşın istediği beklediği hizmetleri iki yılda yapamazsan, beklentilerini iki yılda yapamazsan, işin zor demektir. Bu herkes için geçerlidir. Ben de dedim ki, pandemi bir şekilde bitecek. Parti ve vatandaş pandemi bittiğinde bize, ne yaptınız diye soracak. Göreve geldiğimde hemen işe başladım. Gördüğünüz işlerin hepsini, pandemi sürecinde yaptık. Göreve başladığımın beşinci gününde Pir Sultan Abdal Parkı'nın projesini planladık. Pandemi geçsin diye bekleseydik, parkın imar planını çıkaramazdık bugüne... Hızlı hareket etmek lazım.'

BELEDİYELERE YETKİ VE KAYNAK VERİLSİN, BORÇLANMA YASAKLANSIN
Başkan Ali Engin, yatırımları anlatırken, belediyecilikle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu:

'Araç filomuzu güçlendirdik. Yeni mülkler kazandırdık belediyemize. Yatırımlar yaptık. Yatırımlarımız 100 milyon lirayı bulmuştur. Borcumuzun ise tamamı kamuya. Piyasaya hiç borcumuz yok. Belediyelerin mülklerine, borçlarından dolayı devlet haciz koydu. Tüm belediyelerin SGK, vergi borçları var. İcra geldiğinde devlet, sizin haciz koyduğu arazinizi satmıyor, sadece tedbir amaçlı elinde bulunduruyor. Biz de o kapsama girdik. Zaten her ay yüzde 40, bazen yüzde 50 oranında paramız kesiliyor. AK Partili belediyeler de var, onlar da hacizli. Borçlarımızı ödüyoruz. Bazen ayda 2 milyon lira kesiliyor. Bazen 3 milyon lira alıyoruz, bazen 4 milyon lira. Geçmişten gelen borçlarımız var. Şunu söyleyeyim, bu kadar gelirle, bu kadar büyük sorumlulukla belediyeler yürümez. AK partili belediyeler de yürümüyor. Onlara başka yardımlar yapıyorlar, araç yardımı, arazi tahsisi, proje desteği gibi. Sorunun kökten çözülmesi için gelirlerin mutlaka artması lazım. Belediyelere yetki ve kaynak ver, aşırı borçlanmayı engelle. 200 milyon liralık bütçesi varsa, 600-700 milyon lira borcu olan belediyeler var. Kendi yaptığımız işler nedeniyle belediyeye kazandırdığımız para en az 200 milyon liradır. Değersiz arazileri değerlendirip yatırıma dönüştürerek çok önemli değerlere sahip olduk.'

MİLLETVEKİLLİÐİ VE KARŞIYAKA BELEDİYE BAŞKANLIÐI, O ZAMANIN HAYALLERİYDİ
2019 seçimlerinde Karşıyaka Belediye Başkanlığı için aday olan, adı daha sonra Çiğli adaylığı için geçen Ali Engin, 'Karşıyaka'ya başkan olmak istediniz, milletvekili olmak istediniz ama Narlıdere Belediye Başkanı oldunuz. Milletvekili olma hedefiniz devam ediyor mu?' sorusuna içtenlikle cevap verdi:

'O dönemin koşullarında milletvekili adayı oldum. Önseçimde iyi oy aldım, 7. sıraya geldim. Seçilemedik. Sonra Karşıyaka Belediye başkanlığına talip oldum. Parti Narlıdere'yi uygun gördü. Şimdi buradayız, Narlıdere'yiz. Onlar, o zamanın hayalleriydi. Etik olarak da öyle, siyaseten de öyle. Görevimiz bitmeye yakın, altı ay kala, oturup düşüneceğiz. Narlıdere'ye devam eder miyim, etmez miyim, vatandaş bizi istiyor mu, parti istiyor mu? Bunları konuşmak için erken. Milletvekili seçimleri zaten 8-9 ay sonra yapılacak. Görevdeyken, ben milletvekili adayı olacağım demek, doğru değil. Böyle bir şeyi etik bulmuyorum. Aday olunacaksa, belediye başkanlığından istifa etmeniz lazım. Etik olarak, önce buraya karşı, yani Narlıdere'ye karşı sorumluluğumu yerine getirmem lazım. Bir ihtimal, yorulursun, sağlık sorunların olur, benden bu kadar dersin. Parti seni aday yapmaz, her şey olur. Dolayısıyla erkenden ben adayım demeyi doğru bulmuyorum.'

KARAR GECESİNDE NELER YAŞADI?
Ali Engin, Parti Meclisi'nde adayların konuşulduğu gece yaşadıklarını, Narlıdere dediklerinde neler hissettiğini, tatlı bir tebessümle andı:

'Narlıdere dediklerinde şaşırdım mı? Gerçekten çok şaşırdım. 10 tane ilçe sayabilirdim, 10 ilçe arasında Narlıdere hiç aklımda yoktu. Burası nasip oldu. Hiç aklımdan geçmeyen bir yerdi. PM'den Çiğli çıkmıştı bana. İzmir'e geldim. Bir vakitte telefonum çaldı. Utku Gümrükçü'yü Narlıdere'ye vermişlerdi. PM'de son anda Utku'nun Çiğli'ye aday yapılacağı, benim de Narlıdere'ye verileceğim bildirildi ve biz de Narlıdere'miz için çalışmaya başladık, CHP'li belediyeler arasında rekor oyla halkımızın takdiriyle rekor oyla göreve geldik.'

HER BELEDİYE BAŞKANI, ADAY GÖSTERİLMEMEYE HAZIR OLMALI
Ali Engin'e, 'Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini görmeden başkanlar, bir sonraki dönem için adaylıklarını gündeme taşıyorlar. Ali Engin de ikinci dönem için aday olur mu, Ali Engin aday gösterilir mi diye de merak ediliyor. Bu konuyu açalım mı?' dedik:

'Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminin sonuçları, doğal olarak, hem parti içi hem genel siyaseti etkileyecektir. Bunun etkisini görmeden, yerel seçimle ilgili pozisyon almak, adaylıkla ilgili kurgu yapmak yanlış. Gerçekçi olmaz. Orada çıkan tablo belirleyecek her şeyi. Belediye başkanı arkadaşların adaylıklarıyla ilgili şimdiden açıklama yapıyorlar? Ben işimi çok iyi yapıyorum, projeleri devam ettirmek istiyorum, gibi gerekçeleri var. Beş yılda bitmeyen projeleri olabilir. Doğrudur. Haklı bir gerekçe olabilir kendileri açısından. Makul süre, düzgün bir yönetim anlayışı varsa, iki dönem yeter diye düşünüyorum. Üç, fazladır. Diyelim ki, ilk dönemde doğru düzgün bir başarı yok, ikinci dönemde o işleri yapacağım diye açıklıyorlar gerekçelerini. Bunun da inandırıcılığı yoktur seçmen bazında. İşini yapmışsındır ama bazı projeler bürokrasi nedeniyle, kaynak yetersizliği nedeniyle olmamıştır, o zaman bir dönem daha görev verilsin, bunları tamamlasın, denebilir. Ben Narlıdere Belediye Başkanı olarak, kentsel yenileme dışında tüm projelerimizi bu dönemde tamamlayacağımızı söyleyebilirim. Hakikaten, hepsini bitireceğiz. Belki yat limanı bitmeyebilir. Bu adaylık konusu, başkan arkadaşların gönlüne göre olmayabilir. Bunu geçmişte çok yaşadık.Bence her siyasetçinin, aday gösterilmemeye hazır olması lazım. Her siyasetçinin aklında bu ihtimal olmalı. Belediye başkanlığında, özel sektör gibi, bürokrasi gibi hiyerarşi veya kıdem atlama söz konusu değildir. Eğer aday gösterilmemeye hazır olursanız, daha az travma yaşarsınız en azından. Başkan olduğunuzda esas mesleğinizi bırakmamanız lazım.'

ALTILI MASADAN BİRİ CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAKSA, KILIÇDAROÐLU OLMALI
Narlıdere Belediye Başkanı ve CHP eski İl Başkanı olarak Ali Engin, altılı masayı değerlendirdi:

'Altılı masa yaklaşık üç yıldır topluma ciddi taahhütlerde bulunuyor. Buradan geri dönüş olmaz. Çünkü güçlü bir iradeyle topluma ciddi bir umut verdi, liderlerin tamamı. Aday yüzünden bu masanın dağılması söz konusu olamaz. Oradan tek aday çıkacak. Ya liderlerden biri olacak, ya da liderlerin desteklediği dışarıdan birisi. Bana göre dışarıdan olmamalı ama böyle bir ihtimal de var. Önemli olan uzlaşma. Liderlerin vatandaşın arasına girip yaşanan tabloyu açık açık ortaya koymalarının, esnafın sorunlarını gündeme taşımalarının sonuçları, altı ay öncesine göre bugün, çok daha etkili diye düşünüyorum. Artık liderler uzlaşılmış metinle çıkıyor, vatandaşın karşısına. Eğitimle, adaletle, sağlıkla, ekonomiyle, ulaştırma, altyapı, sosyal güvenlikle ilgili aynı söylemleri dile getiriyorlar. Kendi parti programlarını askıya aldılar. Daha önce, bu altı parti nasıl anlaşacak gibi bir kaygı vardı. Artık böyle bir kaygı yok. Vatandaş da ikna olmuş durumda. Her partili, kendi genel başkanının Cumhurbaşkanı olmasını ister. Biz de CHP'liler olarak gönlümüzden Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olması geçiyor. Genel başkanımızın da dediği gibi, cumhurbaşkanı adaylığı, uzlaşma sonucu belirlenirse, daha kıymetli olacak. Masadan biri olacaksa, Kılıçdaroğlu olmalı. Altılı masa kesinlikle dağılmaz. Kılıçdaroğlu aday olsa, yine dağılmaz.Kemal Bey'in fedakarlığıyla buraya gelindi zaten.'

KEMAL KILIÇDAROÐLU ADAYLIÐINDA HERHANGİ BİR RİSK YOK
Kılıçdaroğlu'nun adının, Mansur Yavaş e Ekrem İmamoğlu'ndan sonra değerlendirilmesiyle ilgili olarak Ali Engin'in yorumu şöyle:

'Adaylar ikiye düştüğünde, yani Erdoğan'la birlikte Millet İttifakı'nın adayı netleştiğinde durum farklı olacaktır. Bugün, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyenler, eğer aday belirlendiğinde, o aday kim olursa olsun, o isme kanalize olacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu aday gösterilirse, bugün Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu olsun diyenler, Kemal Kılıçdaroğlu neden aday oldu demeyecek, tam aksine desteğini Erdoğan'ın karşısındaki Kılıçdaroğlu'na verecektir. Kılıçdaroğlu'nun adaylığında herhangi bir risk görmüyorum. Ancak uzlaşının önemli olduğunu söylemek istiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu, altılı masanın kriterlerine uygun bir adaydır.'

2 MİLYON İNSAN O GECE GÜNDOÐDU'YA TARKAN İÇİN Mİ GİTTİ?
Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin'e, iktidarın 'Barışın İkinci Yüzyılı' afişi ve 9 Eylül kutlamalarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in konuşması nedeniyle çıkan tartışmaları ve eleştirileri hatırlatıyoruz. Bu süreçte Millet İttifakının içinden çatlak sesler duyulduğunu belirterek, seçimden sonra Millet İttifakı'nın geleceğini soruyoruz. Engin, Barış afişi ve 9 Eylül tartışmalarıyla ilgili şunları söyledi:

'Seçimler yaklaşırken, iktidarın Barış afişi ve 9 Eylül kutlamalarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in sözlerine tepki gösterdi. Şunu unutmamak lazım, altılı masa, başkanlık sistemine göre, koalisyonu önceden yapıyor. İktidar partisi de MHP ve BBP ile birlikte. Neden? Yüzde 51'i bulmak için. Altılı masa neden kuruldu? Sistem gereği. Bizim iddiamız, sistemi değiştirmek üzerine kurulu. Eski parlamenter sistem de aslında iyi bir şey değildi. Geliştirilmiş parlamenter sistem diyoruz şimdi … Bu sıkışmışlık ortamında böyle bir model geliştirildi. Altılı masa dağılır mı? Bence dağılmaz, böyle bir risk görmüyorum. 20 yıl öncesinin siyasi korkularıyla yaşamamak lazım. Altılı masa, seçmenle demokrasi, özgürlükçü laiklik, hukuk devleti gibi düşüncelerde ortak düşünüyor. Hiçbiri laik karşıtı söylemde bulunmuyor. Hiçbir partinin bu konuda kaygısı yok. Ekonomiyi devletleştirelim deniyor. Bu konuda hiçbir partinin kaygısı yok. Türkiye de eski Türkiye değil, seçmen de eski seçmen değil. Altılı masayı, eski korkularla, travmalarla görmemek lazım. Geçmiş parametrelerle altılı masayı değerlendirmek doğru değil. 9 Eylül tartışmasına gelirsek… Oradaki büyük kalabalık, iktidarı biraz ürküttü. O kadar beklemiyorlardı bence. Oradan bir kutuplaşma yaratmak her zaman daha kolaydı. Bu kalabalığı anlamayı tercih etseler, durum farklı olurdu. İktidar, neden Gezi oldu, onu da anlayamamıştı. Bayburt dışında her yerde Gezi tepkileri oldu. Dış güçler bu kadar mı güçlü arkadaş? O dönemde ben İl Başkanıydım. 35-40 gün oradaydım. Kimse bana dış güçlerden bir şey fısıldamadı kulağıma. Gündoğdu Meydanı'na 2 milyon insan, sadece Tarkan için mi gitti? Tarkan, ancak vesile olmuş olabilir. Tarkan, bir yaz konseri yapsaydı, bu kadar insanı toplayabilir miydi? Tunç başkanın konuşmasına tepki gösterdiler. O konuya girmek bile istemiyorum, babasının üzerinden vurmaya kalkıştılar. Tunç başkan, o konuşmayı, tartışma olsun diye yapmadı. Böyle bir tartışma da beklemiyordu. O bilinçle yapılmış bir konuşma değil. İyi niyetle söylenmiş sözlerdi. Adam saltanatını korumak için İngilizlerle işbirliği yapıyor. Bunun neresi yalan? Tunç Başkan, kültürlü, donanımlı bir insandır. Barış afişi meselesi. Toplumsal hafızada kaldı mı? Sıfır! Birkaç gün sonra 9 Eylül tartışması da unutulup gidecek.'

HERKESİN TARZI FARKLIDIR
Ali Engin, 'Tunç Soyer'in yerinde siz olsaydınız, o konuşmayı yapar mıydınız?' sorusuna net yanıt verdi:

'Herkesin tarzı farklıdır. Ben mesela pek çok kişinin yaptığını yapmam, pek çok kişi de benim yaptığımı yapmaz. Bir merhaba derdim, 100. Yılı kutlar, halkı selamlar çekilirdim. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, nitekim öyle yaptı, halkı selamladı, o kadar. Küçük bir kelime üzerinde menfi şeyler olabilirdi. Şu da bir gerçek ki, iktidar partisi son dönemde stratejisini İzmir üzerinden değil, Tunç Soyer üzerinden kurmuş durumda. Kişilik haklarına kadar ileri gittiler.'

MÜTEAHHİTLER, NARLIDERE'DEKİ DÖNÜŞÜME SEVE SEVE GELİR
Narlıdere'deki kentsel dönüşüm sorununa da masaya koyduk. Narlıdere'yi, müteahhitlerin isteyeceği bir ilçe olacağını öne süren Başkan Ali Engin, 'Kentsel dönüşüm Narlıdere için kaçınılmaz bir şey. Kentsel dönüşümün en büyük sancısı, finansmandır. Ben önümüzdeki dönemde Narlıdere'de Belediye Başkanı olurum veya olmam; İzmir'de en sağlıklı, en erken dönüşecek ilçe, Narlıdere'dir. Neden? Gayrimenkul değeri açısından yüksek bir yer de ondan! Haliyle burada kentsel dönüşüm yapmak isteyenler müteahhitlerden talep gelecektir. Narlıdere'de süreç daha hızlı ilerleyecektir. Şu ana kadar Narlıdere'de imar planları yapılmadığı için kentsel dönüşüme başlanamadı. Yaptığımız plana itiraz edildi. İmar planı olsaydı, Narlıdere çoktan dönüşürdü. İmar planı yapmak da yetmez, hak sahipleriyle uzlaşmak da lazım.'

GÖREVE GELDİÐİMDE GIDA KOLİSİ VERECEK KİMSE YOKTU; BUGÜN…
Başkan Ali Engin, ekonomik krizin Narlıdere'ye yansımalarını şu sözlerle anlattı:

'Ülkemizde ciddi bir ekonomik kriz var. Ekonomik krizin Narlıdere'yi de vurdu. Bana göre en mağdur kesim esnaf, ikincisi ise genç işsizler. Yüzü gülen esnaf yok. Esnafın dünya kadar borcu var. Bana her gün en az 10 genç işsiz geliyor, iş istemek için. Türkiye'de bugün 10 milyon üniversite öğrencisi var. Ezbere yapılmış bir sistem. Almanya'da 3 milyon üniversite öğrencisi var. Biz üniversitelerimiz sayısal olarak çok diye övünüyoruz! Oysa çocuğu, anneyi, babayı kandırıyorsunuz. Genç eğitimli işsizler, Türkiye'nin en önemli sorunu. Narlıdere'ye belediye başkanı olduğumda gıda kolisi dağıtacak kimse bulamadım. Fakat şimdi gırla! O kadar çok yardım talebi geliyor ki, inanamazsınız. 3,5 yıldan bahsediyorum!'