Yazarımız Koray Hoylu'nun AK Parti İzmir'in çiçeği burnunda başkanı Ali Aşlık'la yaptığı söyleşi...

Koray Hoylu - Cumhuriyet tarihi boyunca Anayasa'yla ilgili en köklü değişikliklerin gündeme geldiği 12 Eylül 2010 Referandumu Türkiye'de yıllar boyu ses getireceğe benziyor. Ancak bu süreç hiç şüphesiz en derin izlerini İzmir siyasetini bıraktı.
Referandumdan bu yana geçen 3 ayda AK Parti, İzmir'de kuruluşundan bu yana en hareketli ve yıpratıcı sürecini geçirdi. İzmir'de AK Parti tarafından Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na karşı yürütülen yerel muhalefet rafa kalktı, gözler Genel Merkeze çevrildi.
Ömür Kabak'ın bazen çöplükte, bazen denizde, bazen metro önünde yaptığı sandallı, maskeli, kimi zaman da seviyeyi iyice düşüren sözlü sataşmalı muhalefetinin yerini gelecek hesaplarına bıraktı. 'İktidar Partisi'nin İl Başkanı Ömür Kabak söz mü verdi yoksa motivasyon için mi yaptı, parti ekiplere mi bölünüyor' derken AK Parti İzmir teşkilatı tam anlamıyla sıfır numara traş edildi. Yeni isim belirlenip vücuda yeni kan bulununcaya kadar Amiral gemisinin komutası tüzük gereği Hakem Heyeti Başkanı Ali Aşlık'a emanet edildi.
Genel Seçimin arifesinde olunması nedeniyle teşkilat mensupları 'Aman soru sorulmasın, siyasi karayerime zeval gelmesin, son virajda şarampole yuvarlanmayalım' diye bakışlarını kaçırırken Ali Aşlık 'Sor bakalım' diye seslendi. 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın' diyerek başladık sohbete.
AK Parti İzmir teşkilatının kuruluşundan bu yana İl Başkanlığı da dahil olmak üzere bir çok farklı makamda görev yapan Ali Aşlık, sorularıma verdiği cevaplarla adeta parti içi meselelerin röntgenini çekti. İl Başkanlığı Kongreleri'nde iki kez seçimle göreve gelerek yaklaşık beş yıl boyunca İktidar Partisinin İl Başkanlığı'nı yapan Ali Aşlık'la 3 yıl sonra yeniden İl Başkanı odasında buluştuk. 2007'de Milletvekili aday adayı olmak için istifa ettiği zaman ayrılan yollarımız bu kez İl Başkanı- Gazeteci olarak kesişti. Birlikte 2 yıl görev yapmıştık, hem de günlük ortalama 17 saat mesaiyi birlikte vermiştik. Durum böyle olunca lezzetli bir röportaj çıktı ortaya.
Koray HOYLU: 3 yıl aranın ardından hengameli bir süreçten sonra tekrar İl Başkanı koltuğuna oturdunuz. Sizden sonra görev yapan Aydın Şengül de Ömür Kabak da iki yılı dahi tamamlayamadan (kendi istifaları gibi görünse de) görevden alındı. Bu noktaya nasıl gelindi?
Ali AŞLIK: 2007 Genel Seçimleri'nde milletvekili adayı olmak için İl Başkanlığı görevimden istifa ettim. Benim yönetimimde Teşkilat Başkanlığı yapan Aydın Şengül hem İl teşkilatımızın hem Genel Merkezimizin takdiriyle İl Başkanlığı'na atandı. Seçimlerde bütün teşkilatımız özverili bir çalışma yürüttü halkımıza kendimizi anlattık. Nitekim CHP ve DSP'nin ortak liste yapmasına rağmen Türkiye genelinde birinci parti olduk. İzmir'de de az farkla ikinci parti olduk. İzmir'de AK Parti; 9 milletvekili, CHP-DSP ortak listesi 11, MHP de 4 milletvekili çıkardı. Bu süreçte AK Parti gerek Türkiye'de gerek İzmir'de büyük atılımlar yaptı. Deyim yerindeyse 100 yıllık icraatları kısa sürede tamamladı. 2009 Yerel Seçimleri sürecine girildi. AK Parti kurulduğu günden bu yana olduğu gibi yine ülke genelinde açık ara birinci parti oldu. Ancak İzmir'de siyasi konjonktürden kaynaklanan sıkıntılar ve yerel seçimleri CHP'nin genel seçim havasına çevirmesi nedeniyle İzmir'de sadece bir belediye kazandık. 5 yıl boyunca hiç bir köklü icraatı olmayan CHP, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni kazandı. Yerel Seçimlerin ardından kısa sürede olsa teşkilat içinde moral bozukluğu yaşandı. Daha sonra yapılan İl Kongresi'nde teşkilatımız ve Genel Merkezimiz Ömür Kabak'ı İl Başkanı seçti.
Koray HOYLU: Burada hemen bir parantez açmak istiyorum. Ömür Kabak bir önceki İl Kongresinde İl Başkanlığına aday olacağını açıkladı ancak daha sonra çekilerek Kerem Ali Sürekli'yi destekledi. Bu dönemde de Aydın Şengül sizin listenizde yer aldı ve sizi destekledi. Sonuçta 2006 kongresinde Ömür Kabak destekli Kerem Ali Sürekli 248 oy alırken, Aydın Şengül destekli Ali Aşlık 364 oyla yeniden İl Başkanı oldu. Bir sonraki Kongrede ise Ömür Kabak İl Başkanı oldu, Aydın Şengül İl Başkan Vekili ve Ali Aşlık Hakem Heyeti Başkanı oldu. Gelinen sürece bu çok başlı durumun neden olduğu söylenebilir mi?
AŞLIK: Uzaktan yakından alakası yok. Çünkü biz AK Partililer siyaseti makam ve mevki hırsı için yapmıyoruz, 'Halka hizmet hakka hizmettir' felsefesiyle çalışıyoruz. Halkın bize gönlünde yer açmasının nedeni de budur. Kongre döneminde tatlı rekabetler yaşanır ama sonuç belli olunca hepimiz canla başla halkımız için çalışırız. Herkes kendine verilen görevi en iyi şekilde yapmanın gayretinde olur. Geçmişte yaşananlar nedeniyle plan yapmak, başkalarının önünü kesmeye çalışmak bizim teşkilatımızda yoktur. Ali Aşlık, Kerem Ali Sürekli, Ömür Kabak, Aydın Şengül ve tüm teşkilatlar tek hedef güder; AK Parti çatısı altında halkıma nasıl daha iyi hizmet üretirim?
Koray HOYLU: Peki ya Ömür Kabak… Göreve ilk geldiği günlerde onunla da mesai yaptım ama 3. ayın sonunda geçmiş dönemlerin aksine Ömür Kabak'ı koşulsuz destekleyenler ve Kabak'a tamamen karşı çıkanlar olmak üzere gruplaşma oluştu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
AŞLIK: Hiç şüphesiz ki görev AK Parti'de şimdiye kadar görev yapan tüm İl Başkanları insanüstü bir gayretle görevini yapmaya çalıştı. Sen bizzat yaşayarak şahit oldun ki haftalarca bir kaç saatlik uykuyla ailemize hasret köylerde sokaklarda çalıştık. Ömür Kabak da bizler kadar özveri ve çaba harcadı. Zaman zaman küçük sıkıntılar yaşandı, ancak elinden gelenin en iyisini yaptı. Öte yandan bilinen sebeplerle takım ruhu bir türlü yüzde 100 işler hale getirilemedi. Bu süreçte referanduma girildi. Sonrası herkesin malumudur ki Genel Merkezimiz İzmir'de yeni bir Başkanıyla yola devam etme kararı aldı.
Koray HOYLU: Ömür Kabak döneminde AK Parti İzmir'de kan kaybetmeye mi başladı?
AŞLIK: AK Parti'de şimdiye kadar görev yapan bütün İl Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri görevlerini en iyi şekilde yapma gayreti içinde oldu. AK Parti İzmir'de kan kaybetmesinin aksine şuanda enerji depoluyor ve bu en kısa sürede yeni İl Başkanı ve yönetimin atanmasıyla sinerjiye dönüşecek. Şuan AK Parti'de çok iyi bir ekip var. İçimizde il başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık gibi zor görevleri bile başarıyla yerine getirecek çok sayıda partili var. Aralık ayı içinde bu arkadaşlarımız gerek İl Başkanlığı gerekse yönetim kurulu üyeliğine atanacak. Ayağı yere basan yapısal değişikliklerle 2011 Seçimleri'nde İzmir'de birinci parti olmamamız için hiçbir neden yok. Ayrıca bu süreç sadece Genel Seçimler için değil 2014 yılındaki Yerel Seçimlerin de sonucunu belirlemede büyük rol oynayacaktır.
Koray HOYLU: Yapısal değişiklik derken kamuoyunda sıkça dillendirilen ekipleşmelerin bitirilmesine mi vurgu yapıyorsunuz?
AŞLIK: Partimizde ekipleşme gibi bir sorun yok. Biz toplumun her kesimine hitap eden bir partiyiz. Teşkilat içinde tabiî ki kendilerini birbirlerine daha yakın hisseden insanlar vardır. Ancak abartıldığı gibi ekipleşmeler partimizde olmaz, çünkü biz öncelikle halkımıza hizmet için çalışıyoruz. Yapısal değişiklik konusu ise takım ruhunu daha da ön plana çıkarma çalışmasıdır. Genel Merkeziyle, milletvekilleriyle, il, ilçe ve mahalle teşkilatlanmalarıyla tam bir uyum sağlanmalıdır. Teşkilatı beyne kan taşıyan damarlara benzetirsek kılcal damarlar atar damarlara kan taşıyacak atar damarlarda bunu beyne iletecek ki metabolizma sağlıklı işlesin.
Koray HOYLU: Şuan teşkilat içinde bir uyum eksiliği mi sezinliyorsunuz?
AŞLIK: Uyum konusunda bir sıkıntı yok ancak milletvekillerimizin İl, İlçe ve mahalle teşkilatlarına daha fazla sahip çıkması gerekiyor. İzmir'de Vecdi Gönül ve Mehmet Aydın olmak üzere yoğun devlet programları olan iki bakanımız var. Ayrıca Genel Merkezde ciddi sorumlulukları ve görevleri olan Genel Başkan Yardımcımız Nükhet Hotar var. Görevlerinin el verdiği ölçüde ve yoğun mesaileri nezdinde İzmir'de çalışmalar yapıyorlar, çoğu zaman 24 saat bile yetmiyor. O nedenle onlara böyle bir istekte bulunmamız haksızlık olur. Ancak İzmir milletvekillerimizin teşkilatla daha fazla zaman geçirmesi gerekiyor. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın hayata geçirdiği sokaktaki her vatandaşla bire bir diyalog ortamını İzmir'de de yaratmalıyız. Milletvekillerimiz Ankara mesaisi bittiğinde teşkilatlarla birlikte sürekli İzmir'in sokaklarında olarak, halkın nabzını bizzat tutmalı.
Koray HOYLU: Görevi yeni atanacak İl Başkanına teslim etmenizin ardından 2011 Seçimleri'nde milletvekili aday adaylığı çalışmalarına başlayacağınızı açıkladınız. Bir çok aday adayı 'Daha erken açıklarsam yıpratırlar' endişesini dile getirirken böyle bir açıklama yapmanızdan iddialı olduğunuzu çıkarabilir miyiz?
AŞLIK: İddialı olduğum bir konu var o da 'Çalışmak'. 2007 Genel Seçimleri'nde 1. Bölge'den 6. sıra adayıydım. Seçim dönemi boyunca 1 günü bile boşa geçirmeden mahalle mahalle, köy köy gezdim. Şimdiye kadar da çalışmaktan hiç vazgeçmedim. İl Başkanlığı'nda da bıraktıktan sonra da sokakta halkın arasındaydım. Bundan sonra da öyle devam edeceğim. Her şeyin insan için olduğuna inanıyorum. Siyaseti de buradan hareketle insanın mutluluğu için yapıyorum. Bize bu ülkeyi teslim edenler dikensiz gül bahçesi bırakamadılar. Şükür ki dikenli de olsa bülbül öten bir memleket bıraktılar. Ben de benden sonraki nesile bülbüllerin kovulduğu bir ülke bırakmak istemiyorum. Bu sebeple herkesin kaçtığı siyaseti severek icra ediyorum.
Koray HOYLU: Son olarak Ali Aşlık görev süresi boyunca en çok 'Sert Mizaçlı' yargısıyla eleştirildi. Bu konuda ne diyeceksiniz?
AŞLIK: Söylentilerin aksine ikili ilişkilerim çok sağlıklıdır. Dışarıdan göründüğünden çok daha sağlıklıdır ve yalın bir insanımdır. Bana karşı çok acımasız eleştiri yapanlar da yeri geldiği zaman hakkımı teslim ederler. Dolayısıyla ben doğal bir insanım. Kızabilmeyi de sevebilmeyi de aynı oranda başarabilen bir insanım. Dolayısıyla beni sevenler menfaat için sevmezler, dostluk adına severler, dostluk adına sahip çıkarlar. Bir takım değerler adına sahip çıkarlar. Onun için ben hiç bir zaman yalnızlık çekmedim. Bir takım makamlardan güç alarak bir şeyler yapmadım. Bulunduğum her yere güç vermeye çalıştım.