Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Bu yıl 8’incisi düzenlenen Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın katılımıyla başladı. 21 – 28 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan festival, ‘Edebiyat Gençliktir’ temasıyla düzenlenecek. Festivale, yurtdışından ve yerli birçok yazar ve şair katılım gösterecek.
Festivalin açılış konuşmasında Başkan Tugay, festivale katılım sayısının az olmasından dolayı üzüntüsünü dile getirerek, “Salonda olması gerekenden az sayıda insanı görmek üzüntü verici. Kimseyi suçlamamalıyız. Kendimizi suçlamalıyız. Yaptığımız her şeyde İzmir’in tarihinde yetiştirdiği yüz binlerce insana layık olacak nitelikte işler yapmak zorundayız. Bunları yapmıyorsak bizim hatamız. En başta duru gibi gençlerimizden kentin değerli insanlarından belki de özür dilemek lazım. 8’incisinin yapıldığını bu etkinlikle beraber öğrendim” ifadeleriyle özeleştiri yaptı.
Festivalle ilgili olarak Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulundu.
‘DAR KADROYLA YAPILAN ETKİNLİĞE HALKIN KOŞA KOŞA GİDECEĞİNİ BEKLEMEK DOĞRU DEĞİL’
Başkan Tugay’ın açıklamalarına değinen Akdemir, festivalin dar bir kadro ile yapıldığına değinerek, “Bu kadar dar bir çevrede ve dar bir kadroyla yapılan etkinliğe halkın koşa koşa gideceğini beklemek doğru değil. Cemil Bey’in de serzenişi bunu gösteriyor. İzmirli edebiyat ve sanatçıların yeteri kadar ilgisi yok. İzmir edebiyat ve sanatçılarının desteği ve görüşü alınmadan yapılan bir etkinlik olarak değerlendiriyorum” dedi.
‘TUGAY’IN BU EKSİKLİĞİ GÖRMESİ ÖNEMLİ BİR ŞEY’
Akdemir ayrıca Başkan Tugay’ın açıklamaları için, “Tugay’ın bu sözü söylemesi ve dile getirmesi bir anlamda olumlu bir şey. Demek ki eksikliği görmüş, görmezden de gelebilirdi. Eksikliği hissetmesi önemli bir şey” diye konuştu.
‘BİZ BU ETKİNLİĞİ HABERLERDEN ÖĞRENDİK’
Festival konusunda kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğine değinen Akdemir, “Edebiyat günlerinin duyuru ve çalışması son derece yetersiz. İzmir’de 150’ye yakın üyemiz var ve hemen hemen hepsi İzmir edebiyatında önemli isimler. Sendika olarak bize herhangi bir bilgi verilmedi. En azından bir görüş alışverişinde bulunulması gerekiyordu. Böyle bir şey yapılmadı. Şimdiye kadar nasıl yapıldı bilmiyorum ama biz de bu etkinliği haberlerden öğrendik. Dar bir çerçevede ve dar bir grupla yapılan etkinlikte de işin içerisine sadece o dar çevrenin sınırları dışına taşamaz. Dar bir çevrede kalır. Halkı ve İzmirliyi bu çalışmalara ortak etmezseniz çok da bir anlam ifade etmez” ifadelerini kullandı.
‘FESTİVALİN İÇERİĞİ DAHA ZENGİN OLABİLİRDİ’
Festivalin programı ve içeriği hakkında görüşlerini aktaran Akdemir, “Edebiyat Günleri’nin programına baktım ve son derece kısır. Beş altı tane şiir okuyor, oturumlar çok azdı. Programın da nasıl kotarıldığı ile ilgili bir şey tabi bilmiyorum. İşin içinde olmadığımız için program içeriğinin zenginliği konusunda sadece gördüklerimizi söyleyebiliyoruz. Çok daha zengin olabilirdi ve duyurusu çok daha iyi olabilirdi. İzmirlilerin nasıl haberi olacak ve nasıl gelecek?” dedi.
‘BELEDİYELER BİZE TOPLANTI İÇİN BİLE YER VERMİYOR’
İzmir’de edebiyata verilen değer ile ilgili konuşan Akdemir, yerel yönetimlerden yeterince destek göremediklerini belirterek, “İzmir’de edebiyata verilen değer son derecek eksik ve yetersiz. Hem edebiyat etkinliklerinin düzenlenmesi açısından hem de edebiyat, sanat örgütlerinin, edebiyat ve sanatçılarının desteklenmesi açısından İzmir’de ciddi sorunlar olduğunu düşünüyoruz. Sendika olarak 50’inci yılı devirmiş bir edebiyat ve sanat örgütüyüz. Yaşar Kemal ve Aziz Nesinlerin kurduğu ciddi bir edebiyat ve sanat örgütü olarak İzmir’de toplantı yapacak yer bulamıyoruz. Belediyelerden çeşitli dönemlerde yer talep etmemize rağmen ayda bir toplantımızı yapabileceğimiz yer dahil tahsis edilmiyor. İzmir’de açıkçası edebiyat ve sanat örgütlerine dolayısıyla edebiyatçılara ve sanatçılara verilen değeri gösteriyor” dedi.
‘SANATÇILARIN KİTLELERLE BULUŞTURULMASI GEREKİYOR’
Etkinliklerin dar bir çerçevede kaldığını belirten Akdemir, “İzmir’de çok ciddi bir edebiyat ve sanat etkinliği yok. Olmamasının nedenleri bence dar bir çerçeve ve dar bir grup etrafında bu işin yapılıyor olması ve İzmirliye mal edilememesi. İzmir halkının aslında sanat ve edebiyatla buluşması bir anlamda dar çevrede kaldığı için yetersiz kalıyor. Bunun aşılması gerekiyor. Edebiyat ve sanatçılara gerekli önemin verilmesi lazım. Bizim gibi birçok edebiyat ve sanat örgütü var onlar da benzer sorunlar yaşıyorlar. Sanatçıların, şairlerin bu ekonomik kriz koşullarında kendi yazdıklarıyla geçinmelerini sağlamaları mümkün değil. Edebiyatçıların ve sanatçılarının kitaplarının bir şekilde alınarak veya edebiyatçıların bir şekilde kitlelerle buluşması sağlanarak destek olunabilir” ifadeleriyle destek beklediklerini söyledi.
‘ATTİLA İLHAN İZMİRLİ OLMASINA RAĞMEN ONA ÖZEL BİR ŞEY ANIMSAMIYORUM’
İzmirli şair olan Attila İlhan’ın İzmir’de adına bir etkinlik yapılmaması üzerine görüşlerine yer veren Akdemir, “Attila İlhan İzmir doğumludur ve hayatının önemli bir bölümünü İzmir’de geçirmiştir ve en önemli şiirlerinin bir kısmını İzmir’de yazmıştır. İzmir’in yaşamına büyük bir etkisi vardır ama dediğiniz gibi Attila İlhan ile ilgili bir şey ben de anımsamıyorum. Tanıtıldığı, edebiyatının tartışıldığı böyle özel bir gün yapılabilir ve yapılması gerekir. İzmir ile Attila İlhana arasındaki ilişkiyi İzmirliler yeteri kadar bilmiyorsa bu İzmirlilerin suçu değil, bu işi kendisine dert edinmesi gereken edebiyat sanat camiasının ve yerel yönetimlerin bir eksikliği” dedi.
‘İZMİR KONAK’TAN İBARET DEĞİL, EDEBİYAT KENT SOYLULARININ YAPTIĞI BİR ŞEY OLARAK ALGILANYOR’
İzmir’de yapılan sanat festivallerinin kent merkezine sıkıştığını belirten Akdemir, son olarak şu ifadeleri kullandı:
Söyleşiler ve etkinlikler zaman zaman oluyor. Kitap fuarı gibi etkinlikler oluyor ancak çok yetersiz. İzmir gibi üçüncü büyük kentte çok çok daha ileri düzeyde ve halkın da edebiyatla ve sanatla buluşması çok daha kolay olması gerekir. Maalesef dar bir alana sıkışıyor ve kent soyluların yaptığı ve ulaşabildiği bir şey gibi algılanıyor edebiyat. İzmir sadece Konak ve Alsancak’tan ibaret değil. Bu kentin varoşları var, köyleri var, uzak mahalleleri var ve buraların da edebiyat ve sanatla buluşması lazım. O insanların da hakkı. Bunların koşullarını yaratması gerekenler en başta yerel yöneticiler geliyor. Merkezi iktidardan bir şey beklemiyorum, gölge etmesinler. İzmirli yerel yöneticilerin bu işe biraz daha el atmaları ve bir şey yapacakken de işin paydaşlarıyla en azından bir dayanışma ve danışma içerisinde olması gerekiyor. Ortada bir eksiklik varsa hepimizin eksikliği olur, ortada güzel bir şey olursa kollektif bir çalışmanın ürünü olarak çıkar. Maalesef kollektif çalışmayı göremiyoruz yerel yönetimlerden. Ben yaptım oldu diyerek dar kadro ile yapılan işler.