Dünya tarihinde; örgütlü olmayan ve kendiliğinden başarıya ulaşan hiç bir özgürlük mücadelesi yoktur. Özgürlük savaşı hiç bir zaman bireysel değildir. Toplumlarda, özgürlük ateşini yakan bireyler, lider olarak öncülük etseler de geniş kitleleri aynı hedef etrafında organize edemedikleri sürece, hedefe ulaşmaları mümkün değildir.
Özgürlük mücadelesinde 'ortak hedef' konusu çok önemlidir. 'Ne için özgürlük istiyoruz' sorusu ana ilkeler halinde özetlenirse, buna çare üretmek için geliştrilmesi gereken stratejilerin belirlenmesi de o derece kolaylaşır.
Sahi özgürlük derken neyi kastediyoruz?
Kendi adıma, Türkiye'de yaşayan kadın ve kızların özgür iradelerini serbestçe kullanma özgürlüğünü istiyorum. Basın ve yayın dünyasının, hukukun, Alevi ve diğer dinden olanların serbest ibadeti, eğitim ve akademik hayatın özgürlüğü gibi başka bir sürü alanda da özgürlük talebim var.
Bu taleplerimin karşılanması için benle aynı görüşte olanlarla bir araya gelip fikir üretmiyorsam ve ortak bir faaliyette bulunmuyorsam, bu taleplerim bireysel bir istekten öteye gitmeyecektir. Bunun için, benim gibi düşünenlerle sıkı bir dayanışmaya girmek zorundayım.
İşte burada, özveri devreye giriyor. Günlük sorun ve işlerim dışında, özgürlük mücadelesi için zaman ayırmam, çalışmam ve emek sarfetmem gerekiyor. Samimi olarak, kaç kişi bunu göze alabilir? Galiba fazla değil!
Öyleyse, elimizde avucumuzda kalan son bir kaç özgürlüğü de obur bir canavar gibi yutmaya hazırlanan zalimlerden şikayet etmeye hakkımız yok... Gericileri lanetlemeye, kentlerimizi, kasaba ve köylerimizi çirkinleştiren yağmacılara, kız ve kadınlarımızı ortaçağ karanlığına döndürmeye hazırlananlara, objektivizm ve bilimin yerine mistizmi ve hurafeleri geçirenlere, çocuklara tecevüz edenlere, kadınlara şiddet uygulayanlara, din adına boğaz kesip insan ciğerini çiğ çiğ yiyenlere, bu memleketin a.ına koyacağız diyenlerin köşeyi dönmelerine, her türden haksızlık ve adaletsizliğe, ezilmişliğimize ve yoksulluğumuza kızmaya da...
Özgürlük 'çölde aranan su' gibidir... Çok ihtiyaç duyuyorsan, çölde suzuz kalmış gibi onu ararsın zaten. Ancak, elde etmek için çok emek sarfetmek ve başkalarını da bu mücadeleye ortak etmek gerek. Unutulmamalıdır ki özgürlük ve haklar verilmez.... Dişle, tırnakla, gerekirse etle, kanla ve söke söke alınır. Tarih bunu binlerce defa ispat etti. Dayanışma ve örgütlü mücadele! Başka yolumuz yok...