Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ekim ayı olağan meclis toplantısı İZTO meclis salonunda, Meclis Başkanı Selami Özpoyrazlar yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantının başlangıcında Oda'nın Ekim ayı faaliyetlerine yönelik hazırlanan sinevizyon izletildi. Sinevizyon gösterimi sonrasında İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, açıklamalarda bulundu.

Koç Holding net zarar açıkladı! Koç Holding net zarar açıkladı!

'ÜLKEMİZ YAPISAL VE KISA VADELİ RİSKLERİ İYİ DEĞERLENDİRMELİ'
Özgener, IMF'nin paylaştığı rapor üzerine şunları söyledi:

'IMF geçtiğimiz hafta paylaştığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporundadaraltıcı adımlara rağmen resesyonun gündeme gelmediğine, ancak risklerin dünya ekonomisi üzerinde baskılayıcı bir etki oluşturabileceğine vurgu yaptı. Bu doğrultuda; para politikasındaki sıkılaştırmanın uzun sürmesi, jeopolitik gerilimler, finansal piyasalardaki kırılganlık, Çin'de durgunluğun daha da derinleşmesi ile korumacılığın yükselişinin global büyümeyi baskılayabilecek önemli unsurlar olarak yer aldığını belirtti. Özellikle yakın bölgemizdeki artan jeopolitik gerginlik ve savaş ortamını göz önüne alırsak, ülkemizin ekonomik olarak hem yapısal, hem de kısa vadeli risklerini iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yapısal alanda geçen seneden bu yana, özellikle vergi özelinde çalışmalar yapılıyor olmasının önem taşıdığı fikrindeyiz. Bir an önce toplumda vergide adalet algısını güçlendirecek adımların hızlandırılması gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele konusundaki çalışmaların devamı sağlanırken, diğer yandan da vergi politikasının gelirde adaleti desteklemesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Bir an önce hayata geçirmemiz önem arz eden bir başka yapısal reform alanı ise, işgücü piyasası. Bu alandaki katılık uzun zamandır birçok uluslararası kurumun karşılaştırmalı raporlarında yansımasını buluyor. Bu doğrultuda; yapısal hale gelen işgücü mevzuatındaki katılığı ve kadın işgücünün diğer ülkelere göre oldukça geri kalmış durumunu da düzeltmek durumundayız. Bütün yapısal reform alanlarında ve kısa vadeli politikalarda, daha önceki meclis konuşmalarımda da söylediğim gibi; maliye, para ve gelirler politikasında koordinasyonun sağlanması gereğine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Çünkü hiçbir ekonomik karar, sadece doğrudan yarattığı fayda ve zarar ile ölçülemez. Bir kesime ya da kısa dönem ekonomiye sağlayacağı faydanın ötesinde,biraz önce de söz ettiğim gibi mutlaka uzun vadeli etki ve kapsayıcılık ilkesi üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini,ekonomimizdeki mevcut gelişmeleri de bu bakış açısıyla analiz etmenin uygun olacağını düşünüyorum.'

'FAİZ İNDİRİMİ SÜRECİ BELİRSİZ'
Faiz indirimi ile ilgili görüşlerini aktaran Özgener, 'Dünya ekonomisi, enflasyonist politikalardan çıkarken, hem gelişmiş ekonomiler, hem de gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri yaşanıyor. Amerikan Merkez Bankası FED ve Avrupa Merkez Bankası(ECB)'nın faiz indirim kararlarına Endonezya, Güney Afrika, Macaristan ve Meksika gibi ülkeler eşlik ederken, BRICS'e dahil iki ülke olan Rusya ve Brezilya'nın ise faiz arttırdığını görüyoruz. Türkiye'de ise tahminlerden daha kötü gelen Eylül ayı verileri sonrasında, faiz indirim süreci ile ilgili belirsizliklerin arttığını görüyoruz. Merkez Bankamızın en son Para Politika Kurulu notunda da, enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizliğin son dönemdeki veri akışıyla arttığına dikkat çekiliyor. Enflasyonla ilgili belirsizlikler artarken, sanayi üretiminde yavaşlama olduğunu görüyoruz. PMI (İmalat sanayi yöneticilerinin beklentisi), pandemiden beri en sert daralmayı yaşadı. Yavaşlamanın bir kısmının yurtiçi, bir kısmının ise yurtdışı taleple alakalı olabileceğini düşünüyoruz. Üretim yerine tüketici tarafında bu yavaşlamayı görmek istiyoruz ama enflasyon beklentilerini aşağı çekecek bir yavaşlamayı henüz tüketici tarafında gözlemleyemiyoruz.Eylül 2024 itibariyle çekirdek enflasyonun %2,96'ya geldiğini; Merkez Bankası'nın faiz indirim süreci için gerekli olduğunu vurguladığı %1,5'un altında olan kalemlerin ise sadece enerji, ekmek ve tahıllar olduğunu izliyoruz.

Diğer hizmetler kaleminin ise Eylül 2024 itibariyle %4,28 olduğunu, hizmet sektörü fiyatlarının, mal fiyatlarına göre oldukça yüksek ve katı seyrettiğini gözlemliyoruz.Bu bağlamda, halihazırda katı olan ve enflasyonu yukarı çeken hizmet enflasyonun 2025 yılı asgari ücretine göre yön bulacağını öngörüyoruz. Toplam ücretlerin %43'ünün asgari ücret olduğu bir ortamda, asgari ücret artış oranı hem doğrudan, hem de dolaylı olarak enflasyonu etkiliyor. IMF Türkiye raporundan öğrendiğimize göre;Merkez Bankası asgari ücret artışlarının 2023 enflasyonuna doğrudan artırıcı etkisini 20 puan, 2024 enflasyonuna ise %10 olarak hesaplıyor.

'SALT ASGARİ ÜCRET ARTIŞI İLE TOPLUMSAL REFAH SAĞLANMIYOR'
Buna diğer ücretlendirme ve fiyatlama davranışları üzerindeki etkisini de eklersek, asgari ücret artış oranının oldukça önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Bugüne kadar deneyimlediğimiz gibi, salt asgari ücret artışıyla, toplumsal refah artışı sağlanamıyor. Çünkü enflasyonist ortamda, asgari ücret artışı kalıcı bir rahatlama sağlayamıyor. Bu bağlamda, ekonomik ve sosyal dengeleri hassas bir şekilde gözetecek bir kararın alınmasını ve dengeler gözetilirken, işgücü piyasasında özellikle kadın işgücü katılımını artıracak ve dar gelirli kesimlere vergi avantajı yaratacak yapısal kararların bir an önce uygulanmasını desteklediğimizi de ayrıca paylaşmak istiyorum' ifadelerini kullandı.

'KEMALPAŞA LOJİSTİK MERKEZİ'NE BAKANLIK'TAN ONAY'
Özgener, Kemalpaşa Lojistik Merkezi projesine ilişkin bilgilendirme yaparak 'İzmir Valiliği ile Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Ege İhracatçı Birliklerinin birlikte yürütmüş olduğu, İzmir Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'na tahsisli, toplam da 3 milyon metrekare büyüklüğündeki Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesinin 1. Etabında 1 milyon 300 bin metrekare alan kamulaştırıldı ve 954 bin metrekare alanda planlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı askı süresi 14 Ekim'de sona erdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan planlara itiraz gelmedi ve planlar böylece onaylanmış oldu. Lojistik Merkez sadece kentimiz için değil, hinterlandımızda yer alan şehirlerin de ticaretine katkı yaparak, kentimiz için yeni yatırımlar ve fabrikaların kurulmasını sağlayacak, depolama imkanlarını güçlendirecek, kentimiz için yeni istihdam imkanlarını beraberinde getirecek ve lojistik sektörümüzün Kemalpaşa'da kümelenmesine vesile olacaktır' şeklinde konuştu.

'G3 FORUM GİRİŞİMCİLİK ZİRVESİ MÜJDESİ'
Kasım ayında gerçekleştirilecek projelerden bahseden Özgener, 'TOBB, Habitat Derneği ve GEN Türkiye koordinasyonuyla düzenlenen G3 Forum Girişimcilik Zirvesi; Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege Genç İş İnsanları Derneği'nin ev sahipliğinde 'İkinci Yüzyılın Ekonomisi' teması ile İzmir'de hayata geçiyor. İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla, 15 Kasım 2024 Cuma günü Kaya Termal Otel'de gerçekleşecek olan Zirve; girişimcilik ekosisteminin önemli aktörlerini konuşmacı ve mentor olarak bir araya getirecek. Bu önemli zirveye katılımlarınızı diliyorum. Kasım ayında ayrıca, İzQ bünyesinde çalışmalarını sürdürdüğümüz Dijital Deneyim Merkezi'mizin de açılışını gerçekleştireceğiz. Merkezimizde; sanal, artırılmış gerçeklik uygulamaları ile K12 seviyesindeki öğrenciler başta olmak üzere tüm ziyaretçilere; yeni teknolojilerle tanışma fırsatı sunmayı ve yeni projeler üreterek dijital deneyim yaşatmayı hedefliyoruz. Hepimizin bildiği gibi, öğrenmenin en önemli tamamlayıcılarından biri de okul dışı uygulamalı eğitim. Kentimiz İzmir Derneği ile birlikte okul dışı öğrenim alanında başlattığımız faaliyetler kapsamında 'Robotik Kodlama ve Yapay Zeka' atölye çalışmalarına merkezimizde devam ediyoruz' dedi.

'DEPREM, KENTİN ÖNCELİKLİ VE DAİMİ GÜNDEMİ OLMALI'
TUSAŞ terör saldırısı, deprem gündemine dair konuşan Özgener, 'Bugün kentimizi derinden sarsan ve dört yıl önce yaşadığımız İzmir depreminin yıldönümü. Depremlere karşı dayanıklılığımızı artırmak adına attığımız her adım, gelecekteki olası afetlere daha güçlü ve hazırlıklı olmamız açısından önem taşıyor. İzmir Ticaret Odası olarak, güvenli yapılaşma, afet bilinci ve eğitim konularında farkındalık yaratma sorumluluğumuz çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Riski Azaltma Odaklı Kentsel Dönüşümde maalesef geç kalıyoruz. Ülke ölçeğinde kentsel dönüşümün istenilen hızda olmadığını ve bu konuyu sürekli gündemde tutup, süreci tıkayan sebepleri gidererek teşvik edici mekanizmalarla dönüşümü hızla tamamlamamız gerektiğini düşünüyorum. İş dünyası olarak, depreme hazırlık, afet yönetimi ve afet sonrası toparlanma planlarında üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız. Yanı sıra bilimsel tespitleri göz ardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi deprem olmadan önlem almak, hepimiz için hayati önem taşıyor.

Kapsamlı Risk Analizi ve Kentsel Dönüşüm, Toplum Bilinci ve Eğitim Programları, Erken Uyarı Sistemleri ve Altyapı Güçlendirme, Acil Durum Planlaması ve Koordinasyon, Gönüllülerin Eğitimi, Deprem Sonrası Psikososyal Destek, Toplanma Alanları ve Geçici Barınma Yerleri konularının üzerinde çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Bu hususlarda yapılacak detaylı çalışmaların, İzmir'in deprem riskine karşı daha dirençli hale gelmesine ve afet sonrasında hızlı toparlanmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu önemli konuların kentimizin öncelikli ve daimi gündeminde yer alması gerektiğini unutmamamız büyük önem taşıyor' ifadelerini kullandı.