Halkını sevdi. 'Bizim gözümüzde çiftçi, çoban,işçi, tüccar, sanatkar, asker, doktor kısaca herhangi bir vatandaşın hak, çıkar ve Özgürlüğü eşittir.

Gençleri sevdi.
'Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitimle, bilgi ile, insanlıkta üstünlüğün, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni kuşak! Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz.

Çocukları sevdi.
'Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.'

Anneleri Sevdi.
'Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur.'

Köylüleri Sevdi.
'Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.'

Sanatçıları Sevdi.
'Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, dahası cumhurbaşkanı olabilirsiniz, Ama sanatçı olamazsınız.'

Sporcuları Sevdi.
'Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim.'

Öğretmenleri Sevdi.
'Öğretmenler, cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.'

Gazetecileri Sevdi.
'Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta,
bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.'

Bunlar Atatürk Kültür Merkezinin giriş salonundaki sergiden resim altlarındaki yazılardan yorumsuz aktardıklarımdır. Bu asri adam, büyük akıl, teorisyenlerin çok olduğu dönemde tek devrimciydi.
O gerçekten halkını, gençleri, çocukları, anneleri, köylüleri, sanatkarları, sporcuları, gazetecileri ve halkın tümünü katıksız ve karşılıksız sevdi. Ama bir şeyleri sevmedi.
Yalanı,
parayı, ve gayrimenkulü.

Seviyeli, bir ahlak ve fazilet kahramanıydı. Cumhuriyetin bu geleneklere bağlı kalması; yurdumuz, çocuklarımız ve torunlarımız için yeterliydi.