Yoksulluğu ve ezilmişliği yaşamışız. Adam olmak ve çevremize yararlı olmak için, daha çocukluğumuzda ant içen bir kuşağız. Saygımızdan ve sevgimizden utanma duvarlarını aşamamışız. Ama dünyayla entegre olup, okuma-yazma kardeşliğini benimsemişiz. Umudumuzun kaynağı olan Cumhuriyet ve demokrasiden almışız.

Demokrasi işportacılığına yüksek sesle karşı çıkmışız. Emperyalizmin şeytanlıklarına hiçbir zaman uygarlık dememişiz. Çünkü bizim kuşağın hiçbir zaman parayla pulla ilişkisi olmamış, emek ve sermaye çelişkisinin ipliğini pazara çıkarmakla uğraşmışız. Aydınlığı, açıklığı ve dürüstlüğü ilke edinmişiz. Emperyalizme karşı çıkarak. TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE demişiz. İşkenceye, zalime ve zulme karşı çıkmışız. 68 kuşağı, bütün bunlarla beslenmiş.

Deniz'i, Hüseyin'i ve Yusuf'u Emperyalizmin yüklediği bu büyük suçlar idam sehpasına götürmüş. Yaşı mahkeme kararıyla büyütülen Çamdibi'li Necati VARDAR bu suçlarla asılmış. Çünkü o küçük çocuk az kalsın Türkiye Cumhuriyetini yıkacakmış!

68 kuşağı telef edilmiş. Bu kuşağın kalemini kıranlar hangi cennete gittikleri bilinmez. Enperyal maşalarının sıcaklığı üniformalı, üniformasızların ellerini hangi cennette yaktıkları bilinmez.

68 kuşağının aydınlık yüzleri, onlara acılı gülümsemeyle bakmaktadır. Aslında onlar bu kararı vermemişler, emperyallerin uşaklığının kararlarını dikte etmişlerdir. Amerikan komutanları Hart, Mart, Cart, Curt'larıyla birlikte dikte ettirmişlerdir.

68 kuşağının kitabı yazılmaz. Onu yaşayanlar yazar. O kitabın dış kapağı Deniz'lerin, Hüseyin'lerin, Yusuf'ların, Necati'lerin ve daha nicelerin kan rengidir. İç sayfaların tümü Tam Bağımsız Türkiye'dir. Potin bağlarının bağlanmasında, devletin diz çökmesidir.

68 kuşağının kitabı bu yüzden yazılmaz, yaşanır. Bu kuşağın devrimcilerinin alnı açıktır. 68 kuşağının devrimcilerinin bir ideal uğruna, halk uğruna ölümle alay etmelerinin kitabı yazılmaz, yaşanır. Yoksul Anadolu çocuklarının parkasının, kot ve kadife pantolonlarının ve potinlerinin kitabı yazılmaz, yaşanır.

Atatürk 'Tam bağımsızlık benim karakterimdir' demişti. Bu söylemi hangi servetimizle ödeyebiliriz. Yoksa Amerikan Emperyallerizmin komutanları Hart, Mart, Cart Curta mı ödeyeceğiz.

Onlar çıkarların dayanışmasından yana değildi. Birliktelik, üretim, paylaşım, sevgi ve saygı onların dünyasıydı. Bu dünyayı kendi çıkarları için değiştireceklerinin iddia edenlerin ahlak anlayışından farklı düşünceler içindeydiler. Onlarda halkçılık, dürüstlük, gerçek sevgi ve saygı tam orta yerindeydi. Bunları keşfedilmemiş hiçbir güç sökemezdi. İşte bu 68 kuşağının en can alıcı özelliğiydi. Hepsine selam ve saygılar olsun. Siz ölmediniz, başkaları hala yaşasalar da zaten vicdanlarıyla öldüler.

Okuyanlara Not:
Büyük ozan 'Anladığını anlatmayan alçaktır' demişti. Okuduğum binlerce kitaptan anladıklarımı anlatmamam alçaklık olurdu. Mayıs ayında 'Geçmişine Kafa Tutan Kent' adlı kitabımı sizlere sunacağım.