Yalancı bilim adamları sözleri zorluyor. Geriye doğru hileli ve şaibeli kaçış içindeler. Aldatmadalar.
Matematik, fizik, geometri bilmeyen kafalar bu konularda iddia içindeler. Dünyadaki 57 İslam ülkesinde ilkellik kol geziyor. Zombiler, kadını torbaya koymalar, kızlarla erkekleri ayırmalarla sanki, başka gezegenler tanımlanıyor. Ben merkezli ruh hallerini topluma dayatıyorlar.
Kültür cüceleri ortalığı karartmakla meşguller. Bu iklim siyasete de yansıtıyor. Birbirinden farklı karakterleri sergilemek politikanın geleneği oldu.
Kendi düşünce ve çıkarlarını savunmayanları antidemokratik olarak suçlamak, yaygarayla herkesin sesini kesmek ve planlarını gerçekleştirmek sıradanlaştı. Kendisine kendisinin hayranlığını dayatmak da olağan oldu. Aklını idam edenler, çifte hukuk ve çifte ahlak içindeler.
Emperyalizm kendi medeniyetini kurmak için ihtiyaca dayalı kültürle sanayi devrimini yapmaya kalktı. Kaynağa dayalı kültüre de sonradan döndü. 57 İslam ülkesinin çoğunda enerji kaynakları olduğundan, aç gözlü kapitalistler bu kaynaklara göz dikti. Bu ülkelerin çoğunda iç kargaşalar, huzursuzluklar ve çatışmalar yarattı. Emperyalizmin para dışında, dini, imanı ve mezhebinin olmadığını biliyorduk. Ama bu üç sözcüğü, adı geçen ülkelere kendi insanları aracılıyla dayattı.
Tehlikenin randevusu olmaz. Atatürk'ün dediği gibi 'Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın.' Bu cümleden esinlenerek, ben ne cehennemin ateşçisi, ne de cennetin kapıcısı olmak istemem.