Ufacık bir kızın okul heyecanında ilkokul sıralarında arkadaşları ile koşup oynaması gerekirken kirlenmiş ülkemde hak etmediği insanlık dışı bir ölümle tanışması…
Yüreğim burkuk. O gülen yüzünü haber kanallarında gördükçe bunu yapanların daha beter bir ölümle sınanması için dua ediyorum. Kötülük yapanın yanına kar kalmaması için, kötülüğün hak ettiği cezayı alması için yakarıyorum. Kötülüğün bu dünyada da cezalandırılması için ve dünya gözüyle tanık olmak için yalvarıyorum.
Hakkın, hukukun, adaletin minnacık kız çocukları için de korunmasız yavrular için de, güçsüz kadınlar için de, sokaktaki canlar için de çalışmasını istiyorum. İnsan vicdanının ağır basmasını, kamu vicdanının baskı oluşturmasını tüm karar mekanizmalarının mağduru korumasını istiyorum.
Haber almak istiyorum ama haberleri seyretmek istemiyorum.
Neden?
Medya…
8 yaşındaki bir çocuğun kişilik haklarını korumaktan bu kadar uzak habercilik olabilir mi? Sizin evladınız, kardeşiniz, kızınız yok mu? Empati yeteneğinizi bu kadar mı yitirdiniz?
Haber niteliği olmayan, tamamıyla tahmini senaryolara dayanan medya etiğinden kişilik haklarından uzak bu tartışmalar nedir?
Tartışmalarınız kamu yararı sağlıyor mu?
Gerçeğe dayalı mı?
Özgür ve tarafsız habercilik ilkelerine uygun mu?
Mahremiyet ilkesinden haberiniz var mı?
Hepimiz hakikati istiyoruz!
Gerçeği merak ediyoruz!
Hepimiz bunu yapanların yanına kar kalmamasını, takipçi olunmasını ve bir sonraki flaş haberle karanlığa gömülmemesini ve unutturulmamasını istiyoruz.
Medyanın sorumluluğu kamuoyunun gerçeği öğrenme hakkına saygı duymak ve gerçeklerden TAM ve DOĞRU olarak HABERDAR etmektir.
Tartışma programlarında ya da haber kanallarında masaya yatırdığınız mevzular mahremiyet ilkesine son derece aykırı değil mi? Konuşulan detaylardan bir tek benim mi midem kalkıyor?
8 yaşında…Sadece 8!
BU masum kızımızı öldükten sonra bile korumak bizim sorumluluğumuz…
Vücudun bütünlüğünden, ölümün detaylarından, cinayetin nasıl işlendiğinden doğruluğu kanıtlanmamış vahşi detaylarla aleni konuşmak doğru mu?
8 yaşında!
'Tüm Narin Haberleri' ülkemizin hızlı bir şekilde yozlaştığının göstergelerinden oldu…Olayın çirkinliğinin daha da hadsiz ve vahşice masalara yatırılıp tartışılması, doğruluğundan emin olmayan kafalarda yazılan detayların iğrenç bir şekilde kamuoyuna sunulması…
Hiç mi sınırımız kalmadı?
Hiç mi utanmamız arımız kalmadı?
Haberin kendisi yeterince sansasyonelken gerçekler tam olarak ortaya çıkmamışken bir takım senaryoların ulu orta tartışılması?
8 yaşındaydı…
Gerçekten uzaklaşmadan olanı biteni aktarmak değil midir habercilik?
Ulu orta tartışılması gereken çocuk istismarının, kadına şiddetin nasıl önleneceği ile ilgili yaptırımlar politikalar olmalıydı, Narin'in narin çocuk cesedi ve cinayeti değil.
Haberin ONUR KIRICI veya temeli olmayan İDDİALARDAN ve manipülasyondan uzak olması gerekiyordu.
Haberin saptırılmadan ve yanlış anlamaya meydan vermeden iletilmesi gerekiyordu.
İnsan onurunu ihlal etmemesi gerekiyordu.
Genel ahlak, 'kutsal aile' yapısının korunması gerekiyordu.
Ne kutsallık, ne mahremiyet, ne çocuksu masumiyet…
Milli, dini, ahlaki ve manevi tüm fabrika ayarlarımız bozuldu.
Psikolojimiz ise toplumca delirme düzeyinde…
8 yaşındaydı.
4 yaşındaydı.
2 yaşındaydı.