Müzik Önerisi: Olmaz olmaz deme – Nil Burak

Sınırlarımız var…

Hepimizin.

Önce içinde büyüdüğümüz aileyle şekillenmeye başlıyor. Sonra bulunduğumuz toplumla kalıplaşmaya başlıyor. Aldığımız eğitimlerle, yaşadığımız tecrübelerle, iyiyi kötüyü ayırt edebilme yeteneğimizle, aklımızla (kullanabiliyorsak) ve vicdanımızla (duyabiliyorsak) sınırlar netleşiyor.

Bu sınırlarımızı bazen hoşgörü, bazen sevgi ortamı nedeniyle esnetebiliyoruz.

Peki akıl dışılıklara nasıl müsamaha gösteriyoruz?

Abartılı yönelimler, aşırıya kaçan istekler, sınırı belli olmayan talepler, takıntılar, yanlış yürünen yollarla nasıl zapt edeceğiz?

Kirpi İkilemi…

Soğuk bir kış günü, birkaç kirpi, donmaya karşı önlem almak ve karşılıklı sıcaklıklarından fayda sağlamak amacıyla sıkıca birbirine sokulur. Ancak kısa bir süre sonra dikenlerinin birbirleri üzerindeki etkisini hissederler ve duydukları acı onları birbirinden uzaklaştırır. Isınma ihtiyacı onları bir kez daha bir araya getirdiğinde, birbirleri için en uygun mesafeyi bulana kadar çaba gösterirler.

Isınacak kadar yakın, dikenlerle temas etmeyecek kadar uzak…

İnsan hayatının boşluğu ve monotonluğundan kaynaklanan birliktelik ihtiyacı insanları toplum haline getirir; ancak nahoş ve itici nitelikleri onları birbirlerinden ayırır. Sonunda keşfettikleri ve bir arada olmalarını sağlayan ortalama mesafe, nezaket ve görgü kurallarıdır.

Peki bu ortalama mesafeyi nezaket ve görgü kurallarına riayet ederek nasıl netleştirebiliriz?

Kirpilerin canını yakan o sivri dikenler içimizi acıtıyorsa, oldurmaya çalışılanı içimiz dışımız kabul etmiyorsa; karşı tarafa içimizi delik deşik eden dikenlerimizi nasıl gösterebiliriz?

Cevap basit…

HAYIR! Kalkanı ile…

'Hayır' bireyin kendi sınırlarını net bir şekilde tanımlaması demektir. Bu sınırlar başkalarının taleplerine karşı durabilme yetisidir. Kişi kendi ihtiyaçlarını belirleyebilecek olgunlukta ve özgüvendeyse bu kelime sağlıklı bir özsaygı oluşturur.

Hayır demek duygusal olarak yüklerden kurtulmak demektir. Kişi istemediği bir işi veya olguyu zorla yapmaktansa hayır diyerek kendini korumaya alır. Hayır dediğimiz noktada kendimize aşırı yüklenilmesine müsaade etmeyiz.

Birçok toplumda 'hayır' net bir cevaptır ve söylendiği anda mevzu uzamaz…

Peki bizde durum ne?

Aman kırmayalım, tatsızlık çıkarmayalım, arıza olmayalım, bırakalım bizi iyi bilsinler…

Kimseyle kötü olmayalım.

Aman kimseyi üzmeyelim.

Ben çok sevilen biriyim, şimdi durduk yerde sevimsiz olmayayım.

Bizim toplumda 'hayır' asla bir cevap sayılmıyor. Bu yüzden evet-hayır arasında onlarca yanar döner kelimeler türeyip gidiyor.

Hayır diyeceksen ASLA belki deme…

Bakarız deme…

Bir düşünelim deme…

Konuşalım deme…

Üzerinden bir daha geçelim deme…

Şimdilik görelim deme…

NET OL!

Hayır!

Hayır derken açık ve net olabilmektir asıl olan. Kısa ve öz ifadelerle hayır!

Karşı tarafı kırmaktan korkuyor iseniz, alternatif bir çözümle gidebilirsiniz. Bugün hayır belki yarın?

Hayır derken duygularınızı aktarabilirsiniz. Karşınızdaki kişiye değer veriyorsanız o duygu karşılıklıdır ve sizi anlayacaktır ve duygularınızı açıkça dile getirmenizden memnuniyet duyacaktır. HAYIR demenize rağmen…

Makul bir istek değildir değerlerinize aykırıdır. Hayır demeniz size göre doğrudur ancak karşı tarafı ikna etmeye çabaladığınızda o iş bir söz düellosuna dönüşebilir ve hayır cevabınız değersizleştirilebilir.

Hayır demek bu yüzden bir sanattır. Bireysel olarak kişisel alanlarınızı korumaya ve özgürlüğünüzü sağlamaya yardımcı olan bir beceridir.

Evet – Hayır aslında bireyin karar alma süreçleri ile ilgilidir. Günlük yaşamdaki tercihlerin arkasındaki duygular yönetir çoğu zaman evet veya hayır cevaplarımızı. İyi hissetmek için tercihimiz hep evet gibidir ama aslında hayır çoğu zaman çok daha büyük bir rahatlama sağlar…

Bu hayatta zorladığımız her şey ya bedenimize ya ruhumuza ya da kalbimize iyi gelmiyor…

Sorunlarımızın yarısı çok çabuk evet demeye veya yeterince çabuk hayır demeye bağlı olabiliyor.

Kendi hayatınızın dümeni için HAYIR demeyi öğrenin…

Gerçekten istemediğiniz her neyse ona kabullendiğinizde o rota başkasına aittir ve o dümen suyunda kontrol edemediğiniz bir akışta olursunuz.

Kendi kendinize de 'hayır' demeyi öğrenin. Ruhumuzun ihtiyacı gerçek duygularımızı anlayabilmek ve onun istediği şekilde hareket etmektir aslında.