Böylesi Türkiye'de az olur…
İki önemli koltuğun sahibinden…
İki dikkat çekici uyarı gelirken…
Aynı gün…
Bir siyasi parti genel başkanı da…
Bu güzel ülkede yaşayanların…
Çok değil…
Altı ayda nasıl 'Oh be…' diyeceklerinin garantisini verdi…
Gidelim, üç gün öncesine…
***
Önce ekonomi…
EBSO Başkanı Ender Yorgancılar ne dedi?
'Enflasyon yüksek… Enflasyon'la birlikte yüksek gıda fiyatları ile doğal gaz, elektrik ve petrol fiyatlarının artışı, yoksullaşma ile olası toplumsal tepkileri beraberinde getirebilecektir…'
Daha, bu sözlerin rüzgarı sürerken…
Hiç beklenmeyen bir cepheden 'Dikkat… Dikkat...' tonunda…
Bir çağrı daha geldi…
O sesin sahibi ise…
Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'ydu:
'Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı sonrası hem uzun vadeli faizlerin hem de döviz kurlarının artması reel sektörümüzü tedirgin etmektedir...'
Ve…
Aynı gün Kuşadası'ndan Türkiye'ye seslenen…
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'ndan…
Adeta yemin eder gibi sözler:
'Asla karamsar bir tablo çizmeyin... Bir umutsuzluk tablosu çizmeyin... Türkiye tüm sorunlarını çözer... Sorunları ve dertleri biliyoruz, az kaldı diyeceğiz; sandık geliyor diyeceğiz... Altı ayda Türkiye nefes alacak, oh be diyecek…'
Ardından CHP Lideri…
Altı ayda öncelikle yapılacak işleri sıraladı…
Asgari ücretten vergi alınmayacak, dedi…
İşsizliği bitireceğine söz verdi…
Çift diplomalı işsizler ordusu ayıbını son vereceğini söyledi…
Sigortasız çalışan kadın kalmayacak, dedi…
KPSS'de kim kazanırsa ataması yapılacak, sözü verdi…
Sözüm söz, kimse aç ve açıkta kalmayacak, dedi…
Suriyeliler'i, davul zurna ile yollayacağını söyledi…
KHK mağdurlarının görevlerine iade edileceğini tekrarladı…
Başka sözler de verdi…
Sonra, bi'an durdu ve dudaklarından şu sözler döküldü:
'Çiftçinin traktörü haczedilir mi? Bunun adı zulümdür…'
***
Bu cümleyi daha önce de seslendirmişti…
Köylü milletin efendisiydi ama…
Şimdi o köylü, kendi karnını doyuramıyordu…
Neden çiftçi için bu örneği verdi?
İşte, ibretlik hikayesi…
***
Taa, 88 yıl önceydi…
Genç Cumhuriyet, 10'uncu yaşını kutlamaya hazırlanıyordu…
Atatürk, yurt gezilerinden birinde…
Tarlasında çift süren bir çiftçiyle karşılaştı…
Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
'Kolay gele, bereketli ola Ağa…'
'Allah razı olsun Bey…'
'Hayrola Ağa, öküzün tekine ne oldu?'
'Devlete vergi borcumuz vardı bey, icra kapımızı çalınca çaresiz kaldık, borcumuzun karşılığında koca öküzü alıp, götürdüler…'
Atatürk, 'Sağlık olsun ağa…' diyerek, konuşmayı bitirdi…
Bu arada çiftçinin adının Halil olduğunu öğrenmişti…
Salih Bozok'u yanına çağırdı:
'Salih, yarın git Halil Ağa'yı bul, bana getir... Benim kim olduğumu sorarsa, bizim bey seni bir kahve içmeye çağırıyor de…'
Salih Bozok, ertesi gün…
Halil Ağa'yı budu ve Gazi'nin yanına getirdi…
Başbakan İsmet İnönü ile İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da çağrıldı…
Gazi, çiftçi konuğuna dönerek…
'Halil Ağa, anlat şu vergi işini bir daha' deyiverdi...
Halil Ağa, utana-sıkıla tekrarladı başına gelenleri…
Atatürk kaşlarını çatarak…
İsmet Paşa'yla, Şükrü Kaya'ya döndü; noktayı koydu…
'Arkadaşlar, biz İstiklal Savaşı'nı Halil Ağa'nın öküzünü icra yoluyla satalım diye yapmadık… Vatandaşı böyle mi koruyacağız? Gerekirse vergi borcu ertelenebilir... Köylünün çift sürdüğü öküzü elinden alınmaz…'
Bunun üzerine…
Olayı fark eden Halil Ağa, Ulu Önder'e şöyle der:
'Tanıdım seni, Atatürk Paşa'msın… Bağışla kusurumu!'
Atatürk, bir yandan tebessüm eder…
Bir yandan da Halil Ağa'nın sırtını sıvazlar:
'Sana güle güle Halil Ağa, sen bizim gözümüzü açtın…'
Ve bu anı, dudaktan kulağa…
Memleketin dört bir yanına yayılır…
***
Ya bugün?
Çiftçinin borcu son 20 yılda 72 kat arttı…
Borcunu ödemeyen çiftçilerin traktörlerine haciz geliyor…
Ne çözüm üreten var ne de yaraya merhem süren!
2000'li yılların başında…
2.5 milyar lira olan çiftçilerin borcu…
Bu yıl, 180 milyar liraya ulaştı…
Demek ki…
Millet'in efendisi, dün de sıkıntılıydı bugün de sıkıntılı!
***
CHP Lideri'nin…
Aslında…
Aydın Kuşadası İzmir ziyaretinde…
Anlatmak istediği tam da budur!
Gün gelir, sözlerin bir kısmı yerine gelmeyebilir ama…
CHP Lideri'nin şu sözü…
Belli ki, vaatten çok adeta bir kutsal yemin gibi:
'Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir... Biz bu göreve talibiz... Hiç kimse bu topraklarda benim kimsem yok demesin…'
***
Bitiriyoruz…
Ha'di diyelim ki, Kılıçdaroğlu 'siyaset' yapıyor…
Ve de…
Muhalefet olmanın gereği…
Bunları söylemek zorunda…
Ancak…
İzmir'den seslendirerek Türkiye'ye verdiği sözler…
An itibarıyla…
(Pandemi… İşsizlik… Enflasyon… üçlemesi olarak…)
Dikkate alınırsa…
'Erken Seçim için dünden hazırız…' mesajı olarak okunuyor…
Bu gelişme önemlidir…
Çünkü…
İş dünyası da artık 'istikrar' bayrağını açmış durumda…
Nokta…
Sonsöz: 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır; ben hiç bir zaman umudumu kaybetmedim… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'