Geçtiğimiz hafta; gazeteci yazar Saadet Erciyas kaleminden çıkan bir haber röportajda; EBSO Meclis Üyesi Ecz. Enver Olgunsoy’un, İzmir Elektrik Fabrikası’nın bir sanayi müzesi olması yönündeki önerisi vardı şehrin gündeminde…
Bu haber… Uzun yıllardır kaderine terk edilmiş, endüstri ve kültür mirası bu tarihi yapının, bir türlü değişmeyen makus talihini hatırlatırken…
21 Ekim 2021 tarihinde Ege’de Sonsöz’ de yayımlanan, bu konuyu irdeleyen eski bir yazım gibi bugüne kadar tüm yazılanlar çizilenler…
Üzerinden geçen yıllara rağmen… Ne yazık ki halâ güncelliğini koruyordu.
***
Cumhuriyet’in ilk yıllarının modernleşme hamlelerinden biri olarak, İzmir’in kalbi sayılan, liman arkası olarak bilinen bölgede 1929 yılında hizmete giren İzmir Elektrik Fabrikası’nın ürettiği enerji ile…
O zamanlar… Ülkenin elektrikle aydınlanan üç şehrinden biri olan İzmir’in ticari hayatı büyük bir hızla canlanırken…
Şehrin ulaşımında bir hayli etkili olan elektrikli tramvay,
bu güzel şehrin sosyal ve kültürel hayatına yön veriyordu.
Bugün 100 yaşına yaklaşan, 60 yıl gibi bir süre bu şehre hizmet veren, endüstri ve kültür mirası bu yaşlı ve yorgun yapı…
Sessizliğinin içine saklanmış haykırışları ile…
İzmir’in tarihî dokusuna daha yakından bakabilenlere…
Ve… Bu kadim şehir için kaygı duyabilenlere pek çok şey anlatıyordu.
Ve de… Yıllardır sürüncemede kalmış hazin hikayesi ise…
İzmir kent tarihine ve kent kültürüne önem veren Enver Olgunsoy gibi İzmir sevdalılarını da bu konuda fikir üretmeye sevkediyordu.
***
Okuduğum bu röportajın satır aralarında…
Bu konuda bugüne kadar yapılan çeşitli girişim ve görüşmelerden söz edilirken…
Tarihi Elektrik Fabrikası binasının sanayi müzesi olması konusunda…
EBSO, İzmir Ticaret Odası, İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri üyelerinin kolektif bir ruhla gerçekleştireceği ortak bir çalışmaya ihtiyaç olduğunun altı önemle çiziliyordu…
***
Ve fakat…
İzmir’e hayat veren bu önemli sanayi tesisi… Üretimine son verildiği 1989 yılından bu yana geçen zamanda…
Bürokratik engellerle bir ateş topu misali kucaktan kucağa düşüyordu…
Çok geç kalınmış olunsa da bu konuda neler yapılabilir başlığı altında İzmirlileri fikir üretmeye yönelten bu öneri ile…
Sanayi müzelerinin dünyada da büyük ilgi gören ve ülkelerin sanayi geçmişini bugünlerle buluşturan örnekleri göz önüne alındığında.
Bir vakitler, şaşkınlık ve hayranlıkla dolaştığım Hamburg Minyatür Müzesi aklıma geliverirken…
Miniatur Wunderland, akıllara durgunluk veren bir şehrin demir yolu hattını, minyatür olarak inşa edilmiş farklı dünya şehirlerini…
Minyatür ölçülerde inşa edilmiş Hamburg Havaalanı pistlerine inip kalkan uçaklarını, hareketli limanını…
Sinyalizasyon sistemi ile yanıp sönen ikaz ışıkları ile uzayıp giden demir yollarını, tünellerden tünellere girip çıkan içi yolcu dolu trenlerini…
Ayrıca, bu minyatür dünyada kurulmuş bir çikolata fabrikasının üretim bandında ilerleyen çikolataların ziyaretçi çocukların önüne düşmesini…
Ve o cocukların o çikolataları, bir köşeye özenle kurulmuş müze kütüphanesinin mis kokusu içinde, kitaplar arasında keyifle yiyişlerini hatırlıyorum…
Ve.. Böyle bir müzenin benzerinin İzmir’de gerçekleşmesinin bir ütopya olmayacağını düşünüyorum.
Sanayi devriminin ilk örneklerinden olan güngörmüş devran sürmüş bu yaşlı binanın dört bir yanında…
Çeşitli sanayi kollarının üretim yaptığı bu döneme ait makine ve ekipmanları, işçilerin kullandığı araç gereçleri, kaskları, baretleri, fotoğrafları ile…
Sanayi devriminin o zorlu mücadelesinin her türlü objesini resmediyor zihnim…
Atölye ve etkinlik alanlarında interaktif sergilerle buluşan, kafelerine, kütüphanelerine koşturan genç nesiller geliyor gözlerimin önüne…
Hülasa…
İzmir’in bu değerli kültürel mirasını geleceğe taşımak için yöneltilen…
“İzmir Elektrik Fabrikası bir Sanayi Müzesi olur mu?”sorusuna…
İzmir’in kanaat önderlerinden mutlaka ve mutlaka; makul ve mantıklı bir cevap geleceğini düşünüyorum…
Ve… Tüm bu karar vericilerin gerçekleştireceği kolektif bir çalışmayla…
Bir dönemi yansıtan bu kıymetli endüstri mirasının yaralarının sarılıp sarmalanacağını…
Ve… Bugünlerin karanlığından geleceğin aydınlığına, büyük bir değer olarak taşınacağını ümit ediyorum.