Bugün Pazar…
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...
Bunu yaparken de...
Böylesi kıymetli bir anıyı bugünlere taşıyan herkesi...
Saygıyla analım…
***
Cumhuriyet devri edebiyatının…
En büyük yazarlarından biriydi Falih Rıfkı Atay…
Hem gazeteciydi…
Hem askerdi…
Hem devlet memuruydu…
Hem de siyasetçiydi…
Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü…
Bizzat yaşadı…
Aralıksız 27 yıl milletvekilliği yaptı…
Atatürk'e bağlılığı ve yakınlığı ile bilinirdi…
“Zeytindağı” adlı eseri…
İnsanın adeta kanını donduran tarihi bir süreci…
Kahraman Mehmetçik'in...
Yemen'de, Aden'de, Kanal'da, Gazze'de, Arap çöllerinde...
Nasıl kırıldığını...
Yenilgiden sonra...
Bir vagon dolusu “mecidiye altınını” bile...
O topraklara nasıl bıraktığımızı anlatır…
Şimdi o ölümsüz eserden...
“Zeytindağı”ndan her devirde ibretlik bir bölüm:
***
İki hikaye işittim… Masal olmadığı için anlatayım:
Cemal Paşa (Batı Arabistan Orduları Genel Komutanı) artık ordu kumandanı değildir… Mütareke yakındır… Artık, harbe niçin girdiğimiz tartışılabilir, büyük adamların küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir… Arkadaşım Y.K. bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu:
“Paşam söyler misiniz, bu harbe niçin girdik?”
Ve üç dört yıl içinde bunalttığı bir nefesi...
Adeta boşaltmış gibi ohlayarak bekledi...
İşte cevap:
“Aylık vermek için…”
Ve ilave etti:
“Hazine tamtakırdı… Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeliydik…”
Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun tarihi işte böyle biter…
Bu hikayenin belki büyük bir değeri olmayacaktı ama...
Eğer sonraları şu hikayeyi işitmeseydim:
***
Sakarya'ya yaklaşıyoruz…
Bir millet olarak kalmak için harp etmek ve...
Muzaffer olmak lazımdır…
Tam o zamanda maliye durmuştur…
İlim, ihtisas ve tecrübe, Mustafa Kemal'e hükmünü söylüyor:
“Hazine'de para kalmamıştır, bulmak ihtimali de yoktur…”
İlim, ihtisas ve tecrübe…
Büyük kelimeler, büyük ve korkunç!
Verdiği karar da şu:
“Türk Milleti istiklalini ödeyemez!”
Aylık vermek için harbi bırakmak lazımdı…
Mustafa Kemal'in kararı bu değildi… Vatan ve istiklal idi…
Ve en iyi kanunu arayıp buldu:
“Millet'in nesi var, nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için verecektir…”
Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan…
Hepsini böyle ödedik…
Mustafa Kemal, Büyük Harbe girmek aleyhinde idi…
Kafa ve sanat adamı olduğu için!
Dahası var...
Mustafa Kemal, “Kurtuluş Harbi'ni bırakmak” fikrinde asla bulunmadı…
Vatan adamı olduğu için!
İşte size bütün kitabın özü:
“İlim ve vatan adamı olunuz…
Hiçbiri yalnız başına, ne sizi ne de milletini kurtarabilir…”
Nokta...
Sonsöz: “Sahipsiz olan vatanın batması hak'tır… Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır…” / Mehmet Akif Ersoy…