Nasıl bir dünyadır, bu dünya?
Bir çetele mi var?
Bu dünya ile “öbür dünya” arasında...
Takvimin 29 Mart yaprağı ile...
3 Nisan yaprağı arasına sıkışmış...
Ömre bedel “kısacık” bir hayat...
Ölçüye vurduğunda...
Topu topu “66 yıl”...
“Sanki bir tiyatro... Aç gözünü, kapa gözünü...”
Dünyalar senin nasıl olsa...
***
Önceki gün...
(3 Nisan) O’nu kaybedişimizin 10’uncu yılı...
Nasıl da koşuyor yıllar doludizgin...
***
Başlıyoruz...
Şarkılarında “sevgiyi rehber” eden...
Yakasındaki “Büyük Sanatçı” unvanıyla...
Bulutların üstünden bize “selam çakan” bir ustayı anıyoruz bugün...
“Merhaba Kayahan Usta; merhaba...”
***
Gerçek sanatçı yaratıcıdır...
Kendine inanır...
Gelişime önem verir...
Çok pratik yapar...
Sanatın özgün olduğunu bilir...
Disiplindir ve sabırlıdır...
Belki de en önemlisi...
Toplumda “yaratacağı etkinin” farkında olan tek kişidir...
***
...Ve, Kayahan’da...
Bu özelliklerin tamamı vardı ve birini, diğerine feda etmezdi...
***
Bir asker evladıydı...
Gözlerini dünyaya İzmir’de açtı...
Müziğe düşkün ve yatkın bir delikanlıydı...
Gençlik yıllarını Ankara’da geçirdi...
Sahne performansı bi’kenara...
Kayahan’ın besteci yanı...
İnanılmaz bereketliydi...
Sadece birkaç yıl içinde...
Romantizmi sevenlere öyle bir dokundu ki...
Bi’daha...
Kayahan adı hiç unutulmadı...
Hatırlayın, demeyeceğim...
Yaşınız kaç olursa olsun...
Kayahan besteleri, açık ve net...
“Türkiye’ye çok iyi geldi...”
O’nun yarattığı şarkılarla...
Duygulandık...
Etkilendik...
Ezberledik...
Sonunda aşık olduk...
“Yemin Ettim”... “Odalarda Işıksızım”... “Mor Menekşe”... “Geceler”... “Beni Anlamadın Ya”...
Türkiye’nin “unutulmazları” arasına girdi...
Bu melodi sağanağın adı “Kayahan Bereketi” olarak...
Pop müzik tarihimize geçti...
***
İzmir, O’na uğurlu gelmişti...
Vatani görevini de...
Dünyaya gözlerini açtığı İzmir’de yaptı...
Herkes merak eder...
Hatırlatıvereyim...
Kayahan, aslında...
Müzik dünyasına 1971’da adım atmıştı...
“Yosun Gözlü Sevgilim” ve “Bir Mektubun Var” 45'liğiyle...
Türkiye’nin her köşesine...
“Ben de varım...” dedirten bir çıkış yaptı...
Gerisi...
Su akar gibi kendiliğinden geldi...
***
Tanrı vergisi bir özelliğe sahipti...
Hayatı boyunca...
Seslendirdiği tüm şarkıları bizzat yazdı ve besteledi...
Ve arkası sular, seller gibi geldi...
Sezen Aksu... Zerrin Özer... Bilgen Bengü... Ve, tabii ki Nilüfer...
Kayahan’ın yazdığı şarkılarla önemli çıkışlar yaptı...
Ne var ki...
Özellikle Nilüfer’in enfes yorumlarıyla...
Şu üç eser...
Yıllarca zirveden inmedi:
“Geceler”... “Kar Taneleri”... “Esmer Günler”...
Türk Pop Müziği’nin unutulmaz eserleri olarak adlandırılıyor...
***
Büyük Usta’yla ilgili...
10 yıl öncesinden unutulmaz bir anı...
Tarih; “15 Şubat 2015”...
Sevdiklerine veda etmeden bir buçuk ay önce...
Milliyet Gazetesi yazarı Asu Maro ile konuşuyor Kayahan...
O sırada...
Yumuşak doku kanseriyle mücadele eden Kayahan'a...
İlk kez 1990 yılında kanser teşhisi konduğunu...
21 yıl önce doktorların “altı ay” ömrünün kaldığını söylediğinde...
“Yemin Ettim” adlı bestesini yazdığını aktarıyor...
Gazeteci Maro...
Ayrıca, babasının Kayahan’ı kariyer seçimini beğenmediği için...
Silahla kovaladığını ancak...
Ünlü müzisyenin gündüzleri “dondurma satarak” müzik kariyerinden...
Yine de vazgeçmediğini yazıyor...
***
Kayahan, çok üretken sanatçıydı...
Hangi yaştaki hayranının...
Hangi melodiyi baş tacı yapacağını iyi bilirdi...
“Sarı Şekerim”... “Vazgeçmem”... ve “Aman”... gibi şarkılarıyla...
Zirvenin yıldızı oldu...
Kadife gibi sesi vardı...
“Sevenleri ayırmayın, sevenler ayrılmayın...”
Sloganıyla...
Aşıkların baş tacı oldu...
Şaşırmamak elde değil!
“Allah'ım Neydi Günahım”...
Şarkısını seslendirmeyen sanatçı kalmadı dersek yanlış olmaz...
Her şarkısında...
Bu ülkenin insanlarını “birlik” ve “sevgi”ye davet etti...
***
1992'de Lale Yılmaz’la dünya evine girdi; bir yılda ayrıldılar...
Vokalisti İpek Tüter’le ise 24 yıl önce evlendi...
Ünlü sanatçının “Aslı Gönül” adını verdiği kızı var...
***
Acı ama gerçek...
Büyük Usta...
35 yıl önce (1990)...
Yumuşak doku kanseri ile mücadele etmeye başladı...
İyileşti; sevenlerini mutlu etti...
2004'te tekrar kansere yakalandı...
İyiye doğru gidiyordu...
Ne var ki...
2014'te yeniden nüksetti...
Bir yıl daha savaştı...
Küçük hücreli akciğer kanseri nedeniyle...
Tam 10 yıl önce...
“3 Nisan 2015”te hayatını kaybetti...
Vasiyeti gereği...
Kanlıca’daki Mihrimah Sultan Mezarlığı'na defnedildi...
***
Bitiriyoruz...
Romantik bir kalbin sahibiydi Kayahan...
Aynı zamanda da...
İnançlı yapısıyla bilinirdi...
Mesela...
Kızına Kur'an-ı Kerim’den sureler öğreten Kayahan...
Ahiret inancını şu sözlerle anlatmıştı:
“Ölüm bir ceza değil, bana göre bir mezuniyettir... Yani, Cenab-ı Allah'ın katına çıkacaksınız, orada hesap vereceksiniz... Buradaki dünyanın yalan olduğunu, eğer bir düşünürseniz, zaten huzur kendiliğinden gelir... Cenab-ı Allah'ın gönderdiği Kuran-ı Kerim'i okusanız, o kitapta size ticareti nasıl yapacağınız bile anlatılıyor... En kolayını da söyleyeyim; helal ve haram. Bunu bilen bir dünyada, hiçbir problem çıkmaz...”
Nokta...
Hamiş: Tarkan, Sezen Aksu, Funda Arar ve Nilüfer'in de aralarında olduğu ünlü sanatçılar bir araya geldi ve 45 yıllık sanat hayatı boyunca geride bıraktığı eserleri seslendirerek “Kayahan'ın En İyileri" albümünde yer aldılar..
Sonsöz: “Tartışmasız herkesin farklı zevkleri olabilir ama onlarca ölümsüz şarkıyı milletine hediye eden Kayahan gibi bir besteci asla “odalarda ışıksız” kalmaz... / Anonim..."