Canlı yayındaki çıkışları...
Öncekilere benzemiyordu...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin...
En eski ve kurucu siyasi partisinin...
“513 gündür”...
Sekizinci Genel Başkanı olarak...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğundan seslendi canlı yayında:
“Ne yaparlarsa yapsınlar; hapiste de olsa yasaklı da olsa Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’dur...”
***
CHP Genel Başkanı Özgür...
Bu mesajı seslendirmekle kalmadı...
Bir asır boyunca CHP’nin ulaşamadığı...
Bir Türkiye rekorunu açıkladı:
“Üye sayımız, 1.2 milyondan 2 milyona çıktı... Bu bir halk hareketidir...”
***
CHP’nin genç lideri hızını kesmedi...
Canlı yayında...
Son derece önemli bir iddiayı seslendirmekten de çekinmedi:
“Parti tarihindeki en önemli saldırılardan biriyle karşı karşıyayız!”
Arkasını ise şöyle getirdi:
“Ben suikastı, dokunulmazlığımın kaldırılmasını, hapse atılmayı göze alıyorum...”
***
Bu arada bir işaret fişeğini de seslendiriyor:
“Bundan sonraki yolumuz adım adım bir iktidar yürüyüşüdür... İmza kampanyası ile tarihin en büyük güvensizlik oyunu vereceğiz...”
***
Bu da, en ilginç ayrıntı:
“Ekrem Bey’in, içeride (cezaevinde) tutulmasından Türkiye’nin düşmanlarının menfaati var...”
***
Ve...
Aynı gün ve aynı saatlerde...
Bir farklı ses de...
Silivri’deki mahkeme salonunda yargılanan Ekrem İmamoğlu’ndan geldi:
“15.5 milyonun oyuyla Cumhurbaşkanı olduğum için buradayım... Bana bakan Türk bayrağını, Atatürk’ü görür... Kimse beni kendisiyle karıştırmasın... Bana kim kötülük yaparsa yapsın ben onların evlatlarının teminatı olacağım...”
***
Biri CHP’nin sekizinci Genel Başkanı ve 50 yaşında...
Diğeri...
İstanbul seçimini üç kez kazanan ve “Bunun için cezaevindeyim” diyen 53 yaşındaki büyük başkan...
***
Bu arada...
Farklı gelişmeler de oluyor...
Bu bir kıyaslama değil ama...
CHP’nin gelmiş geçmiş en güçlü “sosyal atakları”ndan biri olan...
“Adalet Mitingi” bile...
Sekiz yıl sonra...
Yeni CHP’nin ataklarının gölgesinde kaldı...
***
Bu arada...
SONAR Araştırma’nın 48 saat önce...
Sadece VIP abonelerine gönderdiği...
“Bugün genel seçim olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?”
Sorusunun cevapları dikkat çekici...
Söz konusu ankette...
CHP diyenlerin oranı “yüzde 36,6” olurken...
AK Parti diyenler, “yüzde 30,4” de kaldı...
Aradaki fark, “yüzde 6,2”...
Oysa...
İnsan merak ediyor...
Türkiye’nin bugünkü “politika arenası”na göz attığımızda...
Sizce...
“Bugün, dünden ne kadar farklı?”
***
Bitiriyoruz...
Ömrünün 50 yılını “CHP”ye vermiş…
Deneyimle siyasetçi...
Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum:
“Ekrem İmamoğlu, üstüne basa basa “İstanbul seçimini üç kez kazandığım için cezaevindeyim” derken, Türkiye’nin dört bir yanında miting planlayan CHP’nin bundan sonraki stratejisi ne olacak? Altıok’lu partinin; AK Parti karşısında oylarının artışı devam eder mi?”
Söz; Sayın Baratalı'da:
Sayın Özel, İmamoğlu için, “Ne yaparlarsa yapsınlar, hapiste de olsa yasaklı da olsa Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu” demekle partisinin ve kamuoyunun sesi oldu... Erdoğan’ın karşısındaki aday her koşulda İmamoğlu’dur... Adayın adı başka olsa dahi... Kısa zamanda 16 milyona yakın Cumhurbaşkanlığı oyu bu düşünceyi doğrulamaktadır... İmamoğlu’na yapılan haksız davranışlar toplumu o kadar yaraladı ki, 100 yılı aşan tarihinde CHP mevcut üyesinin yarısından fazlasını partiledi... Üstelik partiyi aşan bir halk hareketine ulaştı... Öyle ki, bugüne kadar partinin ulaştığı kalabalıklar gölgede kaldı... Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlarına Atatürk zamanından beri suikastlar düzenlenmiştir... En sevdiği, eşini aldığı, annesini toprağına emanet ettiği İzmir’de yapılan süikast girişimi en bilinenidir...
Atatürk’ün devamlı çift tabanca taşıdığı söylenir... İkinci genel başkan İnönü, o günlerin Yargıtay Başkanı İmran Öktem’in cenaze töreninde cami avlusunda yobazlar tarafından öldürülmek istenmiş, 1969 yılındaki bu olayda O’nu Tuğreneral Nabi Alpartun, tabancasını çekerek kurtarabilmişti... Şan ve şerefle kurtardığı vatan toprağında gideceği illere sokulmak istenmemiş; toplantı yapması yasaklanmıştır... Taşlar atarak başını yarmışlar, trenini durdurmuşlardır... En sonunda Meclis’in şeref kapısında araçtan indiği sırada ateş edilerek öldürülmek istenmişti... Ecevit’e de çok suikast yapılmıştır... Nevşehirde il başkanının cenaze töreninde üzerine evlerden ateş edilmiş, milletvekilleri de tabancalarını çekerek kurtarmışlardı... Öylesine cesurdu ki, Taksim mitingine “Başbakan Demirel’in istihbaratı var; öldürüleceksiniz, gitmeyin” demesine rağmen gitmiştir... İzmir Çiğli Havalanı’nda öldürülmek istenmiştir... Polis envanterinde bulunmayan bir silah polise verilmiş, patlayan mermi yanında bulunan Ahmet İsvan’ının kardeşini ayağına isabet etmiş, yarası aylarca iyileşmemişti... Deniz Baykal’a yapılması planlanan suikastler önceden önlenmiştir... Kılıçdaroğlu’na ateş açılması sonucunda koruması er şehit olmuştu... Cami avlusunda ayağının dibine mermi atılmıştı... Ankara’nın Çubuk İlçesi’ndeki şehit cenazesinde devlet büyüklerinin gözleri önünde linç edilmek istenmiş, bir inek hırsızı tarafından darp edilmiştir... Adı geçen liderler bütün bu olaylardan sonra bile yılmadılar, korkmadılar, dik durdular, görevlerini yapma konusunda bir an bile tereddüt etmediler... Böyle bir gelenekten geliyor CHP liderleri... Genlerinde var... Çünkü partileri harp meydanlarında kuruldu... Sadece CHP beş kuruşluk damga pulu bir dilekçe ile kurulmamıştır! Sayın Özgür Özel de “böyle bir gen”i taşıyor ve böyle bir “adanmışlığı” var...
***
Bu süreçte CHP ne yapar da oyları artar? CHP son süreçteki halkta oluşan direnci büyük bir performansa dönüştürmüştür... Büyük kitleleri harekete geçirmiştir... İmamoğlu’nun diplomasının haksız, hukuk normlarını hiçe sayan iptali ve sonra da gözaltına alınması, tutuklanması sürecini ustaca yönetmiştir... Halkla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasının önüne geçmiş, Kurultayı ve diğer organları yenilemiştir... İktidarın oyununu bozmuştur... Halkın yığınsal olarak desteklediği Saraçhane mitingleriyle mevcut üyelerinin yarısından fazla üye kazanmıştır... İmamoğlu için yapılan uygulamada bugüne kadar kadar görülmemiş bir şekilde parti üyelerinin yüzde 92’si oy kullanmış ayrıca üyeler ve dayanışma sandıklarından çıkan oy 16 milyonu bulmuştur... Bu süreçti tabana yakın katılımcı ve aktif bir muhalefet yapmıştır... Özgür Özel, parti başkanlığından liderliğe yükselmiş, bunu da annesinin ak sütü gibi hak etmiştir... Sayın Özel, suç haline getirilen, protesto hakkının tam arkasında kapı gibi durmuştur... AKP’nin oyunu, 2002 seçimlerinin altına düşürmüştür... CHP şimdi ne yapmalı? CHP örgütlü toplum ile yürümelidir... Emek örgütleri, sendikalar, dernekler gibi... AKP ile arasındaki “yüzde 6 oyu”nu yükseltmeli, makası iyice açmalıdır... Partinin anayasası sayılan program, bir ön önce “katılımcı bir anlayış”la ve hızla yenilemeli, güncelleştirilmeli toplumun istekleri ve önceliklerine cevap verir şekilde gelecek vizyonunu iyi hesaplamalıdır... Miting, hak toplantıları, durmadan yurdun dört köşesinde devam ettirilmelidir... Son olarak CHP’nin en önemli görevi ülkemizin parçalanan iç cephesini bütünleştirmelidir... Birleşmeden sorunlar çözülmez... 100 yıllık partinin toplumsal barışı bir an önce sağlaması gereklidir..
Nokta...