Müzik Önerisi: La vita è bella – Nicola Piovani
Hayat güzeldir.
Roberto Benigni’nin yönettiği ve başrolünü oynadığı 1997 yapımı bir İtalyan drama filmi La Vita è Bella. 1999 yılında en iyi film ödülü, en iyi erkek oyuncu, en iyi orijinal film müziği gibi toplamda 72 ödülü kucaklamış müthiş zekice kurgulanmış, savaşın tüm pisliğini, izlerini, vahşetini bir çocuk oyununa çevirmeyi başarmış bir babanın öyküsü.
Filmin ilk yarısı faşist İtalya’da geçiyor. Bilindik bir aşk hikayesi zengin kız fakir oğlan dinleri farklı olunca ailelerinden kaçarak evlenir ve bir oğulları olur. Tam bu sırada da 2. Dünya Savaşı patlak verir. Guido (baba) oğlunu toplama kamplarının dehşetinden korumak için bir oyun kurgular ve oğlunu tüm kurallara uyduğu takdirde ödül kazanacağına inandırır. Bu yaratıcı yalanla çocuğun korku ve şiddet dolu savaş gerçekliğinden uzaklaşmasını sağlar.
Seyretmeye asla doyamadığım, her seyrettiğimde yüreğimin sızladığı, göz yaşlarıma hâkim olamadığım en kült filmlerden biridir. Umutsuzluğa kapıldığımda, daha kötüsü olamaz dediğim anlarda, olan bitene asla mantığımı oturtamadığım zamanlarda açar seyrederim.
Savaş öncesi dönemde faşist baskının gündelik hayatlarda nasıl gün be gün arttığını, sıradan insanların sessizce nasıl kabullenebildiğini hicvettiği için.
Nefretin nasıl sıradanlaştığını bütün çıplaklığıyla izleyiciye aktardığı için.
Guido’nun savaşın en karanlık en vahşi anlarında bile mizah dolu yaklaşımının nasıl bir umut aşıladığını ve nasıl bir kurtuluş ışığı olabileceğini gösterdiği için…
Guido’nun savaş gibi en kaotik ve en umutsuz ortamda bile bulduğu cesur ve yaratıcı çözümlerle oğlunu nasıl hayatta tutmaya çalıştığını gösterdiği için…
Her çabanın, sonuna kadar mücadelenin karşılıksız kalmadığını gösterdiği için…
Faşizmin ve savaşın anlamsızlığını, insanlık dışı uygulamaları, vahşeti, gözü dönmüşlüğü, yıkımı, katliamı, soykırımı mizah ve trajedi dengesiyle gözler önüne serdiği için…
Faşizmin aptalca kurallarını mizahıyla küçümsediği için. Militarist sloganları Guido’nun komik taklitleriyle gülünç hale getirebildiği için.
Savaşın anlamsızlığını oğlu için bir oyun haline çevirebildiği için.
La Vita è Bella "hayatın güzelliğinin" acıyla iç içe olduğunu hatırlatır. Guido'nun oğluna fısıldadığı "Bu bir oyun, hepsi bir masal" sözleri, aslında hayata tutunmanın en etkili yöntemidir.
Film, trajedinin ortasında bile gülümseten, unutulmaz bir başyapıttır.
"Gülmek, korkunun olmadığı yerdir."
Demem o ki: “hayat güzeldir” Daha güzel olması için güçlü bir yeni nesil şart.
Mizahla iç içe olan biteni eleştirebilmek, hicvedebilmek müthiş bir zeka…
Zor zamanlar güçlü insanlar yaratır. Ve güçlü insanlar iyi zamanlar getirir.
İyi zamanlar ise zayıf insanlar yaratır. Ve zayıf insanlar da kötü zamanları getirir.
Ve biz de “sessiz kuşağın” yetiştirdiği X kuşağı olarak iyi zamanlarda yetiştik. Belki de zayıflığımız budur. Daha iyi zamanlar için belki de bizim yetiştirdiklerimiz mizahlarıyla dünyayı dize getirecek.
Yaşamın döngüsü bu olabilir mi?