Müzik Önerisi: Şeker Alalım – Tpao Batman Orkestrası
Ağzımızın tadı yok. Keyfimiz de pek yok ne şekerin ne bayramın ne tatilin peşindeyiz şu günlerde. Büyük bir dikkatle olan biteni takip etmeye, anlamaya, kafamızdaki doğrularla vicdanımızdaki değerleri tartmaya çalışıyoruz.
Bayramımız her nerede kutlanıyor ve yaşatılıyorsa mübarek olsun.
Çocuklar sevinsin, sevenler kavuşsun, harçlıklar hazırlansın, avuçlar dolsun, dualar yerini bulsun.
Sofralar kurulsun, sohbetler aksın, ziyaretler çok olsun, bereketi bol hayırlara vesile olsun.
Yüzler gülsün, çocuklar ortalıkta rugan ayakkabılarla koştursun, gençler harçlığı kapınca hala mı deyip için için sevinsin, yaşlıların gelenlerle evi şenlensin.
Kahvenin kokusu, likörün rengi şekerin tadı birbirine girsin.
…
Her şey akışında olmuş olsaydı bu iyi dilekler hepimiz için son derece tek düze gelebilirdi.
Ama bu bayram pek değil. Kursağımızda çok fazla düğüm var. Hop oturup hop kalkan ebeveynlerimiz, büyüklerimiz var. Sokaklarda olmasına, içeride olmalarına çok üzüldüğümüz gençlerimiz var.
Tek düzeliğe bu kadar özlem duyduğum başka bir bayram arifesi olmamıştı.
Normalimizi özledim ben…
Sabah endişe içinde uyanmamayı, haberleri açtığımda yine ne olmuş diye tasalanmamayı, alışverişe gittiğimde ne kadar pahallanmış dememeyi,
Ağzımın tadını ruhumun hafifliğini özledim.
Yok yere gülümsemeyi, herhangi olası bir mutluluk refleksimi suçluluk duygusu yaşamadan göstermeyi özledim.
Eski bayramları özledim. Eskiye gideyim derken kendimi tutamadım tatlının ve şekerin tarihine iniverdim çağlar öncesinde buldum kendimi.
Tarihte, insanların tatlı ile olan ilişkisi şeker içeriği yüksek meyvelerin yanı sıra özellikle bal ile başlıyor.
Aşağıdaki resimde görülen çizim, ağaca tırmanmış ve bir eliyle ağaç kovuğundaki arı kovanından bal toplarken, diğer eliyle de bir toplama kabını tutan bir avcıyı gösteriyor bize. Bu resim, insaoğlunun bal ile olan ilişkisinin bilinen en eski tasvirlerinden biri. “Bal Avcısı” olarak adlandırılan bu duvar resminin farklı arkeologlarca tarihlendirilmesi M.Ö. 10.000 ile 6.000 arasında değişiyor.
İspanya yakınlarındaki Cuevas de la Araña (Örümcek Mağaraları)'nda bulunan bu mağara resmi, bal toplamanın bilinen en eski belgesel kanıtı. Bu Mezolitik dönem resminde, yabani arı kovanına ulaşmak için tırmanan bir insan figürü, etrafta uçuşan arılar ve görülebilen petekler betimlenmiş.
Bal demek arı demek. Yunan mitolojisinde bir kadın ismi olan Melissa Yunanca “bal arısı”ndan geliyor. Yine efsanelere göre insanlığın ilk alkollü içkisi bal ve suyun fermente edilmesiyle “Bal Şarabı -Hydromel” imiş. Bu bal şarabının Osmanlı’da tüketildiğini de Evliya Çelebi’nin Seyehatnamesinden öğreniyoruz.
Şekere gelince…
Şeker Sanskritçe "śárkarā" (शर्करा) ‘dan geliyor. Aslında çakıltaşı anlamında kullanıyor. Bir nevi külçe ya da kristal. Farsçaya “şakar” olarak geçiyor. Buradan da tüm dillere Arapça’da "sukker", Fransızca'da "sucre", İngilizce'de "sugar", İtalyanca'da "zucchero", Almancada "zucker" olarak yayılıyor.
Dahası da var; Fince “sokeri”, İzlandaca “sykur”, Filipince “sukal”, Arnavutça “sheqer” ve Swahili* dilinde “asukal”.
Hayatımıza girişi ise şeker kamışı ile. Milattan önce sekizinci yüzyılda Büyük Okyanus’un göbeğindeki Polinezya’dan Yeni Gine, Hindistan ve İran’a ulaşıyor önce. Avrupalılar ise daha geç Büyük İskender’in Hindistan seferi sırasında tanışıyor şekerle. Haçlı Seferleri sırasında şeker “TATLI TUZ” olarak tanıtılıyor. Orta çağda ise şeker eczanelerde tedavi edici olarak satılıyor. Sonrasında ise kolonileşmelerle şeker kamışı tarlaları tüm kıtalara yayılıyor ve çok önemli bir hammadde haline geliyor.
Ne ironik değil mi?
Şimdilerde uzak durmamız gereken üç beyazdan biri.
Aslında bayramın ismi Ramazan. Adının Şeker’e dönüşmesinin sebebi ise Osmanlı’da bu bayramda çokça yapılan tatlı ikramlarından geliyor. Bir diğer argüman da var. Tarihçi Murat Bardakçı, "Şeker Bayramı" isminin "Şükür Bayramı"ndan geldiğini ve bu değişimin eski harflerle aynı şekilde yazılan "şükür" ve "şeker" kelimeleri arasındaki okuma hatasından kaynaklandığını öne sürmüş.
Ne olursa olsun bizim havamız iyi olsun dediğimiz günlerden herkes için çok güzel günler dilediğimiz temennimizi bile utana sıkala ve korkarak yaptığımız günlere…
Şeker Bayramımız kutlu olsun. Biz yine eski günlerde yaşadıklarımızı mümkün mertebe çocuklarımıza, torunlarımıza, sevdiklerimize yaşatalım tarihten öğrenecek çok şey olduğunu gelecek nesiller bilsin, anlasın, sevsin ve sahip çıksın.